Geçen haftaki Trabzzonspor galibiyeti sonrası kısa vadede iki önemli eşik vardı Sarı Kırmızılılar için. İlk önemli eşik Arena'daki Gaziantep maçıydı. Geçen sene şampiyonluğa giderken dokuz doğurarak geçtiğimiz Gaziantep bu sefer iç sahada galibiyet almamış Galatasaray'ın karşısındaydı. Telafisi çok zor olan Astana maçının öncesi olması bir taraftan, Burak'sız nasıl bir yapıya geçileceği bir taraftan, iki rakibin derbide karşılaşacak olması diğer taraftan sezonun şu an için belirleyici haftalarından birisiydi bu hafta. Ligde 3 maç üst üste iç sahada maç kazanamamak Galatasaray'a yakışmazdı bu da işin manevi boyutu.





Hafta içinde Şampiyonlar Ligi sayfasının anketlerine bile konu oldu Burak'ın yerinin nasıl dolacağı. Umut'un sezona iyi başlamamış olmasından dolayı kamuoyu farklı arayışlar olur mu sorusunun üzerinde durdu. Podolski'nin''ideal yerim forvet'' açıklaması okları Alman yıldıza çevirmişti. Bana da açıkçası bu formül daha akla yakın geliyordu çünkü Podolski'yi önde kullanmayı başardığınız vakit Sinan Gümüş'e de yer açmış oluyorsunuz. Çok büyük bir tecrübesi olmamasına rağmen Trabzon deplasmanınna takımı rakip kaleye taşıyan oyunculardan biriydi. Diğer yandan Umut'un da sonradan girdiğindeki katkısı geçen yıllarda ciddi bir hamle şansı tanımıştı. Hamza Hamzaoğlu başka bir maceraya girmek istememiş olacak ki direk Umut'la başlayıp Süper Kupa finalindeki forvet arkası üçlüsüyle oyuna başladı. Maç başlangıcı geçen haftanın devamı gibiydi ama hiçbir yenen gol güzel olmasa da Muhabbet Demir'in golü uyuyan Aslanı uyandırdı. Mustafa Denizli çok söyler bunu büyük takımlara karşı erken gol atmak avantaj değildir diye. Podolski Mersin maçı gibi cevabı çabuk verince golün moraliyle Galatasaray daha canlı bir görüntü verdi. Rakip alanda en fazla top kazandığı maç olabilir bu sene bu maç Galatasaray'ın. Gaziantep takımının hızlı ataklara çıkışlarında tercih hataları tehlike oluşmasını engelledi fakat bu kadar tamemen rakip sahaya yerleşme düşüncesindeyseniz bu riskleri göze almış oluyorsunuz. 





Geçen iç saha maçlarında oyuna göre çok pozisyon vardı, bu sefer oyun daha hareketliydi ancak pozisyon daha azdı. ilk yarı Umut'un çok net bir pozisyonu vardı ikinci yarı ise duran topların etkili kullanımı atakları çeşitlendirdi. 2 ön direk organizasyonundan da sonuç gelmedi. Soldaki Yasin-Sneijder, sağdaki Denayer-Podolski uyumu bu maçtaki hareketlilikte önemli rol oynadı. Denayer'i daha çok konuşacağız gibi gözüküyor. Yaptığı asist dışında ileri geri çalışması çok büyük bir artı kendisi için. Antep takımı tam nefes alıyorum diye düşünürken Hakan Balta'nın Popescu'yu hatırlatan pasıyla Umut golle buluştu. Umut'un bu golle moral bulması Astana maçı öncesi iyi haber. Skoru yaptıktan sonra farkı açamama sorunu yine baş gösterdi. Skoru elde tutma düşüncesi 2.yarıya iyi başlayan oyunu bozdu. Rakip çözülmüşken bir gol daha gelse maç kopacak. Beşiktaş Antep'te bunu yaptı mesela. 76 dakika pozisyonu yokken maçı bir anda 4-0'a taşıdılar. Hamza Hamzaoğlu'nun Yasin değişikliği bence yanlıştı. Şu anda eldeki adam eksilterek rakip kaleye giden tek kanat oyuncusu. Hazır geniş alan bulmuşken Yasin'den daha fazla fayda görebilirdik diye düşünüyorum. Antep takımı yenik duruma düşünce maça dönnekte zorlanan bir takım ki nitekim öyle oldu. Tek farklı bir galibiyetle Galatasaray derbi haftasında zirveye yaklaştı.





Çarşamba günü çok önemli ve yorucu bir Astana maçı var. Seyahati uzun olan bir deplasmana maçtan 2 gün önce gitmek çok doğru bir karar. Astana'ya puan verme lüksümüz neredeyse yok çünkü Benfica'nın Astana'dan 6 alma ihtimali çok yüksek ve Astana'dan bir galibiyet aldılar zaten. Bugünkü Bayramı dileriz ki çarşamba gecesine de taşırız. 7 sene önce kaybettiğimiz benim de tanışma şansı bulduğum Alpaslan Dikmen'i de saygıyla anmak istiyorum. Örnek bir Galatasaraylıydı. Mekanı cennet olsun. Herkesin Kurban Bayramını tebrik ederim.