Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, Lig Radyo'da Mehmet Ayan'ın konuğu oldu. İşte Özbek'in yaptığı açıklamalar...
"DERTLİ KELİMESİNİ KABUL ETMİYORUM"
Dertli değilim. Çözüm önerisini çok önceden hazırlanmıştık. "Dertli" kelimesini kabul etmiyorum. Ben Galatasaraylıyım. Bu taşın eline altını sokmak için yeter. Bizim ağabeylerimiz Çanakkale'ye ölüme gititler. Giderken geri dönmeyi düşündüler mi? Biz böyle bir kültürden geliyoruz. Zor mu değil mi düşünmeyiz. Bundan önceki dönemde başkan yardımcılığı yaptığım için sıkıntıları bilerek geldim ama zor olur mu diye zerre düşünmedim.
FENERBAHÇE'YE KUPA GÖNDERMESİ!
"YENİ KONTRATLARDA MAÇ BAŞI YOK"
"GALATASARAY'IN BORCU SENEDE 160 MİLYON EURO"
"MEHMET ÖZBEK'İN ALBAYRAK'LA ALAKASI YOK"
"MUSTAFA HOCANIN GELİŞİNE İTİRAZ EDEN YOK"
Genç subaylar tamlamasına gıcık oluyorum. Biz son derece iyi çalışan bir yönetimiz. Bu benzetme biraz maksadını aşıyor. Mustafa Hoca'nın gelişinin kararı oy birliğiyle alındı.
Ben Galatasaray'ın başkanıyım. Yönetimin üzerinde elbette bir etkim var. O günkü şartlarda Mustafa Hoca'nın davet edilmesi oy birliğiyle alınmış bir karardır. Yönetimin içinde hiçbir kişi Mustafa Hoca'nın gelişine itiraz etmemiştir.
"SPORCULAR HARİÇ 500 KİŞİYE MAAŞ"
Kulüp içinde tenkisat var. Geçen dönemde buna başlamıştık. Bu dönemde de bu kısmen devam edecek. Bu tasarruf değil, israfı önleme şeklinde yapılacak. Kulüp çok büyük bir hacim. Çalışanları verimli kullanmak suretiyle bir tensikata gidilecek. Sporcular hariç 500 kişiye maaş ödüyoruz.
"HER AY 8 MİLYON TL VERGİ"
Bizim yaklaşık her ay 8 milyon TL'ye yakın vergimiz var. Yıl bazına vurduğumuzda yaklaşık 100 milyon TL yapıyor. Her ay da yaklaşık 3 milyon euroya yakın sabit maaş ödüyoruz. Futbola girdiğimiz zaman her ay 6 milyon euro gibi bir para ödenmesi lazım.
"LİSELİ-LİSESİZ TARTIŞMASI ANLAMSIZ"
Liseli-lisesiz tartışmasını çok anlamsız buluyorum. Bu tartışma yoktan var edildi. Ben Giresun doğumlu birisiyim. Çocukluğumun belli bir kısmı oralarda geçti. Yaptığım iş itibariyle Anadolu'da 10-12 seneye yakın satıcı olarak dolaştım. 20'li yaşlarda Anadolu'da gezdiğiniz zaman Türkiye'nin yapısını çok iyi analiz etme şansınız oluyor. Galatasaray Lisesi'nde yatılı olarka 8 yılım geçti. Hizmet sektöründe olduğunuz zaman kişisel olarak insanlara hizmet etmek zorundasınız. Onun için benim duruşum, insanlara yaklaşımım son derece yatkındır. Liseli-lisesiz ayrımını desteklemediğim için bu umruma gelmiyor ve tartışıldığı zaman çok üzülüyorum. Kulübün yarısı liseli yarısı lisesiz. Bu kulüp lisede doğdu. Liseyi de inkar etmemek lazım. Ama Galatasaray büyümüş ve Türkiye'ye mal olmuş. Bunu bu çerçevede konuşmak lazım. Liseli-lisesiz tartışması bölücü bir tartışmadır.
Tüzük şu anda tadil aşamasında. Çalışmalar daha bitmedi. Netleştiği zaman yorum yapmakta fayda var. Bütün yapılan işler Galatasaray'ın daha iyi bir noktaya kavuşması için.
METİN OKTAY HAKKINDA...
Ben lisedeyken, Galatasaray Grand Cour'da antrenman yapıyordu. Orada antrenmana Turgay ağabey, Metin Oktay, Coşkun ağabey gelirdi. Orada onları seyretme fırsatı bulduk. Ayrıca Mithat Paşa Stadı'nda da maçlarını seyrettim. Çok beyefendi bir kişiliği vardı. Çok iyi giyinirdi. Hafızamda bu şekilde kaldı. Talihsiz bir ölüm.
"FENERBAHÇE DEPLASMANINDA SELFIE YAPTIK"
Sosyal medya işinin ustası Fatih İşbecer ve Arda Üçer. Galatasaray'ın büyüklüğü sadece sosyal medya değil, Deloyed Para Ligi, taraftar sayısıyla büyük bir marka. Sosyal medyadaki büyüklük de bunun bir yansıması. Galatasaray'ın büyüklüğü paralel olarka her mecrada görünüyor. Sosyal medyanın yapısı hakaretten oluşuyor. Haklılık payları olduğu zaman hak veriyorum. Ama haksız oldukları zaman da kızmıyorum. Bu işin yapısında bu var. Sadece bana değil Obama'ya da aynı tepkiler geliyor. Bunu göğüslemek zorundayız. Sokakta beni gördükleri zaman sarılıyorlar. Biz bir Fenerbahçe maçına gittik deplasmana. Hava almak için dışarı çıktım. 50'ye yakın selfie yaptık. Fenerbahçe atkısıyla gelen sarılan oluyor. Bu iletişim çok önemli. Giderek bunun artmasını diliyorum.
"ZARAR EDEN TEK KULÜP GALATASARAY DEĞİL"
Zarar eden tek kulüp Galatasaray değil. Türkiye'deki kulüplerin tamamı zarar etmekte. Bugünü kurtarmak için çalışırsanız bu zarar devam eder. Bu sürdürülebilir bir şey değildir. Buradaki en büyük faktör 160 milyon euro girdisi olan bir kulüp kimseye ihtiyacı olmadan sürdürebilir. Fakat geçmişten gelen ağır kontratlar, hesapsız harcamalar, yanlış yatırımlar Galatasaray'ı banka finansmanına sokmuş. Biz banka borçlarımız itibariyle senede 25 milyon dolara yakın faiz ödüyoruz. Hesaplar dengedeyken 25 milyon dolar açık veriyoruz. Ayrıca piyasalarda sadece TL çerçevesinde borçlanmıyorsunuz. Oradan da 10 milyon dolar kur farkı geliyor. Bunu kontrol edemezsiniz. Dolayısıyla bu sürdürülemez bir şey. Bizim yaptığımız bunu mümkün olduğu kadar kendi kaynaklarımıza yönelik bir sisteme oturtmak istiyoruz. Bunun için de çalışmalarımız devam ediyor.
"2023'E KADAR TÜM GELİRLER TEMLİKLİ"
Banka borçları artmıyor, artması mümkün de değil. Maliyet açısından faizlerin sıçramasıyla kısmen artmıştır. Galatasaray'ın 210 milyon dolar kredi limiti var. O limit geldiğimizde doluydu. İstesenizde bu borcu arttıramazsınız. Kota şu anda dolu. Bir damla dahi kabul etmiyor. Galatasaray bugün nasıl devamlılığını sürdürüyor. Bu 210 milyon dolar temliklerle teminat altına alınmıştır. Galatasaray'ın borcu sabit. 215 milyon dolar. Bankaya gittiğiniz zaman teminat olarak ne vereceksin diyor ama 2023'e kadar tüm gelirler temlik verilmiş. 215 milyon dolar borcumuz var dediğimiz zaman 400 milyon dolara yakın da temlik verilmiş.
5 milyon doları küçümsememek lazım.
"OTELİN EKSPERTİZ DEĞERİ 140 MİLYON DOLAR"
Otel bir gayrimenkul. Orada bir çadırımız vardı. Olayı ben şöyle değerlendiriyorum. Oradaki arsanın değeri yaklaşık 20-25 milyon dolar civarıydı. Biz bunun üzerine 10 milyon dolar daha harcıyoruz. Oradaki otel 200 odalı 5 yıldızlı. Ekspertiz değeri 140 milyon dolar. Bir varlık yaratıyorsunuz. Bu her zaman bir teminat niteliğindedir. İhtiyaç halinde size yeni ufuklar açabilecek bir şey. Aynı şeyi Riva'da da yapıyoruz. Riva 250 milyon dolar mertebesinde. Bunu geliştirdiğiniz zaman Galatasaray'a 600 milyon dolar olarka geri dönüyor. Spor kulüpleri bunu yapmak zorundalar. Sadece sportif başarılarla bir yere gelinemez.