Geçen seneki kompakt Mersin olsa, Galatasaray’ın birbirine yakın oynamayan, ön tarafından savunma desteği almayan yapısı karşısında çok başarılı olacağını düşünürdüm. Çünkü geçen yıl Rıza Çalımbay, özellikle büyük maçlarda takımını geride birbirine yakın tutup, sprintli oyuncularıyla rakip kaleye hızlı iniyordu. Zaten Galatasaray iki maçta da çok zorluk çekmişti.

Beklerin arkasına dikkat

Ancak bu sene Rıza Çalımbay sonrası kadro değişmemiş olmasına rağmen Mersin, birbirinden uzak oynayan bir ekip görüntüsünde. Normal şartlarda Galatasaray’ın kazanacağını düşünüyorum. Fakat uzun vadede Grosskreutz ön tarafa dahil olmazsa, arkada da Olcan’ın solda oynadığı bir oyun yapısında, Galatasaray geri dönmekte büyük sorunlar yaşayabilir. İki bekin de arkasına atılan toplar büyük dert oluşturabilir.

Takım kompakt kalmalı


Galatasaray’ın sorunu şu: Öndeki oyuncular, yüzde 20’ye yüzde 80 hücum oyuncuları. Orta sahadaki ikili, yüzde 30 savunmacı. Beklerde görev yapacak Olcan- Sabri ikilisi de yüzde 30 savunmacı. Galatasaray bu oyuncu grubu içinde birbirine her zaman yakın olup, alanları doğru paylaşmazsa ve kompakt kalmazsa, her rakibe karşı sorun yaşar. Ancak topa sahip olup, birbirlerinden kopmazlarsa, her takımın başına bela da olabilirler.

Selçuk ve Burak vazgeçilmez

Selçuk son 5 yılın Türkiye’de en istikrarlı oyuncusu. Neredeyse hiç maç kaçırmadan oynuyor ve alışık olduğu sistemde oynandığında da, garanti bir performansı var. Burak da 28 yaşından sonra olsa da, oyununu olumlu yönde geliştirdi. Fatih hoca ondan fazlasını istemiş, alamamıştı. Mancini ve Prandelli de fazlasını istedi, alamadı. Geçen sene Hamza hoca, akıllık yaptı, pragmatik davrandı ve ondan bir şey istemedi. İstediğini oynamasını beklemedi. Ve çok katkı aldı. Böyle yapmaya devam etmeli. Tabii her zaman söylediğim gibi Selçuk ve Burak da, sınırları iyi bilmeli. Onlar Galatasaray’ın vazgeçilmezi...

Kimse sizi hatırlamaz

Kulüplerde maliyetleri düşürmek bir mecburiyet. Ama bunu yaparken, mesela transferle ilgilenen memur sayısını 1’e indirip, Grosskreutz transferinde 4 aylık bir kazık atıyorsanız kendi kendinize, yaptığınız tasarrufun bir önemi kalmaz.Eğer orada 1 kişi bütün bu transferlerle ilgilenmiyor olsa, bu problemler olmazdı. Sportif başarı gelirse, tüm bu mali hamleler, büyük bir başarı olarak adlandırılır. Ama eğer gelmezse, kimse sizi hatırlamaz. Sadece oraya bakacaksak, son 40 yılın şampiyonu Türkiye’de Gençlerbirliği’dir. Ama Gençlerbirliği’nin başkanı bile Galatasaray taraftarı. Galatasaray, ekonomisini küçültebilir, ama futbolu küçültemez.

Sneijder ikna olsun yeter
Sneijder konusunda herhangi bir endişe yok. Milli takım öncesi takımın en çok isteyeni, en çok uğraşanıydı. Sözleşmenin ardından yapılması gereken, Sneijder’i bu takımın Avrupa’da hedefleri olduğuna ikna etmek. Bunun yolu da, transferden ziyade, Madrid maçında alınacak iyi bir sonuçtur.