İşte Altaylı’nın Haber Türk’teki köşesinde Özbek ve yönetimine sarf ettiği sözler:

– Galatasaray’da ceza olayı için ne diyeceksiniz? Başkan Dursun Özbek ceza yönetmeliğinin futbolculara sezon başında verildiğini açıkladı. Bu yönetmeliği kabul etmeyenlere noter kanalı ile iletilmiş. Elbette ki bu kriz daha profesyonelce çözülebilirdi. Sizce futbolcuların hiç mi suçu yok?

Bir kulüp yönetiminin o kulüp sporcuları üzerindeki saygınlığı ve etkinliği, o yönetimin, toplumun genelindeki saygınlığı ve etkinliği kadardır. Galatasaray taraftarı, Galatasaray camiası, Özbek Brothers yönetimine ne kadar saygı duyuyor ve güveniyorsa futbolcular da o kadar saygı duyar ve güvenir. O yüzden de ortaya böyle tablolar çıkar. Özbek Brothers da olmayan saygınlıklarını ve otoritelerini böyle cezalarla sağlamaya çalışırlar. Madem böyle bir ceza yönetmeliğin vardı, o zaman ilk kartta uygula, futbolcular da o zaman işin ciddiyetini anlasınlar. Ama sen yönetmeliği uygulama uygulama, sonra Sneijder bir röportaj yaptı diye raftaki yönetmeliği uygulamaya koymaya çalış. Kimse yemez bunu. Özbek Brothers yönetimi neyi doğru düzgün yapıyor ki, bunu yapsın, neyi profesyonelce çözebildi ki, bunu çözsün? Galatasaray ve Özbek Brothers demeyin bana. Cinlerim tepeme çıkıyor.

– Peki bu kriz nasıl çözülecek? Siz olsanız ne yapardınız?
Ben veya Galatasaray’ı bilen arkadaşlarımızdan biri yönetimde olsaydı işler zaten bu noktaya asla gelmezdi. Özbek Brothers yönetimi sadece s..makla kalmıyor. Sonra bir de sıvıyor. Abdurrahim veya Ali veya o tarz biri yönetimde olsaydı Sneijder zaten öyle bir demeç vermezdi.

BÖYLE BAŞKANA BÖYLE HOCA

– Galatasaray kadrosunu gördünüz. Belki 1-2 rötuş yapılacak. Hollandalı hoca bu sene Avrupa kupalarına katılmamanın bir avantaj olacağını söylüyor. Siz ne diyeceksiniz?

Lige de katılmasalar daha büyük avantaj olacakmış demek ki! Böyle bir kafa görmedim ben. İlkokul öğretmeninden üniversite hocası yapmaya kalkarsan böyle saçmalıklar dinlersin. Ulan ligde şampiyon olamazsan seneye de Avrupa’ya gidemezsin be adam. Böyle başkana böyle hoca. Tencere kapak. Yeter sorma. Tansiyonum çıkıyor.

Bugünkü divan toplantısında Dursun Özbek, Riva ve Florya için bilgi verecek. Siz bir divan üyesi olarak neyi öğrenmek istiyorsunuz? Ve neyi sormak isterdiniz?

Rezaletin en büyük olduğu yere geldik. Bak sevgili kardeşim, bu Divan Kurulu toplantısı Galatasaray’ın bitişinin ilanıdır. Galatasaray Divan Kurulu toplantısı tarihinde ilk kez Galatasaray dışında bir yerde toplanacak. Bu olacak iş değil. Tarihimizde ilk kez Divan, başkanın ayağına gidiyor. Özbek Brothers’ın otelinde yapılacakmış toplantı. Yuh artık! Bunu Divan Başkanı İrfan Aktar’a sorduk “Nasıl olur böyle bir rezalet?” diye. Yok efendim lisedeki salonda tadilat varmış, yok şuymuş yok buymuş. Kardeşim TT Arena’nın altında toplantı salonu var. Hiçbir halt bilmiyorsan, orada yaparsın. Koca Galatasaray Divan Kurulu, başkanın oteline mi gider? Örneği yok bunun. Divan Başkanı İrfan Aktar’a sesleniyorum. Bu rezalete “dur” deyin.

Sorunuza dönersek. Ben Özbek’in otelinde yapılacak Divan Kurulu toplantısını yok hükmünde sayıyorum. O yüzden de soracağım hiçbir şey yok.

– Hiçbir diyeceğiniz yok mu!

Bazı Galatasaraylı dostlarımla görüştüm. İlk genel kurulda bir önerge vereceğim. Galatasaray’ın artık sportif branşlarını kapatıp, sadece bir gayrimenkul şirketi olarak yoluna devam etmesini önereceğim.

PALAVRADAN PROJELER ORTAYA KOYUYORLAR

– Anlamadım!

Ben de anlamıyorum zaten. Özbek Brothers ortaya palavradan projeler koyuyor. İçeriğini bilmediğimiz gayrimenkul projeleri. O noktada iki sorun var. Birincisi bunların gerçekleşmesi uzun bir süreç. De ki, her şeyi şahane planladılar ve tıkır tıkır gidecek. Bu projelerin hayata geçip nakde dönmesi en az 5-6 yıl. Peki bu 5-6 yıl boyunca Galatasaray nasıl dönecek? Ne yapacaklar, bu anlaşmaları kırdırıp nakit mi üretecekler? Bunun Galatasaray’a maliyeti ne olacak? Bunun yanıtını bilmiyoruz ve Özbek Brothers da bilmiyor muhtemelen. İkincisi bu gelen para nasıl değerlendirilecek? Bununla ilgili tek kelime yok. Sportif alanda ne yapılacak? Başarı nasıl gelecek? Ayrıca değerlendirilecek gayrimenkuller kulübün malı, borçlu olan ise Sportif AŞ. Bu para oraya nasıl aktarılacak? UEFA’nın bununla ilgili regülasyonları var, onlar nasıl çözülecek? De ki, çözüldü plan ne? Nasıl bir takım, nasıl bir spor yönetimi? Bu soruların yanıtını veren yok, daha da beteri merak edip soran da yok.