İşte Terim'in açıklamaları...

"Bu toplantıyı organize ederken, artılarını, eksilerini fazlasıyla tarttım. Buna karar vermek çok kolay olmadı. Çünkü genel olarak böyle bir temaulum yok. Ancak başka platformda da konuşacağımı söylememe rağmen bunların sebeplerini anlatacağım. Kimleri için konuşmamam, kimileri için ise konuşmam anlatmam gerektiği yönünde görüşler olduğunu biliyorum. Doğal olarak ben Galatasaray'ı düşünmek ve zarar vermemek için ne kadar titiz davrandıysam, gündemin hiç değişmediğini gördüm. Gördükçe de daha fazla üzüldüğümü ve yaralandığımı da fark ettim. "

"YANLIŞ YAPIYORSAM DA KENDİMDEN OLSUN"

"Takdir edersiniz ki benim de değerlerim ve çok kıymet verdiğim bir ailem var. Unutulmasın ki ben de düşüneni sevinen, üzün, kızan bir insanım. Aynı sizler gibi. Beni devamlı eleştirdiniz. Bugüne kadar susukunluğumu şikayet edip söylenmek, açıklamalar yapıp gündem değiştirmek, sessiz kalıp dinlemek adına sustuğumuz yadınız. ben Galatasaray markasına zarar verir miyim diye endişe ettim. İtibarsızlaştırma çabasında Fatih Terim'e zarar veriliyor mu diye konuşan kimse yok. Şu an konuşarak yanlış yapıyorsam da başkasındansa kendimden olsun, belki biraz olsun rahatlarım diye konuşmaya karar verdim. "


"KURUMSALLIKTA BİR KARAR ALINIR, BİTER"

"Divan Kurulu'nda konuşacaktım. Ancak bunu öne alma sebebim çok açık ve bariz. Yoksa Divan Kurulu'nda sayın kurul yönetimine bir konuşma ricası yapacaktım. Kendilerine de kapalı oturumda, basın mensuplarının olmadığı bir ortamda benim cephemden bu olaya bakış nasılsa onu dillendirmeyi düşünmüştüm. Ancak sayın Aysal'ın bir gazeteci ile yaptığı tv programı beni daha fazla beklememeye mecbur kıldı. Profesyonellikte, kurumsallıkta bir karar alınır ve bu karar uygulanır, sonunda da biter. Ancak bizde öyle olmuyor. 1,5 aydır alınan bu kararı meşru kılacak, bu kararın doğruluğunu kabul ettirecek onlarca söylemde söylemde, iddiada hatta serviste bulunuldu. "

"BENİM KEFEM ÇOK KİŞİDEN AĞIR BASAR"

"Dahası halen kimsenin aklının bu konuda net olmadığını düşünüyorum. Galatasarylılara sesleniyorum, lütfen bir haklı haksız, bir suçlu suçsuz arayışına girmeyin. 60 yaşındayım ve beni 40 yıldır tanıyorsunuz. Beni bir kez olsun yüz yüze gelmeden tanıyanlar var. Bu benim için gurur verici. Zor bir insanım, egolarım bir çok insandan fazla da olabilir. Değişmem yerimden kımıldamam da demedim hiçbir zaman. Yaşamını toplumsal ve aile değerleri üzerine kurmuş, kendini geliştirmek adına hala eğitim alan, Galatasaray değerlerini herkesten çok özümsemiş birine çıkıp da Galatasaray değerlerine yanlış yaptın diyemezsiniz. benim kefem çok kişiden ağır basar. Bende Galatasaray'da yaşadıklarımın ağırlıkları vardır. Onun için ağır basar dedim. "

"CEVAP VERECEK OLMAKTAN HİCAP DUYUYORUM"

"Seçilen yönetimi suçlayacak, arkasından konuşacak bir eylem içerisinde bulunmamayı öğrendim. Bir süredir hemen hemen her açıklamada ismimin geçmesine, hak etmediğim ve yaşamadığım halde yaşanmış gibi yaşamadığım şeyleri, yapmadığım şeyleri veya olmayan şeyleri olmuş gibi gösteren olaylara cevap verecek olmaktan hicap duyuyorum. Hakikatten çok üzülüyorum. Bu kulübün bir divan üyesi olarak biliyorum ki Galatasaray başarılı olmak için her şeyi yapmak her yola basılmak değildir. Galatasaray, Ali Sami Yen'dir, Galatasaray Metin Oktay'dır. "


"BİR İLETİŞİM PROBLEMİ YAŞADIK"

Sayın Aysal'ın söylediği gibi açık bir iletişim problemi yaşadık. Bunu kabul ediyorum, hiçbir zaman da reddetmedim. Ancak ben derdimi başkanla birer bir konuşmayı istedim. Kapısında çıktıktan sonra olayları sosyal medyadan internet sitelerinden öğrenmek istemedim. Velev ki biz dostuz, velev ki aramızda iletişim problemleri var. Hepimiz biliyoruz ki hayatta problem olmayan ilişki yoktur. Biz bütün bunlara rağmen yine karşılıklı oturur, konuşurduk, ayrılırdık. Ben de başarılar diler eşyalarımı toplar çıkardım.

"ÖZHAN CANAYDIN İLE OTURDUK VE..."

Tam burada aklıma küçük bir şey geldi; yaşadığım bir şey. İkinci gidişimde başkan Özhan Canaydın ile oturduk ve artık istifa etmem gerektiğini söyledim. Teke tek oturduk Allah'ı var, mekanı cennet olsun, 'Ben bunu açıklayamam' dedi. Sayın başkan ben bunu açıklarım şu an kulübün menfaati için gitmem gerek dedim. 'Ben gelmem oraya konuşamam' dedi. Basın odasına gittik ve ben başkan yanımda otuturken bunu açıkladım. Üzüldü çok, kendim koluna girip, kendim arabaya bindirdim. Tam 10 sene geçmiş. Hiçbir yerde duydunuz mu? Hayır. 



"TERİ SOĞUMADAN HOCASINA İŞİNE SON VERİLDİĞİNİ..."
 
"Antrenmanı bitirip, teri soğumadan odasına giden hocasına işne son verildiğini basın aracılığıyla bildiren, televizyon kanalında hayal mahsulü bir anlaşmanın haberini veren evime bildirimde bulunmak için noter gönderen bir anlayış benim 40 yıldır hatta daha öncesi Galatasaray'da gördüğüm bir uygulama değildir. Bu hayatım boyunca rastladığım bir şey değildir. Galatasaray Kulübü bu değildir. "

"NE YAPAYIM, TELEFON KAYITLARINI MI ÇIKARAYIM?"

"Umarım benden sonra da yerli yabancı hiç kimse bunu yaşamaz. Çünkü bunu yaşatmak Galatasaray'a yakışmaz. Ne telefon kayıtları kaldı, ne olmayan şeylerin anlatılması kaldı. Ne yapayım, ben de telefon kayıtlarını mı çıkarayım? Size bunları mı gösteriyim? Bu yakışık alır mı?"

"GERİ BAKINCA BAZI ŞEYLERİ DAHA İYİ ANLIYORUM"

Eleman meselesi, yönetim değişikliği, Albayrak ve Dürüst'ün ayrılışı, Mersin maçı sonrası TFF ile görüşmem, maç öncesi primin futbolcuyla konuşulması, yaşananlardan sonra 'Geçmiş olsun' denilen bir yerde sadece futbolcuların kutlanması, daha neler neler... Şimdi bunların herhangi birinden sonra benim yerimde kim olsa istifa ederdi. Ben tam aksine dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğim dedikçe her şeyin şiddeti arttı. Sanırım şimdi geriye bakınca bazı şeyleri daha iyi anlıyorum.

"ANTALYA MAÇI SONRASINDAKİ AÇIKLAMALAR BİR DAHA İZLENSİN"

Sayın Aysal'ın tvde söylediği Antalya maçından sonra yaptığı açıklamaların bir kez daha izlenmesinde yarar var. Maç sonrasında net bir şekilde 'Görevimin başındayım, göndermeye çalışsalar bile direneceğimden şüphe duyulmasın' demiştim.

"HAKKIMI BAZILARINA HELAL ETMİYORUM"

"Her zor durumda bana ihtiyaç duyulan ve çağrıldığım her anda koşulsuz, sorgusuz elimi ve gövdemi taşın altına sokmaktan geri kalmadığım Galatasaray'da bana yaşatılanlardan dolayı hakkımı bazılarına helal etmiyorum."

"DESTEKLEYEN HERKESE TEŞEKKÜR EDİYORUM"

"Beni her türlü platformda destekleyen herkese teşekkür ediyorum. Bazı arkadaşlar 5 soru yazmış. Bunu bana sorması zaman kaybı. En az 15-20 arkadaş aynı soruyu sormuş. Bu yüzden soruları yazılı istedim. Aklınızda başka bir şey olmasın. "


FATİH TERİM'İN AÇIKLAMALARI SONRASINDA SORU-CEVAP BÖLÜMÜNE GEÇİLDİ


TFF ile sözleşme imzalayacak mısınız?

"Mayıs ayına kadar ücretsiz ve Türk futbolunun yeniden şekillenmesi için tasarım yapmak adına söz verdim. Henüz bu sözümün haricinde bir şey yapmadım. Ne demişsem o var. Zaten bundan sonraki kariyerim beni bağlıyor. Henüz yaşananların etkisi geçmeden başka bir şey yapmam söz konusu olabilir mi? Buna fırsat veriliyor mu? Bir de o var."

12 Nisan'da TFF ile görüşüp anlaştığınız doğru mu?

"Böyle bir şey doğru değil. İddia edenler gündeme getirenler ispat etmek zorundadır. Öyle boşa konuşmak yok. Bir şey hatırlatıyım, ben görevimin başındayken görüşülen, teklif yapılan yabancı hocaları neden sorgulamıyorsunuz? Antalya maçı öncesi aldığım telefondaki sesten, daha önceki aylarda kulağıma gelen isimlerden... AH onların bir dili olsa da konuşsa. Hem de Türkçe konuşsalar keşke. Yine Antalya maçında ve Beşiktaş devre arasında dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi ifade ettim. 12 Nisan ile hiç uymuyor. Başka bir tarfa dalalım. Burası çok dolu değil. Benim dediklerimi sorgulasanız daha iyi olur."

TFF ile süreç nasıl gelişti?

"Bu süreç benim hayatımda usül ve etik olarak her şeye uygun, çok dikkat ettiğim ve Glatasaray zarar görmemesi adına her şeyi gözettim. Tüm dengeleri gözeterek hassa davrandım. Her adımda tüm açıklığıyla Galatasaray'da bulunduğum görev ve sorumluluklara zarar vermemesi adına çok uğraştım. Demirören'e kahvaltıda sayın Aysal'dan izin almadan gelmem dedim. Sonra Aysal'a telefon açtı ve ben ondan sonra gittim. Bu sayın Aysal ile Demirören'in birinci telefonudur. Kahvaltıda sadece Yıldırım Demirören yoktu. TFF'den birkaç arkadaşımız vardı. Tam kahvaltıda teklif kısmında 'Benimle teklifi paylaşmadan sayın Aysal'dan teklif için de izin aldın' dedim. O da salonun öbür ucuna geçerek Aysal ile konuştu. 'Hocam sayın Aysal izin vermiştir' dedi. Bu Aysal ile Demirören arasında ikinci tekliftir. 'Bana verdiğiniz teklifi Aysal'a sunacağım' diyerek ayrıldık. Ben başkana para almayacağımı söyledim. Kurallar gereği TFF'nin para vermek zorunda olduğu söylendi. Ben de bu paranın bir hayır kurumuna verilmesini söyledim. Bundan sonra da Aysal ile Demirören arasında üçüncü telefon görüşmesi yapıldı. Her şeyi Aysal'ın iziniyle yaptım. 4 maç ve danışmanlık izni vermesi üçüncü telefon konuşmasıdır."


"AYSAL, 'İSTERSENİZ OCAK AYINDA VERELİM, 2-3 HAFTA ÖNCE HABER VERİN' DEDİ"

"Sayın Demirören 4 maç ve danışmanlık için sorduğunda Galatasaray Başkanı'nın cevabı 'Ne demek isterseniz Ocak ayında verelim. Ancak 2-3 hafta önce haber verin' oldu. Bu beni yaraladı. Ben etik değerlere ayrıkı bir şey yapmadım. İşte Aysal benden o kadar istekli emin ve vazgeçmeye hazırdı."

"G.SARAY KULÜBÜ HOCASINA GÜVENMEK YERİNE KAĞIDIN PEŞİNE DÜŞTÜ"

"Teklifin geldiği ilk andan itibaren tek adım atmamışken, işin özü değil de süsü mü rahatsızlık verdi. Çünkü süs imzaydı o. İşin özü değil, süsü rahatsızlık vermiş. Demirören imza atılırken kağıdı gösterdi. Galatasaray Kulübü kendi hocasına güvenmek yerine o kağıdın peşine düştü. Söylendildiği gibi bana yapılan bu teklif ve yaşananlar eğer Galatasaray'a bir komplo ise bu komplonun kolaylaştırıcısı ve ekmeğine yağ süreni ne yazık ki çok uzakta değil ama ben değilim. Sanırım açıklık geldi. "

Milli Takım teklifini TFF'den daha yüksek bir merciden mi aldınız?

"Ben açayım. 'Milli Takım için Başbakan'la mı görüştünüz?' diyorsunuz. Sayın Başbakan'la Türk futboluyla ilgili görüşmelerimiz oluyor. Kendisinin gönlünden geçenin de Türk futbolunun gelişmesi adına taşın altına elimizi sokmamızı istediğini biliyorum ve bundan gurur duyuyorum. Sandığınız senaryolardan daha farklı bir şey olsa söylerdim."

"SÜS İMZASI ÇIKTI, OLAYLAR BAŞLADI"

"Sayın Aysal bir değişikliğe gideceğini, benle çalışmak istediğini söyledi. Benle çalışmak istediğini hep söyledi. Biz de 'Peki o halde genel kurul sonrası hallederiz' dedik. Hatırladığım kadarıyla genel kurul geçti. Sezon başı geçti, Emirates geçti, Kayseri'ye gittik kupayı aldık o geçti, sonra lig başladı. Bu süreçte tek rahatsızlık yok. Mukavelenin bir kere gündeme geldiği yok. Fakat ne zaman süs imzası çıktı, birden bire olaylar başka bir hal almaya başladı. "

"SÖZLEŞME UZATMA TEKLİFİNİ RESMİ SİTEDEN ÖĞRENDİM"

"3 Eylül unutmuyorum antrenmanda herkes heyecanlı. Neye hayırlı olsun dedim. Sözleşme uzatma teklifini kabul etmişim. Bunu resmi isteden öğrendim. Resmi sitede imzalandı diye yazıldı, sonra değişti. Bunlar tesadüf oldu sanırım. Ardından 10 gün geçti. 3 ile 13 arası geçen 10 günde bana getirilen bir sözleşme var mı? Bana getirilen bir öneri var mı ve bu konuda ilgili bilgi var mı? Olmayan şeyleri olmuş gibi göstermeyi becerenler böyle bir şey getirmiş olsalar buna desten yazmazlar mıydı? Zaten buna gerek yoktu. Başkanla karşılıklı verilmiş bir söz vardı. Sizce sebebi nedir? Bence sebebi camia ve taraftar baskısıydı. "

"RAHMETLİLER BİLE İSYAN EDERDİ"

"Benim durumumda olsanız en hissedersiniz? Koyun kendini, empati yapın. Basına gönderilen smslere, doğrudan oyuncu ile görüşmelere vs... Kapalı kapılar ardından arkanızdan söylenenlere, başka hocalarla görüşmelere yada başka çıkan hocaların resmine, cismine... Tamam Galatasaraylıyız ama çok samimi söylüyorum rahmetliler bile bunları yaşasalardı isyan ederlerdi. Bunlara rağmen kimseye zarar gelmesin diye dördüncü yıldızı takmadan gitmeyeceğimi söyledim. Antalya maçından sonra 'Beni başkanla karşı karşıya getirmeyin' dedim. "

"HAYSİYETİ KIRILAN BİRİ VARSA O DA BENİM"

"Benim Galatasaray'a gelişimin birinci gününde ne oldu, biliyor musunuz? Sayın Dürüst, sayın Aysal ve ben öğlen 3 senelik sözleşme imzaladık. Nasıl geldiğimi biliyorsunuz. Herkesin 'Lütfen' dediği yerde geldik. Aynı akşam 24 saat geçemden evime gönderilen bir yönetici kendisi de üzülerek sıkılarak geldi. Başkanım her yıl başarılı olmak şartıyla bu sözleşmeyi her yıl birer seneleğine döndürmemizi rica etti. Eğer haysiyati kırılan varsa o da benim. Nasıl tepki verdiğimi söylemeyeceğim. Bir gün bile çıkıp bunla ilgili tek kelime söylemedim. Ancak zaten bizim sözleşme problemimiz birinci günden başlamış. Bu konuda Galatasaray etiğine ve değerlerine bağlılığımdan dolayı konuşmadım. "

"ARIBOĞAN ARAMADI KARAR BİLDİRMEK İÇİN"

"Başkan aradı aramadı, ulaştı ulaşmadı. konsantrasyonu vardı yok. Mesele bu değil zaten istenmeyen bir durum vardı. Buna uygun kılıf aranıyordu. beni karardan önce Arıboğan aramadı kararı bildirmek için. Eğer böyle olsaydı, oy birliğiyle alındığı söylenen kararın demek ki yönetim kurulu kararı ile değil başka birinin kararıyla aldığı ortaya çıkar. Şahsen böyleyse ben yönetim kurulunda olmak istemezdim. Tabii böyle bir açıklama yapıldıysa. "

SMS, PRİM; "HAYSİYET KIRICI..."

"Sadece alınmak istenen bir karar vardı. Bu kararı haklı göstermek için nedenler sıralanıyor. benim düşüncem bu. Kimse benimle çalışmak zorunda değil. Bunun için sebep yaratmak, hak etmediğim iddiaları servis etmek yakışmıyor. Bakın ben tek başımayım. Yakışmıyor. Asıl bunlar haysiyet kırıcı. Sms kayıtlarının bir gazeteciye servis edilmesi haysiyet kırıcı. Hocasından habersiz 6-1 yenildiğiniz maçın sonrasında çıkacağınız Beşiktaş maçı için prim konuşması yapmak haysiyet verici. Alnımın akıyla iki sene başarılar yaşatmış ve bu başarıları elde etmiş hocanızı değerlerinden vurmaya çalışmak yanlış, haysiyet kırıc. ne yapalım biz de telefon kayıtlarını mı açayım? Çıkıp gösteriyim size, gelen son sms ne zaman. Bu benim tarzım değil. Bu bana yakışmaz. Yakışır mı sizce? Galatasaraylılığa da yakışmaz.

"BENİM EMEĞİMİ BÖYLE Mİ SORGULAYACAKSINIZ?"

"Bunlardan başka zoruma giden konsantrasyonumuz kaybettiğim. Başka bir şey zoruma gitmezdi. Aşk olsun hatta yazıklar olsun. Ben namağlup bir takım bıraktım. Eskişehir, Bursa, Beşiktaş gibi deplasmanları atlatmış bir Galatasaray bıraktım. Yani ilk maçlardan alınan skorlardan üzerine mi beni yargılayacaksınız? Benim emeğimi böyle mi sorgulayacaksınız? Yani başarı varsa varsın, yoksa yoksun öyle mi? Ne diyim hakikatten yazık. Şampiyonlar Ligi'ni hatırlayalım geçen sene. "

"TRAVMA GEÇİRMİŞ OLAMAM MI? BEN İNSAN DEĞİL MİYİM?"

"Üç maçta 1 puan, 6 maçta 10 puan. Ben sadece başarısızlıklardan sonra değil, çok büyük başarılardan sonra da telefonumu kapattım. Geçen sene şampiyonluk gecesi de telefonumu kapattım. İçinizden bazıları bana serzenişte bulundu. Real Madrid maçının sonucu beni çok üzmüş, travma geçirmiş olamam mı? Ben insan değil miyim? Karımla çocuklarımla anamla babamla görüşmezken herkese kapatamam mı? Bu mu benim suçum? telefonumu aileme de kapattım, evime de gelmedim. Bazısı kaybeder öteki maçın başlangıcı der, bazısı çok üzülür"

"BAZI TRANSFERLER İÇİNİZE SİNER, BAZISI SİNMEZ"

"Öncelikle şunu söyleyim, ben ekonomist değilim. Ancak Galatasaray'ın gelir gider dengesini bilen ve menfaatlerini pek çok profesyonelden önemseyen biriyim. Birçok unsur var transfer için bu kadar basit değil. İsim vermek doğru değil. İçinize bazı transferler siner sinmez, biz bu transferleri Galatasaray'a fayda sağlaması için yaptık."

"PRİM MESELESİNİ ERTESİ GÜN ÖĞRENİYORUM"

"Beşiktaş maçından önce antrenman esnasında Arıboğan geldi, kenara geçtik oturduk. Bana başkanın primle ilgili sözlerini söyledi. Başkan 'İsterse uğrarım' demiş. 'Sayın başkanımız eşinin çocuğunun yanına gitsin biz zaten kamptayız gerekirse ben ararım' dedim. Lütfi bana başkan prim mevzusunu da konuşan isterseniz demiş. Real Madrid maçının sonrasında Galatasaraylı futbolcu prim konuşur mu? Biz kazanalım zaten yönetim gereğini verir, isteriz' dedim. Olay böyle oluyor. Yemek sırasında başkan bana ulaşmıyor. Bana ulaşmıyor yardımcılarıma da ulaşmıyor. Bir futbolcuya ulaşıyor kaptan olmayan, onunla prim pazarlığı yapıyorlar, takımla paylaşıyorlar. Benim haberim yok. Beşiktaş maçı sonrasında oyunculara teşekkür ediyor. Biz de orada 80 bin kişiyle koridorlarda canımızla uğraşıyoruz. Daha stattan çıkmadan bu deklerasyon konuşuluyor. 30 saniye Fatih Terim olun. Galatasaray tarihinde de bu tür deklerasyonlar da azdır. Prim meselesini ertesi sabah öğreniyorum. Kurumsallık bu mu?"

Galatasaray'a tekrar döner misiniz?

"Hayat, neden olmasın."

5 ay önce 'Tanımıyorum' dediğiniz TFF vardı, sonra onlarla anlaştınız, neden?

"Benim kurallarla ilgili görüşüm belli hiçbir zaman da değişmedi. Buarada Milli Takım için elini taşın altına koymaktan bahsediyoruz. Türk futbolu ve ülke başarısı için herkes bir araya gelmelidir. Kimsenin Milli Takım'a emek vermek istemeyeceğini düşünmüyorum. Eğer böyle biri varsa çok üzülürüm. Milli Takım için emek vermemek gibi bir şey varsa ülke adına çok üzülürüm. Değişmedim, hala her şeyi savunuyorum. Yabancı konusunda o platformda görüşümü belirticem."

Milli Takım'dan teklif gelmese yine de ayrılmış olur muydunuz?

"Bence evet. Şu yaşananları gördükçe buna daha da inanıyorum."

"EKSİKLİKLERİNİ HİSSETTİM"

Yönetimden iki isim ayrıldı, bir görüş belirttiniz mi?
Benim bu konuda ilgili bir görüş belirtmedim. Çünkü ben atanmış biriyim, onlar seçilmiş. Seçen kişinin tercihi. Ancak elbette içime sindirdiğimi söyleyemem. Benim için dostlukları hayatımdaki yerleri apayrı. Eksikliklerini her zaman hissettim. Varlıklarıyla da çok mutlu oldum. Galatasaray'a kattıkları ve Galatasaraylılıkları için teşekkür ederim.

"5 KİŞİLİK LİSTE VERİYORUZ"

Sneijder'i istemediğiniz, yıldızınızın barışmadığı doğru mu?
Benim herhangi bir oyuncuyla şahsi problemim nasıl olabilir? Sorun Sneijder değil. Biz verirken 5 kişilik liste veriyoruz. Zaman zaman listede olmayan başka biri gelir, işimize gelir onu alırız. Son saniyeye kadar katkısı kimin daha yüksek olur diye ince eler sık dokuruz. Ben ne dediğimi basın söyledim, Sneijder'in yüzüne de söyledim. Öncelikler ve ihtiyaçlarla geri dönüş meselesidir bu. Almalı mıyız, geri dönmeli miyiz?

Benim Sneijder ile bir sorunum olmadı. Biz ona sadece sıkıntısı olduğu zaman burada olduğumuzu söyledik. Her oyuncumuza dediğimiz gibi...

"ASLOLAN GALATASARAY'DIR"

Dördüncü yıldızı Galatasaray takarsa çağırılısanız kutlamaya gider misiniz?
Ben böyle bir açıklama görmedim. Galatasaray'a arkamı döneceğimi sananlara rağmen giderim. Kimsenin şüphesi olmasın. Aslolan Galatasaray'dır.

Derbiye gidecek misiniz?
İhtiyaç duyarsam giderim.

Bazı futbolcuların sizi başkana şikayet ettiği şeklinde bir duyum aldınız mı?
Duyumlarım oldu ama inanmak istemedim. Ben futbolcularıma her zaman güvendim. Çünkü bir sürü bilgi kirliliği oluyor.

"HAKKINIZI HELAL EDİN"

"Sanıyorum aklınızın ucunda herhangi bir şey kalmadı. Pek çok konuya yanıt verdim. Herkese katılım için teşekkür ederim. Son sözüm beni ben yapan, Fatih Terim'i 'İmpartor' diye bağrına basan iyi günümüzde de kötü günümüzde de daima yanımızda olan muhteşem Galatasaray taraftarına, ben ne sizden ne de Galatasaray'dan ayrılmadım, ayrılmam. Ben ne sizi ne de Galatasaray'ı bırakmadım, bırakmam. Elimi kalbime götürüyorum, Galatasaray taraftarının benim için yaptıklarına sonsuz teşekkür sunuyorum. 40 yıl içinde hakkım varsa hepsini Galatasaray taraftarıan helal ediyorum. Siz de hakkınızı bana helal edin."