Galatasaray, ilk yarısını 1-0 geride kapattığı karşılaşmanın 2. yarısında müthiş bir geri dönüşe imza atarak Gençlerbirliğini, TT Arena'da 4-1 mağlup etti.

Fanatik Gazetesi yazarlarından Erman Toroğlu, "Umut santrfor değil (!) dün bakın en zor olanı yaptı, yani topu dışarı attı kale içinden. Birini de direğe vurdu! Santrfor dediğin adam rakip oyuncuyu çalımlayacak, adam eksiltecek." dedi. İşte o sözler...

MEHMET DEMİRKOL: Çok kolay oldu

Galatasaray’ın Rodriguez, Selçuk, Bilal ve Sneijder’den müteşekkil çok orta sahalı ilk yarı dizilişi Sneijder’in de içeri girişiyle biraz fazla merkeze toplanan bir oyun oluşturdu. Bu hücum potansiyelinin istenen seviyede etkinleşmesini engelledi. Bu tip bir 4 iç oyunculu oyunda iki santrforla kanat savunmacılarını sürekli ileri çıkararak bir hücum genişliği sağlamak mümkün olabilir. Galatasaray bunu daha önce de yapmış ve şampiyon olmayı başarmıştı. Dün ilk yarıda istenen seviyede bir bek desteği gelmese de Gençlerbirliği’nin kötü saha yerleşimi ev sahibini pozisyonlara soktu. İlk yarıda maçın kahramanının kaleci Hopf olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak bu oyun onca orta saha kalabalığına ve Gençler’in kendi solunu çok iyi kullanamayışına rağmen konuk ekip için de şanlara doğurdu. 2 net pozisyondan bir gol çıkararak soyunma odasına gittiler.

Oyunu genişlettiler

Hamza hocanın teşhis ve tedavisi doğruydu. Yasin-Rodriguez değişikliğiyle oyunu genişlettiler. Hemen gelen 2 golde Chedjou başroldeydi. Bu geniş alan hücumu Gençlerbirliği’nin yerleşim sorunları çeken dizilişini fazlasıyla dalgalandırdı. İleride iyi ve hızlı hücumcularına rağmen bir pas otomatiği oluşturamadıkarı için de top hep Galatasaray’da kaldı neredeyse. Galatasaray hiçbir tehdit yaşamadan istediği zaman pozisyona girdi. Sabri sağdan Yasin soldan çok geniş ve Gençler için kontrol edilmesi imkansız kalabalıkla golleri bulurken, kaleci Hopf takımın en iyisi olmaya devam etti.

En kötüsüydü...

Milli maç arası sonrası ve zor maçlar öncesi daha moral verici bir maç olmazdı herhalde. Ancak rakip seviyesinin antrenman için bile yeterli olmadığını söylemek lazım. Sanırım bu son 15 yılda gördüğüm en kötü Gençlerbirliği. Bir altyapı kalesi olan Gençlerbirliğinin sahada 8 yabancıyla yer aldığı maçın büyük bölümünde oynadığı kötü oyunu gördükçe, kendi kendime sorduğumu burada da tekrarlamam lazım. Nerede o parlak altyapının ürünü ‘yerli’ gençler?