Vatan Gazetesi yazarı Mehmet Ayan, Galatasaray'ın durumunu şu sözlerle özetledi:


Prandelli'nin görevine son verilmiş, Hamza Hamzaoğlu G.Saray teknik direktörlüğüne henüz getirilmişti. Hem babası için başsağlığı dileklerimi, hem de yeni görevinde başarılar temennimi aktarmak için telefon ettim hocaya. Konuşmamızda “Hocam aldığınız görevin zorluklarının farkındasınızdır, takım özellikle Avrupa’da çok kötü. Giydiğiniz ateşten gömlek sizi yakarsa ne yaparsın?” dedim. Her zamanki mert haliyle bir Ahmet Kaya şarkısı repliğini söyledi: Kafama sıkar giderim!

İlk günden Hamza Hoca ‘bayramlık ve idamlık gömleğini’ aynı gardıropta bulunduran bir siyasetçi edasında... Önceki günkü basın toplantısında “Ömrümüz ne kadar yeter bilemiyorum?” derken idamlık gömleğini de seçenekler arasında tuttuğunu gösteriyor spor kamuoyuna.

Ancak Hamza Hoca kendi sehpasına kendi vurur. Yani G.Saray yönetimi hocayı kovamaz, o istifa eder. Çünkü ilk günkü kararlılığında görüyorum onu. Yönetim, oklar bu denli üstüne gelmişten Hamza Hoca’yı yollarsa sıkıntılı dönemde kurban sunağına yeni bir boyun koyar; o da onlara en fazla 2 tane 90 dakika kazandırır.

AĞABEYDEN HOCAYA GEÇİŞİN ZORLUĞU

Peki gelinen noktada Hamza Hoca’nın kabahatleri var mı? Öncelikle geçen yılki şampiyonluk kendisinin hem şansı hem şanssızlığı oldu. Kariyerinin en üst düzey başarısını yakaladıktan sonra sıra ‘ağabey olmaktan, hoca olmaya geçişin’ psikolojisini idare etmeye gelmişti. Bu noktada an itibarıyla başarılı olduğunu söyleyemeyiz. 

Bilhassa oyuncu değişiklikleri konusunda iç saha maçlarında aklı halen Rize (Burak Yılmaz), IBFK (Yasin Öztekin) maçlarında takılı sanki. Şampiyonluk yolunda sempatik görünen ‘özür seansları’ artık yapmasa bile taraftar ve kamuoyunun hafızasında yer etti… Takımdaki oyuncuların yerleriyle çok oynaması türü teknik analizler bu yazının konusu değil. Ayrıca G.Saray, Atletico Madrid’e yenilebilir de! Mevzu da zaten mağlubiyet değil.

İSTİFA İÇİN BAĞIRMAYIN

Mevzu, G.Saray taraftarının ‘evlat kontenjanı’ndan göreve gelen, başarılı olan bir parçasını doğru anlayamaması. Kulüpte transfer yapacak para yok! Burada yönetimin kabahati de yok! Aldıkları enkaz (Ünal Aysal’dan) öyle böyle değil! Mali yapıyı düzeltmeye çalışırken, dertlerini iyi anlatamıyorlar. Kevin meselesinin saçmalığı, Melo-Telles’in gönderilme biçiminin tutarsızlığı, Sayın Özbek’in Habertürk’teki iletişim beceriksizliği türü birçok konuyla yönetsel sıkıntıların ihalesi hocaya kalıyor.

Yorum değil, analiz değil, üfürme, tahmin, öngörü hiç değil… Direkt bilgi söylüyorum; Hamza Hoca’ya istifa falan diye bağırmayın! Kafasına sıkıp gideceği günü çok iyi bilir o! Ne zaman? Biz bilemeyiz! Trabzonspor maçının sonucu o süreyi ya uzatır, ya kısaltır!