Sadece Galatasaray tarihi için değil, Türk futbol tarihi içinde eşine az rastlanır bir örnek olan Metin Oktay'ın dillere destan golü hala hafızalardaki yerini koruyor. Özellikle Fenerbahçe'ye karşı olması sebebi ile yıllarca konuşulan ve efsane haline gelen "ağları delen" vuruşun hikayesini en iyi kraldan dinleriz herhalde.. İşte kralın satırlarına dökülen o an;

"F.Bahçeye attığım ağları yırtan golüm çok konuşulmuştu. Hikayesi ise şöyledir; Fenerbahçe ile oynayacağımız her maçın havası ayrı olurdu. 1959 yılının 10 Haziran günü oynayacağımız Milli Ligin ilk Final maçının önemi çok büyüktü. Futbol federasyonu bu kritik maça Yugoslavya'dan hakem getirmişti. Tansiyon yüksekti. Maçtan bir gece önce Çonar otelde Yugoslav hakemin üç Fenerbahçeli yöneticiyle birlikte yemek yediği görülünce, İstanbulda kıyamet koptu.

Galatasaray Kulübünün telefonları ihbarlarla inliyordu: Maç Çınar Otelde masa başında satıldı... Yugoslav hakem Fenerbahçeyi galip getirmek için ne lazım gelirse yapacak!..

Bunun üzerine Galatasaray Kulübü hakemin değiştirilmesi için Federasyona başvurdu. Hakem şaşırmıştı. Ve ağlayıp sızlamaya başlamıştı. Ne olur Galatasaraylılara söyleyin böyle bir sebepten dolayı memleketime dönemem maçı namuslu bir şekilde yöneteceğim.

Yöneticilerimiz bir toplantı yaptı , hakemi kabul etti ve o Yugoslav hakemle iki takım maça çıktı.

10 Haziran 1959... Dolmabahçe Stadı yükünü almış,ezeli mücadeleyi bekliyor. Sıcağa rağmen tribünler herzamanki gibi rengarenk... Oyun hızlı başlamıştı. Maçı mutlaka kazanmak istiyorduk. Çok hırslıydık...Turgay uzun bir degaj yaptı. Boş top, cezasahasının üstüne süzülmüştü. Topa kaleci Özcan Arkoç ile birlikte yükseldik. Özcan topa uzanabilmek için adeta benim sırtıma tırmanmıştı... Çok yükselmiş,bu sebepten de dengesini kaybetmişti. İkimiz birden yere düştük. Özcan anlayamadığım bir şekilde kıvranmaya başladı.

O anda Fenerbahçe tribünleri benim Özcana vurduğumu zannederek küfretmeye başlamıştı. O çirkin tezahüratın ilk defa muhatabı oluyordum. Şaşırmıştım ve utanmıştım. Suçlu olmamama rağmen utanmıştım.

O sırada yanıma Fenerbahçeli Naci Erdem ve Basri Dirimlili geldiler. İkisi de çok sevdiğim arkadaşlarımdı.
Benim kasıtlı bir hareket yapmayacağımı benden iyi bilirlerdi. Ben onlarla konuşurken birden diz kapağıma bir tekme yedim. Acıyla tekmeyi vurana baktım. Bana vuran ,kendine Fenerbahçe'de yer edinmeye çalışan Avni idi.

O acıyla ben de Avniye bir yumruk attım. Yumruğu Avni'nin suratına indirince saha karıştı. Antrenörümüz George Dick, Eşfak Aykaç, Muzaffer Bozok ve menajerimiz Osman İncili beni olaylardan sıyırıp saha dışına götürmeye çalışıyorlardı.

O kargaşa arasında yöneticimiz Muzaffer Bozok ile Osman İncili Yugoslav Hakeme kızıyorlardı. Aradan iki üç dakika geçmiş, saha boşaltılmıştı. Yugoslav hakem hışımla yanıma yalaştı ve saha dışını gösterdi. O güne kadar hiçbir hakemden bu kararı duymadığım için neye uğradığımı şaşırmıştım. Hırsımdan ağlıyordum. Sahadan çıkmadan önce gidip Fenerbahçe tribünü önünde çakıldım. Ben gidince onlar da şaşırdı. Biraz önce o çirkin kelimeleri bana layık gören insanlardı onlar. Durdum. Bir baştan bir başa o tribünleri süzdüm. Sonra eğildim ve bana küfedenleri selamladım.
Ortalık sakinleşmişti. Ben soyunma odasına gitmeye kara verirken Suat,Turgay ve diğer arkadaşlarım, kolumdan tutup 'Dur,hakem kararını değiştirdi galiba' dediler.

Oyun duralı 7 dakika olmuştu. Ve 7 dakikadan sonra Yugoslav hakem beni sahadan atmaktan vazgeçmişti. Karar değişince Fenerbahçe'li futbolcular kahroldular.

Bundan sonra yüzbinleri ağlatan tek golü ben atacaktım. 37.dakikada ağları parçalayan bazukayı Fenerbahçe kalesine ben yolluyordum. Allahım rüya gibiydi sanki o an...

Nuri bir pas atmıştı, Sola doğru kaçtım. Osman hızla üzerime geldi, onu atlatmak benim için zor olmadı.Aut çizgisine kadar gititm sol ayağımı çizgiye dayayıp topu kepçeledim. En büyük korkum Naci idi. Naci Erdem ekseri bu toplara çift dalardı. Fakat ondan da sıyrıldım.

Evet, önümdeki topa çok dar açıdan vurmak zorundaydım.Bu bir an meselesiydi. Bu kısa zaman içinde başımıkaldırdım ve kale içinde bir noktaya tüm kuvvetimle vurdum. Kaleci Özcan, köşeyi kapatmıştı. Buna rağmen top hızla kaleye girdi.
İnanın topun baktığım Casinoslot noktadan dışarı çıktığını ve ağları parçaladığını sonradan öğrendim.
Golden sonra arkadaşlarımın sırtındaydım. Tribünlerden Cim Bom Bom..." sesleri yükeseliyordu. Halbuki hakem de dahil, golü Dolmabahçe satdındaki kimse farketmemişti. Hakem önce aut vermiş, sonra parçalanmış ağları görünce gole hükmetmişti.

Maçtan sonra Fenerbahçenin eski kaptanlarında Fikret Arıcan Vallahi azizim bizim zamanımızda topa en iyi vuran adam Bekirdi... Ama itiraf edeyim ki Metin daha iyi vuruyor... diyordu . "