Başkanlığı döneminde Riva ve Florya ile ilgili çeşitli projeler geliştiren ve bu konuda camiada en bilgili isimlerden biri olan Ünal Aysal, Dursun Özbek ve yönetimine uyarılarda bulundu.

22 Ekim’de Riva ve Florya projeleri ile ilgili yapılacak genel kurul öncesinde önemli noktalara dikkat çeken Aysal projelerin yeniden gözden geçirilmesinin şart olacağının da altını çizdi.

Aysal, ‘günü kurtarmak için değil geleceği kurtarmak adına hareket edilmeli’ derken yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı:

“3-4 yıl sonrasına dönük, bugünün TL bazında asgari getiri garantisi içeren, inşaat ve geliştirme maliyetleri dâhil bütün proje yönetim ve kontrol mekanizmalarının diğer ortağın tasarrufuna bırakılmış olduğu gözlenen teslimatçı yöntem uygulanıyor.

2 yıl önce hazırladığım proje, gayrimenkullerin satışı veya kontrolümüz dışındaki bir kâr paylaşımı değildi. Tam aksine öncelikle G.Saray’ın başlangıçta bütün hisselerine sahip olup kontrol edeceği bir Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı kuracaktık.

"Bizim kontrolümüzde"

Sonraki adım bütün gayrimenkullerimizin bu şirket bünyesi içinde projelendirilip geliştirilerek arsa değerinin üstüne çok ciddi katma değerler ekleyip hisse değerlerini artıracaktık. Buna paralel olarak başkalarına ait yeni gayimenkullerin proje içine alınması ile büyüyebilecek ve her zaman menkul bir değer olarak piyasada nakde dönüşebilecek likit bir varlık üretecektik. Bu yöntemle inşaat ve geliştirme maliyetlerimiz ve hisse değerlerimiz her zaman kontrolümüzde olacağından, nakit girdilerimiz ve kâr beklentilerimiz de hesaplanabilir olacaktı.

"Hemen nakit gelecekti"

Bu yöntem “Arsayı sat, başkası kâr etsin, sen de günü kurtar” telaşından kurumu kurtarıp, uzun süreli ve tükenmez bir gelir kapısının tesisini hedefliyordu. Bizim projemizin diğer avantajı ise menkul bir değer haline getirilen hisselerin inşaatların bitmesini beklemeden nakit üretimine imkân vermesi, bu sayede borçları daha çabuk kapatabilecek bir yöntem olmasıydı. Özetle 2 yıl önce bu hamleyi yapabilmiş olsaydık, bugün borçlarımızın büyük bir kısmından kurtulmuş olacak, faiz ve kur farkı zararlarımızı da asgariye indirebilecektik.”

"Galatasaray için zararlı olur"

“Yönetimin 2000 yılından beri geometrik olarak 2011’e kadar katlanarak gelen ve bütün algı operasyonlarının tersine, sadece 2011-2014 yılları arasında sabit tutulup artışı durdurulan borç alacak farkının azaltılabilmesine dönük gayretlerini destekliyorum. Ancak bunun gerçekleşebilmesi için masaya konan projenin G.Saray için zararlı olacağını düşünüyorum.”

İşte Aysal'ın en önemli önerileri;

1-İnşaat maliyetleri tamamen kulübün kontrolünde olmalı.

2-Riva ve Florya’dan sadece biri için yetki verilmeli.

3-TOKİ veya Emlak Konut’la yapılacaksa ön şart olarak Arena’nın devri ve G.Saray’ın yükümlülükleri netleşmeli.

4-İş Emlak Konut’a verilecek ise peşinen katma değerinin ve sağlayacağı avantajlar taahhüt altına alınmalı. Aksi halde ihale yöntemi yapılmalı.

5-Ödemelerin tümü Türk Lirası değil döviz cinsinden olmalı.

6-Galatasaray’ın kontrolünde gayrimenkul satış ortaklığı kurularak yatırımcılar dâhil edilmeli.