Geçen sene ülke içindeki tüm kupaları toplamış olan Galatasaray için sağlam bir deplasmandı Sivas deplasmanı. Büyük takımlara karşı ekstra motivasyon zaten olur anadolu ekiplerinde ama hem 3 kupalı bir Galatasaray olması hemde sezonun ilk maçı olması Sivasspor için büyük fırsattı. Galatasaray''da maç günleri ve maçtan bir gün öncesinde gündemin maç dışına çıkması bu sefer sezonun ilk haftası öncesine sıçradı. En büyük gol umudu Burak Yılmaz'ın Bilic'in çalıştırdığı West Ham'a gitme ihtimali hep konuşuldu. Lig başladı ve en ihtiyacı olan oyncularından birini satarsa yerini doldurma ihtimali çok kolay görünmüyor Son Şampiyon'un. 


Maç öncesi kafalar iyice karıştı. Burak Yılmaz'ın yedek kulübesinde olması yine maçtan uzaklaşmak demekti çünkü yine transfer akıllara geldi. Sivasspor cephesinde ise bir Hakan Özmert takviyesi yetmişti oturmuş kadrolarına. Maçın başlamasıyla resim daha net görüldü. Podolski'nin golü çok kalite bir gol olsa bile tam santrafor değil Podolski. Dolayısıyla Podolski'nin en önde oynadığı düzende 4-6-0 gibi diziliş oluyor ve atak belli bir yerde bitiyor tehlike olmadan. Daha da önemlisi Muslera dahil Galatasaray'ın takım olarak maç konsantrasyonu yoktu. Muslera hatalı yediği golde dizlerini yere bile koyamadı. Tamamen maçtan uzak bir görüntü verdi. Sivasspor oyununa daha fazla akıl koyabilseydi ilk yarıdan kabus yaşayabilirdik. Hele Batuhan'ın 3'e 1 geldikleri bir topta verdiği yanlış pas var ki büyük şanstı bizim için. Sivas'ın etkili geldiği anlarda da sahanın en iyisi Chedjou vardı. Sahanın en iyisi Chedjou olduğuna göre durum ortada demektir.



İsabetli şut olmadan geçen ilk yarıdan sonra Burak hamlesi mecbur oldu. Sneijder devre arasında kenara geldi. Savunmada zaaf gördüğü için Burak'ı kenarda tuttuğunu söyleyen Hamza Hocayı da anlayamadım. Savunmayı ileriden başlatmak istiyorsanız en önde oynaması gereken kişi Umut'tur. Podolski'den bu bekleniyorsa bu yanlış bir beklentidir. İkinci yarı başında değişen hiçbir şey yoktu. Çok rahat tehlike yaratan Sivasspor penaltıyla 2.golü buldu. 2.yarıya devam edemeyen Sneijder'in yokluğunda Podolski daha verimli olabileceği bir yer buldu kendine. Sneijder devam edebilseydi ideal dizilişe geçecektik ama bu olamadı. Tam iş çıkmaza girmişken Burak Yılmaz herkesi uyandırdı. Galatasaray için çok önemli bir zamanda gelen golden sonra maç Galatasaraylıların istediği hale gelir gibi oldu. Podolski o kafa golünü ilk yarıda atamazdı. İçeride yalnız değildi çünkü. Burak gibi bir silah vardı orada. Podolski'nin kaçırdığı golde bile bunu görmek mümkün. 2-2 sonrası Bilal ve Selçuk'un sazı eline almasını bekledik fakat bu gerçekleşmedi. Moral motivasyonu almışken orta sahadaki beceriye çok ihtiyaç vardı. İşte burada Sneijder'i çok aradık.



 2-0 geriye düşüp puanla dönmek bardağın dolu tarafı gibi gözükse de özellikle avrupa arenasında bu maçtaki kadar şanslı olamayız bu bir gerçek. Böyle bir oyunda bile maçı tekrar yakaladık düşüncesi oluşursa büyük problemler yaşanabilir. Aman dikkat!