Büyük Galatasaray takımının kaptanı Selçuk İnan'a; 

PERİ MASALI.. 
Sene 2011..  Galatasaray tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşarken, Galatasaray taraftarları olarak bu kötü günlerin ardından yeniden doğacak olan güneşe ihtiyaç duyuyordu. Ben de bir Galatasaray taraftarı olarak diğer taraftarlarımız gibi o güneşin yeniden doğacağına inanıyordum. 
2011 yılının Mayıs ayının sonlarına doğru bir haber geldi. Transfer döneminin en gözde futbolcusu olan Selçuk İnan'ın Galatasaray'a transfer olduğunu öğrendik. Trabzonspor'da fırtınalar estirerek takımına şampiyonluk kazandıran Selçuk İnan, Galatasaray'a gelmişti. Hem de ezeli rakibi Fenerbahçe'nin daha fazla ücret önermesine rağmen Galatasaray'a gelmişti. 
10 Şubat 1985’te İskenderun’da dünyaya geldiği zaman ailesi doğumuna ne kadar sevindiyse, Galatasaray'a geldiği zaman o kadar sevindik, en azından ben kendi adıma sevindim. Galatasaray hem orta sahasına muhteşem bir güç katarken hem de ezeli rakibi Fenerbahçe'ye yüz yılın transfer çalımını yapıyordu, bu zaten güzel olan bu transferi daha güzel kılıyordu. 
Selçuk İnan, Galatasaray'a transfer olduktan sonra peri masalı başladı. Galatasaray fırtınalar estirmeye başladı ve doğmasını beklediğimiz o güneşin ufukta olduğunu anlamak pek zor olmadı. Rakiplerimiz şike ve teşvik gibi yüz karartıcı suçlarla uğraşırken, Galatasaray fırtınalar estiriyordu. Bir sezon önce "kümede kal" denilen Galatasaray, muhteşem bir sezon geçirdi ve normal sezonunu şampiyon olarak tamamladı. Yetmedi, şikeci takımı cezalandırmamak için getirilen Plaf Off denilen saçma sapan illeti de şampiyon tamamladı. Bu şampiyonluğu ayrıca önemli kılan bir şey vardı ki, Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe'nin sahasında şampiyonluğunu ilan edip, sahasında kupa kaldırdı..
Bu şampiyonluğun en büyük mimarlarından biri kesinlikle Selçuk İnan'dı..  Ben ise Galatasaray Gazetesi hesabından ilk kez "Yerli Xavi, Selçuk İnan" ve "Xavi'ye de İspanya'da Selçuk İnan diyorlarmış" gibi tabirler kullandım. Bu sosyal medyadaki ilk Xavi-Selçuk İnan benzetmesi oldu ve daha sonra bu tabir yaygınlaştı..
Galatasaray ikinci sezon da fırtınalar estirdi ve şampiyon olarak çıktığı Fenerbahçe Stadyumuna şampiyon olarak gelmeyi başardı. Her ne kadar sezonun ikinci yarısında form düşüklüğü yaşasa da Selçuk İnan şampiyonluğun en büyük mimarlarından bir tanesi oldu..
Peki ya bundan sonra? Peri masalı demiştik ve peri masalı bitti.  Selçuk İnan'ın ikinci senesindeki ikinci yarıda yaşadığı form düşüklüğü önümüzdeki iki sene içinde farklı bir hal aldı. Selçuk İnan'ın öyle bir kredi vardı ki, rahmetli Ali Sami Yen'in bile taraftarların gözünde bu kadar kredisi yoktu. Ancak böyle sonsuz bir kredi nasıl olduysa bitti. 
GÖNLÜM HEP SENİ ARIYOR, NEREDESİN SEN?
Selçuk İnan iki senedir bir gram top oynamıyor. Bir şampiyonluğun baş mimarlarından olan, diğer şampiyonluğun mimarından biri olan Selçuk İnan bir gram top oynamıyor. 
Form düşüklüğü yaşamıyor. Çünkü form düşüklüğü yaşaması için bir formunun olması gerek ancak hiçbir formsuzluk iki sene kadar sürmüyor.  Selçuk İnan'ın formunda düşük olduğu zaman önce Wesley Sneijder'in gelmesinin bunda etkili olduğu söylendi. Daha sonra kız kardeşinin kanser hastası olduğu ve Selçuk'un sevgilisi arasında bir sorun olduğu rivayetleri bile dolaştı. Daha sonra günah keçisi ilan edebileceğimiz İtalyanlar geldi ve Selçuk İnan'ın o yüzden oynamadığı söylendi. 
Selçuk İnan bir gram top oynamıyor, bunu kabul etmek lazım. Selçuk İnan; ne zaman bir futbolcu eksiltmiş? Ne zaman top sürmüş? Ne zaman rakip futbolcuyu bozmuş? Ne zaman kritik bir müdahale yapmış? Ne zaman dikine pas atmış? Ne zaman sorumluluk almış? Ne zaman mücadale etmiş? Koşmuyor demiyorum mücadele etmiş diyorum.  
Bunları uzun zamandır yani en az iki senedir göremedik, iki senedir hiçbir şey yapmıyor. Selçuk İnan'ın bu süre içerisinde yaptığı tek şey topu alıp ya en yakınındakine ya da geriye dönmek, bunun haricinde bir şey yapamıyor. Zaman zaman ileriye doğru bir pas atıyor ve genellikle hepsi kankası Burak Yılmaz'a oluyor o da ya tutarsa? 
Selçuk İnan tembelliği diye bir şey var. Kendisi artık 30-35 yaşlarında Katar, Çin veya Hindistan'a gitmiş son demini yaşayan futbolcu gibi oynuyor. Kötü bile oynamıyor çünkü kötü bile oynamak için oynamak lazım.  
ALAYINA MELO, ALAYINA SNEIJDER! 
Takım kötü, takım oynamıyor. Bunda hem fikiriz zaten. Ancak Selçuk İnan için asıl sorun burada başlıyor.
Hadi diyelim ki, Abdürrahim Albayrak'a ve Prandelli'ye inandık, Sneijder yorgundu. İnanmadık ama diyelim ki inandık. Wesley Sneijder'in neden sevdiğimizi anladınız mı? Oyuna sonradan girdikten sonra bile mağlubiyete isyan eden futbolcuların başında geliyordu. Ben yerinde olsaydım, girmek istemezdim. Tevez'in zamanında City'de yaptığı gibi, oyuna girmek istemezdim. Çünkü takımın sana ihtiyacı var, iki pas üst üste yapamıyor, kaleye tek şutun var. Ancak sen oyuna iş işten geçtikten sonra giriyorsun. 
Daha önceden dediğim gibi bu takımda hala top oynayan belli isimler var. Wesley Sneijder ve Felipe Melo ise bunların başında geliyor. Her maç en azından mücadele edip, mağlubiyete isyan eden iki isim. Bu iki isme dediğim gibi her ne kadar bu sezon formsuz olsa da Fernando Muslera ve Chedjou ekleniyor. Sabri ve Sabri'yi de saymak mümkün ama onların dışında her futbolcu top oynamıyor.
Ancak Galatasaray kaptanı Selçuk İnan oyun olarak etkili olamadığı gibi, ne mağlubiyete isyan ediyor, ne de mücadele ediyor. Tamam koşuyor belki en çok o koşuyor ama mücadele etmiyor. Boşa koşmaktansa hiç koşmasın daha iyi. Sen Galatasaray kaptanısın ama kötü oynayamayacak kadar bile kötü futbol oynuyorsun.
Zaman zaman kötü oynasalar bile her zaman mücadele eden ve takımının en iyi isimleri olan Felipe Melo, Sneijder eleştirirken Selçuk İnan hala eleştirilmiyor, asıl korkutucu olan da bu. Bazı şeyleri de söylemek lazım, bu kadar kötüyken söylemek lazım ki iyi olduğu zaman iyi olduğunu söyleyebilecek yüzün olsun. 
Benim kaptanım Wesley Sneijder'dir, Felipe Melo'dur..  (Yabancı hayranlığı değil, yerli futbolcuların bu kadar rezalet olması) Ayrıca Melo ve Sneijder başta olmak üzere yabancı futbolcuları kıskanıp gitmesini isteyen yerli futbolcular kim olursa olsun siktir olup gitsinler takımdan, burası Bizans değil, burası Galatasaray! 
YUHLAMAYAN TARAFTAR S.. GİTSİN! 
Tribünde kalıplaşan bir tezahürat vardır, "bağırmayan taraftar s... gitsin." denir. Bugün Trabzonspor maçında ilginç bir olay yaşandı ve Selçuk İnan'a haklı olarak bir protesto varken birilerinin adamları ortaya çıkarak Selçuk İnan'a destek tezahüratları yaptı.
Galatasaray kendi evinde bir gram top oynamıyor, Trabzonspor'a 3-0 yeniliyor, Galatasaray kaptanı Selçuk İnan uzun zamandır olduğu gibi yine top oynamıyor, yine ruhsuz.. Gerçek Galatasaray taraftarları da haklı olarak hakkı olduğu şeyi yapıyor ve protesto ediyor.  Protesto dediğim, ıslıklamak.. Dünyanın her yerinde geçerli olan bir tepki.. Mourinho'nun bile ıslıklandığını ve bunların normal şeyler olduğunu söylediğini; Mancini'nin burada ıslıklandığını ve taraftarın haklı olduğunu söylediğini; Messi'nin ıslıklandığını ve golle cevap verdiğini hatırlatmak istiyorum. Yani herkese olan ve herkes olması normal olan bir tepki bu.
Selçuk İnan iki senedir top oynamıyor ve takım 3-0 gibi farklı mağlup.. Sahanın kötü isimlerinen olan Selçuk İnan'ı neden ıslıklamasın bu taraftar? Selçuk kötü, oynamıyor. Taraftarlar da en doğal hakkını kullanarak tepki gösteriyor. Bu tepki aynı zamanda mesaj çünkü. Hem futbolcuya kendine gel mesajı, hem de hocaya kötü olduğunu göstermek için bir mesaj. 
Ancak bizim futbolcularımız yine farkını gösteriyor ve bu olağan tepkilere tepki gösteriyor, trip atıyor. Psikolojisi bozuluyormuş! Hani kardeşim sen profosyonel futbolcuydun? Hiç top oynamadığın halde sözleşmende iyileşmeye gidildiği zaman profosyonel futbolcu oluyorsun da, tepkiyi görünce mi psiklojin aklına geliyor? En güzel evlere, arabalara, kadınlara sahip olurken sorun yok ama tepki görünce mi sorun oluyor? Bu taraftar seni "yerli Xavi" ilan ederken, iyiydi ama? Taraftar aynı taraftar peki sen aynı futbolcu musun? Bir düşün..
Selçuk İnan bir Fenerbahçe maçında formayı çıkardı, kaptanlık pazubandını çıkardı ve hocasına onları vererek sahayı terk etti. Bunu başka bir futbolcu yapsa, Galatasaray forması altında yaptığı son şey olurdu. Selçuk İnan olunca yine sustuk, üzüldük, kahrolduk, biraz kızdık ama olması gereken büyük tepki olmadı. Bunu yapma cüretinde bulunan, taraftar tepki göstermesin etkileniyoruz diyen Selçuk İnan bir kez bile kötü oynadığını, kötü oynadıklarını söylemedi. Bu yüzden taraftarlardan özür dilemedi.
Ey güzel kardeşim, sen milyon eurolar kazanırken, mağlubiyeti bir barda unutabilecekken sahada son parasıyla gelen taraftarlar sana haklı olarak tepki gösteriyor. Çünkü o seni belki senden daha çok düşünüyor, daha çok seviyor. Seni seviyor çünkü sen onun en çok sevdiği o armayı taşıyorsun. Futbolcu olduğun halde etkileniyorsan, iki senedir top oynamayıp skor da öyle olunca o taraftar ne yapsın? Tepki göstermesin mi? Futbolcusuna "kendine gel" demesin mi? İşine geldiği zaman profosyonel futbolcu olan, taraftar onu kral ettiği zaman taraftardan daha iyisi olmayan sevgili futbolcu senin kötü futboluna haklı olarak tepki gösterdiği için mi bir anda profosyonel futbolcu yerine insan oldun? 
"Selçuk İnan" lehine tezahürat yapanlara hem sinirlendim hem de çok üzüldüm. Sanıyorum ki birilerinin talimatıyla bu yapıldı. Ancak bence çok yanlış bir durum. Çünkü Selçuk İnan top oynamıyor, iki senedir top oynamıyor. Sen ona bugün kötü diyemezsen o kötü olarak kalır. Sen kötü olduğu zaman kötü de ki iyi olduğu zaman iyi diyebil. Ama orada Selçuk İnan lehine tezahürat yapan arkadaşlar büyük bir hata yaptılar. Bu durumda olmamızın bir nedeni de o insanlar.. 
Benim için gerçek Galatasaray taraftarları; top Melo ile Sneijder'in ayağına geldiği zaman alkışlayıp, iki senedir top oynamayan Selçuk İnan'a geldiği zaman yuhlayarak en doğal hakkını yani tepkisini gösteren taraftarlardır. Birilerinin talimatıyla destek tezahüratı yapan Polyanacı, birilerinin sesi olanlar değil.  Bunun bir benzerini Aziz Yıldırım'da yaşıyor malum takımın taraftarları..
FORMANIN HAKKINI VERİN
Selçuk İnan'a bu satırları yazarken çok üzülüyorum, içimden hiç gelmiyor ama yazmak zorundayım. Çünkü Melo'ya, Sneijder'e, Muslera'ya haksızlık yapamam.. Bunları yazıyorum çünkü Selçuk İnan'ı çok seviyorum, onu bu kadar rezil görmek yerine iyi görmek istiyorum. 
Seni çok sevdik Selçuk İnan, ne olur artık bizi daha fazla üzme.. Formanın hakkını ver, o armayı sadece taşıma o formanın hakkını ver, o kaptanlık pazubandının kıymetini bil, seni sevenleri daha fazla üzme.. Çünkü sen Fenerbahçe'ye gitsen bu kadar üzemezdin bizleri.. 
ŞİMDİ SEN SÖYLE SELÇUK ABİ?
Yukarıdaki yazdıklarıma katılmayan olabilir ancak bence durum budur. Selçuk top oynamadığı sürece, o istemediği sürece böyle günler yaşamamız çok normal.. 
Şimdi sen söyle Selçuk abi; biz değil miydik geldiğin günü bayram ilan eden? Yerli Xavi diyerek seni lanse eden? Kaptan diye bağıran? Abdullah Avcı'ya küfür eden? Bu kadar sevgi nasıl oldu da böyle oldu abi? Nasıl tükettin o kredi okyanusunu? Söyle Selçuk abi, seni sevenleri daha ne kadar üzeceksin? 
Senin bu kadar rezalet oynamana dayanamayan, seni sevmesine rağmen artık kırgın ve kızgın olan, öz abisi gibi sevdiği halde bu satırları yazan ve bir an önce eski Selçuk İnan'ı görmek isteyen bir kardeşin.. Şimi sen söyle Selçuk abi, o eski halinden eser var mı şimdi?