Son yazılarımın ardından gelen tepkilerin ardından ya futbolu bilmediğimi ya da iyi yazamadığımı düşünmeye başladım.
Aynı durum Eray İscan'a "kalecilik adına hiçbir şey yok, ondan kaleci olursa benden bilim adamı olur" dediğim için, Hajrovic için de "her şeyden çok az var ama hiçbir şeyden tam yok, çok kötü ile vasat arasında giden bir topçu" dediğim için aynı tepkileri görmüş ve suçlu olmuştum.
Bu dönem ise Galatasaray'ın sorunlarını yazdığım, özellikle körü körüne korunan bazı isimleri eleştirdiğim için küfürler dahi yemiştim.
Ancak baktığım zaman son olarak Eray ve Hajrovic olayında olduğu gibi yine insanlar bana hak vermeye başladı.
Bilemiyorum...
Sanırım gerçekler yerine duymak istediklerimi duymak ve kendimizi kandırmak daha hoşumuza gidiyor.
Bazen ben de keşke tribünü gaza getirecek, taraftara oynayacak yazılar yazmak istiyorum. Ama sonra kendime yakışmayacağını ve zaten bunu yaparak prim yapan çok arkadaşın olduğunu hatırlatıyor vazgeçiyorum.

Galatasaray, kötü.
Bunu kabul etmek gerekiyor.
Futbol adına yapabildiği çok az şey var Galatasaray'ın ve haliyle kötü bir takım izlemiş oluyoruz.
Çok ilginç şeyler oluyor.
Ancak burada en kolay olanı suçu teknik direktöre yıkmak.
Ben kolay olandan başlayarak İtalya Milli takımını beni sevdiren, gelince çılgın attım Prandelli hocamla başlamak istiyorum.
Fenerbahçe maçından başlayan bu süreçte yaptığı değişiklerle ne yapmak istediğini, ne amaçladığını ben anlayamadım.
"Sen hocadan daha iyi mi biliyorsun lan?" diyecek arkadaşlar gelmeden bir kaç daha şey söylemek istiyorum.
Prandelli hocam; takımı tanıyamadığın için mi? Oynanan kötü futbol uykunu getirdiğin için mi? Yoksa sen zor olanı seçip futbolcularına güvendiğin için mi böyle değişikler yapıyorsun?
Bana göre hala dünyanın en sayılı hocalarından birisi olan Prandelli hocam; ne olur artık maçları sadece izleme. Çünkü bu kısa sürede etkini, farklılığını hissedemedik.

Ancak ve ancak bu kolay olandı. Prandelli'nin ne kadar hataları olsa da, tercihleri ve oyuncu değişiklerini sabaha kadar tartışabilecek de olsak bu kolay olanı.
Ve ben asıl sorunun hocada olduğunu düşünmüyorum.
Sorun Mancini ve Prandelli değil.
Başka sorunlar var ve ben onlara dikkat çekmek istiyorum.
Örneğin; futbolcuların bu kadar formsuz -ki artık bazılarına formsuz değil kötü demek zorundayım- olması benim için daha üzücü.
Fernando Muslera ve Felipe Melo dışında her maç gurur duyacağımız bir futbolcumuz ne yazık ki yok.
Bu iki isme genellikle Wesley Sneijder ve Semih Kaya da eşlik ediyor. Son dönemde ise Chedjou bu isimlere katılan bir isim.
Hal böyle olunca diğer futbolculara, takımı protesto etmek kaçınılmaz oluyor.

Tribüne oynamak isteyen taraftarlarımız tutturmuş; "Ay futbolcu protesto edilir mi?" diye yazıp durdu.
Ben buna hiçbir zaman katılmadım. Protesto hak edildiği ve doğru yerde yapıldığı sürece olmalı.
İki sene şampiyon olan dönemde Galatasaray taraftarının en çok sevdiği ve kredisi asla bitmeyecek olan isim kimdi? Selçuk İnan..
Onun öyle bir kredisi vardı ki; o kredinin bitmesini düşünmeyi geçtim Selçuk İnan'ın daha iyiye gideceğini düşünüyorduk.
Ama öyle olmadı.
Bir buçuk senedir bir gram top oynamayan. (Buraya cevap olarak istatistik veren arkadaşlar da çıkacak) yaptığı tek iş ayağında topu tutarak zaman kaybettiren ve tuttuğu topu verebilirse en yakınındaki ile arkadaki arkadaşına veren bir Selçuk inan izledik.
Galatasaray taraftarları onun yerine başka bir futbolcu olsa tepkiyi daha önce gösterirdi.
Ancak bu isim Selçuk İnan'dı ve ona tepki göstermeyi geçtim, onunla ilgili bir sitem bile edemezdi.
Ne yazık ki Selçuk İnan bu denizi tüketti.
Selçuk İnan formsuz değil, bir buçuk-iki senedir kötü. Bu süre içerisinde kötü oynayan futbolcuya formsuz değil, kötü denir.
.Ancak Selçuk İnan'ı bu sonsuz denizi bitirmesinin nedeni uzun zamandır süre gelen kötü oyunu değil, formaya çıkarıp teknik heyete vermesi ve bunun ardından özür dilemek yerine kötü oyununu devam ettirip, bu konuya hiçbir zaman değinmemesi.
Kimse kimseye kandırmasın arkadaşlar. Selçuk İnan'ın o hareketini başka biri yapsa, taraftar onu linç ederdi.
Ancak onu yapan Selçuk İnan olunca sadece eleştirildi. Ancak hiçbir zaman Selçuk İnan'a toz konduramadık, toz kondurmak istemedik.
Ancak kötü bir Selçuk İnan kötü, bunu kabul etmek lazım.

Protesto edilmemesi lazımmış. Takım bundan kötü hissedermiş, futbolcular etkilenir, takımın performansı düşünürmüş.
Yok ya? Yok ya kardeşim.
Roberto Mancini buradayken bir açıklama yapmıştı; "Ben biletini alıp stada gelmiş taraftarın takımı kötüyse ıslıklamasına, protesto etmesine hiçbir zaman laf etmem saygı duyarım."
Bundan kısa bir süre önce Benzema da tepkilerin normal olduğunu ve iyi performans göstererek cevap vermek istediğini söyledi.
Bu dünyada hakkında zam isteniyor denildiği dönemde Cristiano Ronaldo bile yuhlanmıştı. Hatta Messi bile yuhlandı, Mourinho bile yuhlandı, yuhlanmayan kimse kalmadı.
Ama neymiş protesto olmazmış, çünkü futbolcu da insanmış, futbolcu bundan etkilenirmiş.
Ama taraftar insan değil. Kötü oyun onu etkilemiyor, onun psikolojisi yok.
Milyon eurolar kazanıp, en güzel kadınlara, şöhrete, her şeye sahip olabilecek futbolcuların psikolojisi bozulabilir, onları kötü etkileyebilir, onlar insan ancak zorluklarla maça giden, takımı için her şeyi göze almış adam haklı bir protesto gerçekleştiremez.
Ne güzel dünya be arkadaşım. Futbolcu olasım geldi.
Sen istediğin takıma giderken profesyonel futbolcu olabiliyorsun ancak eleştiri gelince futbolcusun etkileniyorsun. Dünya gerçekten güzel bir yer o zaman.
Aynı zamanda protesto sadece ıslıklanan futbolcuya değil, hocaya da bir mesaj onu da belirtmek istiyorum.

Bu dediklerim yanlış anlaşılmasın. Herkes protesto edilsin veya Selçuk İnan suçlu gibi bir şey asla demedim.
Protestolar normal ve Selçuk İnan kötü. Sadece bunları söylüyorum.
Selçuk İnan çok muhteşem bir futbolcu ancak bir buçuk-iki senedir top oynayamıyor. Bunu kabul etmek lazım.
Selçuk İnan bir zaman sonra kendini toparlar ve eski haline döner. Ancak bu iki senedir top oynamadığı gerçeğini ne yazık ki değiştirmez.
Ve ben şimdi bunları yazan ben Selçuk İnan'a maestro derim.
"İspanya'da Xavi'ye Selçuk İnan diyorlarmış" esprisini yapıp, Yerli Xavi akımını başlatan bendim ve yine olsa yine derim.
Ancak Selçuk İnan gerçekten yerli Xavi imiş ki, onun çok kötü olduğu dönemde kendisi de onun gibi çok kötü oldu.

Bugün sağ bek olarak Yasin Öztekin denendi. Yasin Öztekin'den sağ bek yaratmaya çalıştık yani. Her ne kadar kariyerinde bir kez sağ bek oynamış olsa bile..
Ondan önce Veysel Sarı vardı.
Galatasaray bir sağ bek arayaşı içerisinde ama geçen sezon muhteşem bir performansını gösteren Sabri Sarığlu kadro dışı.
Peki neden? Nedeni kimse bilmiyor. Ama kadro dışı.
Geçen sezon nasıl muhteşem bir performans geçirdiğini bilmeyen, sol bekte bile harika oynayan, Sabri Sarıoğlu'na karşı ön yargılı olan ve muhtemelen onun adına yapılan şakalara gülen arkadaşlar "Sabri olsaydı ne değişirdi?" sorabilir. Ama Sabri bu takımda oynardı, bunu herkes biliyor sanırım.

Her neyse.
Galatasaray'da iyi giden şeyler yok denenecek kadar az.
Galatasaray iyi olacaksa Selçuk İnan, Wesley Sneijder, Burak Yılmaz gibi kilit oyuncuların iyi olması gerekiyor.
Ancak futbolcularımız ne yazık ki formsuz ve bana göre asıl sorun bu.
Anderlecht maçından sonra kenetlenip söz vermiştiniz hani? Ne oldu o söze?
Bazen futbol çok basit bir oyun. Bu oyunu anlamak için Football Manager'de başarılar yakalayıp, her ligi takip etmeye gerek yok.
Galatasaray, Balıkesirspor karşısında çok kötüydü ve kaybettik. Futbol işte bazen bu kadar basit bir oyun olabiliyor.
Ne yazık ki Galatasaray'a "burası kötü, niye kötü?" diye sorsak, "nerem doğru ki?" diye cevap verir
Üzgünüm ama şimdilik Galatasaray'da hiçbir şey iyi gitmiyor gibi..
Ben ise kötü giden tüm şeylerin iyi gideceğini düşünüyor, umut ediyor ve istiyorum.
Rakip taraftarları "kümede kal" dediği zaman dediğim gibi; "güneş elbet açacak.."

-- Ek olarak--
Ben sanmıyorum ama Felipe Melo ile sorunu olan herhangi bir futbolcu varsa, Balıkesirspor maçını izlesin.
Sonra düşünsün bakalım Felipo neden Galatasaray taraftarları için önemli?
Galatasaray taraftarı bugün Balıkesirspor karşısında "Felipe Melo olsaydı yenilmezdik" diyemez belki ama "Felipe Melo olsaydı en azından mağlubiyete karşı gelen bir futbolcu görürdük" der.
Galatasaray için Felipe Melo'nun olmayışı büyük bir sorun ama Felipe Melo ruhunun olmayışı en büyük sorun..