Pollyyanacılık oynamakla, sorunları halının altına süpürmekle bir yere kadar idare edersiniz. İdare edersiniz ama yönetemezsiniz. Futbolumuzda son zamanlarda doruk noktaya ulaşan tuhaflıklar sinsilesi dün tavan yaptı ve şampiyonluk şansı olmamasına rağmen pozitif futbol sahaya yansıtmaya çalışan  iki takımın önüne maçı yönetemeyen hakem geçti. O kadar vahim bir durum var ki şöyle bir Galatasaray- Trabzonspor maçı bile ne şekilde hatırlanacak herkesin malumu. Kulüp başkanlığı yaptıkları dönemde kulübünü yönetmeyi başaramayan insanların Futbol Federasyonu yönetmeye çalışması başlı başına bir felaket değil miydi?

 

 

Biz burada Galatasaray’ın kazandığı bir maçta Galatasaray’ın neleri doğru yaptığından, Lazio maçı öncesi uyarıların neler olduğundan söz etmek isterdik. Sneijder’in dinlenmeye ihtiyacı olmadığını oyuna girdikten sonra oynadığı oyunla kanıtladığını söylemek isterdik ama futbol konuşamıyoruz. Podolski’nin golü müthiş bir goldü mesela ama konuşamıyoruz. Hakeme kırmızı kart gösterip’’ çık dışarı’’ diyerek Salih Dursun tarihe geçti. 40 yıl düşünsem böyle bir protesto aklıma gelmezdi. Böyle bir gecede fazla futbol konuşmak için uğraşmaya gerek yok. Geçmişte yaşananlar olarak aynı olmasa bile benzer maçlar oynandı. Hatta Galatasaray Kadıköy’de 7 kişi kalmış ve 7 kişiyle Berkant ile gol pozisyonuna girmişti. Maç 1-0 bitmişti. Kötü bir gece daha yaşandı ve çok net olarak herkese güven veren bir Federasyon gelmeden normale dönme şansı yok futbolumuzun. Yetenekli oyuncular sayesinde Avrupa Şampiyonasına katıldık diye bir anda her şey düzelmez.

- - - -