Kulüplerin kendi tarihleri için önemi olduğu kadar ülke tarihi içinde önemli maçlar vardır. 2016 yılına ait unutulmaz avrupa yürüyüşlerinden birisini Galatasaray Erkek Basketbol Takımı sürdürüyor.Uzun yıllar sonra bile’’ ne maçtı ama’’ diye birbirimize anlatacağımız maçlardan birisini dün İspanya’daki maçla yaşadık. Birçok takıma göre kısıtlı bir bütçeyle kurulan bu kadro sene başından beri hedefi Eurocup şampiyonluğu olarak koyduğunda biz Galatasaraylılar dışında kaç vatandaşımıza bu hedef gerçekçi görülüyordu bilinmez ama şu anda Kupaya sadece 2 maç uzaklıkta olduğumuz bir gerçek.
Bayan Voleybol ile yaşadığımız final ve turnuva boyunca uğranılan tek mağlubiyetle gelen 2.liğin ardından gözlerimizi çevirdiğimiz dünkü maçtan büyük bir zaferle ayrıldık. Bu vesileyle Bayan voleybol takımımızı da tebrik ediyorum. 14 sayının avantajına rağmen maça tam istediğimiz gibi başladık. İlk yarıda gereksiz şut hemen hemen hiç kullanmadığımız, top kaybı yapmadığımız için rakibin en büyük silahı olan hızlı hücum şansını onlara vermedik. Baskıdan çıkamadığımız bir top sonrası yakaladıkları havayı da kırdık. Devre arasına girerken kaçan 2 serbest atış ve yenen üçlük devrenin kusursuz bitmesini engelledi.
İkinci yarıda Canaria’nın kısaları skorlarını arttırınca tur zora girdi. Zaten uzunları tutmamız sıkıntı olduğu için faul problemine giren Lasme ve Davis varken kısaların da büyük mücadeleye girmesi heyecanı arttırdı. Bu kadar savunma gereken bir maçta Ergin Hoca Göksenin’i tercih etmedi. Bu düşünceye açıkçası katıldığımı söyleyemem. Bütün zorluklara rağmen 6 sayıya kadar çektiğimiz maçta kendi kendimize elenme noktasına geldik fakat normal sürenin son topunda Ergin Hoca’nın moladaki seti ve Micov’un tecrübesi maçı uzatmaya götürdü.
Uzatmalar artık pskolojik savaştı. Yarı finale gelirken son 2 turda Euroleague takımlarını Galatasaray’ın elediği düşünüldüğünde bu pskolojik savaşta geri adım atmamız düşünülemezdi. Bize lazım olan sayıyı faul çizgisinden Mccollum ile bulduk. Genellikle 1 sayı öndeyken son topa kalınca son topu almak mı yoksa savunmak mı konusu çok tartışılır. Normal sürede imkansız bir üçlüğü yememize rağmen savunma yapmayı seçtik. O seçtiğimiz savunma öyle bir savunma oldu ki hiç akıllardan çıkmayacak. 5 numarasız oynarken Micov Oliver’in karşısında dev gibi beliriverdi. Şampiyonluktan başka bir şey düşünmediği her halinden beli olan bu takıma Eurocup kupası yakışır. Abdi İpekçi’de o kupayı ülke dışına çıkartmamak dileğiyle. Emeği geçen herkese teşekkürler, tebrikler.
- - - -