Simovic 35 yıllık Türk vatandaşlığı hayalinin gerçekleştiğini AKŞAM'a açıkladı... 50’li yaşlardaki neslin sokakta kalecilik yaparken idolüydü Simovic… İyi kurtarış yapan çocuklar izleyenler tarafından, “Bravo Simo” diye onurlandırılırlardı.

Gerçekten de Türkiye’deki kaleciliğe yepyeni bir açılım getirmiş, ‘İki direk arasının’ en güvenilir bekçisiydi o. Tıpkı Muslera gibi Galatasaray’daki kariyeri kötü başlamış, sert eleştirilere maruz kalmıştı ama dönüşü muhteşem oldu. 8 yıl aralıksız koruduğu Sarı-Kırmızılı kalede, eşsiz zaferlere şahitlik etti. Hele bir Monaco maçı var ki, ‘anlatılmaz yaşanır’ denilen destansı bir coşku. Monaco’ya karşı deplasmanda 1-0 kazanılan zaferin ardından Galatasaray Şampiyonlar Ligi’nde yarı final kapısını aralamıştır. Ancak Sarı-Kırmızılı ekibe ceza verilir.

AY-YILDIZLI TURDAN RAHATSIZLIK

Rövanş tarafsız sahada oynanacaktır. Berlin’de 80 bin Türk’ün, 90 dakika “Türkiye, Türkiye!” diye ortalığı inlettiği maçtır o. Prekazi’nin tarihin en iyi frikik ustalarını kıskandıracak golü ağlara gönderdiği maçtır. Ve 90 dakika sonunda Aslan tur atlayınca, elinde Türk bayrağıyla sahada tur atan Simovic’in fotoğrafları Türk ve dünya basınında manşetlerdedir. O Ay-Yıldızlı bayrakla yaşadığı coşku Simoviç’e çok pahalıya patlar. Ülkesinde sert eleştirilere hedef olur. Bu durum çok istemesine rağmen onun Türk vatandaşlığına geçmesine engel olmuştur. Simo, çok sevdiği ve ‘İkinci vatanım’ dediği Türkiye’nin nüfus cüzdanını taşıma hayalini ertelemek zorunda kaldı.

ERGUN AĞABEYİ ÇOK SEVİYORUM

Ve Simovic sevindirici haberi Akşam aracılığıyla Türkiye’ye duyurdu. Aslan’ın neferi, Türkiye’nin değeri Simovic nihayet nüfus cüzdanını cebine koymuştu. Gerisini ondan dinleyelim: “O zaman Türk Milli Takımı’nda oynamamı istediler. Bunun için Türk vatandaşlığı teklifi geldi o dönemde.. Ben de o dönem Türk vatandaşı olmak istedim. Ama Yugoslavya’da sorun oldu. Geçen sene tekrar başvurdum ve Türk vatandaşı oldum. Türk vatandaşı olarak Ergun Gürsoy ismini aldım. Ergun ağabeyi çok seviyorum. Türkiye’de bana çok yardımcı oldu. Karadağ, Sırbistan ve Türkiye benim memleketim.”

TÜRK GİBİ HİSSETTİM

Simovic, Monaco zaferinden sonra sahada bayrakla attığı turu ve o anki duygularını şöyle anlatıyor: “İkinci maçta cezamız nedeniyle Köln’de oynadık. 10 gün kamp yaptık. Bu süre içinde stresten tam 4 kilo kaybettim. Kalbimde bazı sıkıntılar da yaşadım. Şimdi şükür iyiyiz. Maç sonrası büyük bir sevinç yaşandı. Türk bayrağıyla sahaya bir taraftar atlamıştı. Yanımdan geçti. Ben de Türk bayrağını aldım ve sahada tur attım. İnanın o saniyede kendimi bir Türk olarak hissettim.

TEK AYAKLA DA OLSA OYNA!

Simovic, 17’nci dakikasında sakatlandığı Monaco maçında kenara gelmek ister ama Mustafa Denizli’nin yardımcısı Kovaçevic’ten, “Tek ayakla da olsa oyna” cevabını alır.

Simovic: “Fransa’daki Monaco maçının 17. dakikasında sakatlandım. Ben hiç bir zaman arkadaşlarımı saha içinde yalnız bırakmak istemem. Bileğimde acayip bir ağrı vardı. Mustafa Hocaya işaret ettim. Yedek kulübesinde herkes başka yere bakıyordu. Ben oyundan çıkmak için işaret etmeye devam ediyordum. Kovaçevic kale arkasında yanıma geldi ‘Simo kalede kal’ dedi. Ben de ‘Bu durumda nasıl sahada kalacağım!’ karşılığını verdim. Kovacevic, ‘Tek ayağınla da olsa sahada kal’ diye ısrar etti. İkinci devre ayağıma bandaj yapıldı. Rambo Yusuf o gün çok iyi bir oyun oynadı. Bana çok yardım etti. Bu maçta bütün takım çok iyi oynadı. Savunma, orta saha, forvet… Tüm takım harika oynadı.”

İLK KUPAMI FATİH TERİM’LE KALDIRDIM

Fatih Terim’le 1 yıl beraber oynayıp, Türkiye Kupası’nı kaldıran Simovic, o günleri şöyle anlatıyor: “Fatih kaptana çok selam gönderiyorum. Koronavirüs olayından geçmiş olsun diliyorum. Kendisiyle 1 sene beraber oynadık. Bana çok yardım etti. Ben o dönem kendisine ‘2 sene daha oynarsın’ demiştim. O da bana ‘Simo yeter, yoruldum, bırakmak istiyorum’ yanıtını vermişti. Fatih Terim ile birlikte kupa kazanmıştık.”

ÖZAL’IN FOTOĞRAFINI HÂLÂ SAKLIYORUM

Simovic: “Turgut Özal’la birlikte bir resmim var. Onu saklıyorum. Bir araya geldiğimizde ben kendisine hangi takımı tuttuğunu sordum. O da bana ‘Fenerbahçe’ dedi. Kendisi de Fenerbahçe’ye Simovic gibi kaleci lazım açıklamasını da yapmıştı.”

TAKIMDAKİLERLE GÖRÜŞÜYORUZ

“Tüm eski takım arkadaşlarımla görüşüyorum. Hepsini çok seviyorum. Muhammed, Cüneyt ve Yusuf’la devamlı görüşüyorum.”

BU NASIL SİMOVİC

Simo ilk 3 maçta alınan 2 yenilginin kurbanı oldu: “Türkiye’ye geldiğimde de Galatasaray Bolu’da kamptaydı. Ben üç gün İstanbul’da kaldım. Hemen arkasından lig başladı. Takımda kimseyi tanımıyordum. Zaten yeni kurulmuş takımdı. İlk hafta sahamızda Denizlispor’a kaybettik. 3. haftada Eskişehir’e 3-0 mağlup olduk. O maçtan sonra ‘Bu nasıl Simovic’ diye yorumlar yapıldı. Daha sonraki 4 maçta yedek kulübesinde oturdum.”

MUSLERA SÜPER

Simovic’i yakalamışken, güncel konulara da girmeden olmaz. Hele onun ihtisas alanı olan kalecilik… Kendisine Muslera ve Türk kaleciler hakkındaki görüşünü soruyoruz. Cevabı şu: “Bu dönemde Muslera süper bir kaleci… Eskiden Rüştü ve Hayrettin çok iyi kalecilerdi.’

GALATASARAY BANA HAYAT VERDİ

Simovic, G.Saray’da mutlu sonla biten hikayesini ve kazandığı başarıların apoletini omuzlarında gururla taşıyor. Mustafa Denizli’yi, “Onunla çok başarılı olduk. Kendisine selam söylüyorum” diye yad ediyor. Ve şu ifadeleri kullanıyor: “Galatasaray büyük bir camia. Bana bir hayat verdi. Ben buna ne kadar karşılık verdim bilmiyorum ama Galatasaray bana her şeyi verdi.”

FENERBAHÇE VE TRABZON’UN TEKLİFİNİ GERİ ÇEVİRDİM

Simovic, başarılarıyla Türkiye’de zirve yarışını değiştiren bir güç olarak ortaya çıktıkça, Galatasaray’ı zayıflatmak isteyen rakiplerinin de ilgi odağı oluyor. Ancak Simo, gelen teklifleri nasıl geri çevirdiğini şöyle açıklıyor: “Trabzonspor ve Fenerbahçe’den Galatasaray forması giydiğim dönemlerde teklif geldi. ‘Ben Galatasaraylıyım ve futbolu G.Saray’da bırakacağım’ diyerek teklifleri geri çevirdim.”

Kaynak: AKŞAM | Orçun ÖZATEŞ