Son haftaya girilirken hedef Avrupa Ligi’ne kalmak olarak gözüküyordu. Bu hedef gerçek olmuş olsa bile gruptan nasıl çıkamadığımıza hayret ettik. Şu Porto karşısında kaçırmanın daha zor olduğu goller olsaydı temsilcimiz Galatasaray bir kez daha adını Şampiyonlar Ligi’nde son 16’ya yazdıracaktı. Galatasaray’ın sonradan oyuna Elmander’i aldığı günlerden sonra olayın ciddiyetini kavramaktan uzak Eren Derdiyok dışında santraforsuz duruma gelmesi kabul edilemez. Sezonun şu ana kadarki en iyi futbolunun emeğine yazık oldu.

2-0 geriye düşüp 2-1’i bulduğumuz bir ilk yarı oynayınca kötü oyun olmuş gibi bir düşünce, bir algı oluştu. Kesinlikle katılmıyorum. Biraz becerikli olsa rakibinin 10 kişi kaldığı ve 2 farkı bulmuş bir Galatasaray olabilirdi. Uzun zaman sonra ilk defa havayı yakalamış takım klasik bir duran top hastalığıyla yenik duruma düştü. Psolojik olarak bunu toparlamak hiç kolay değil. Eren zaten sahada yok. Hal böyle olunca topu ileri oynamama isteği oluştu bir ara oyuncularda. Mariano- Feghouli ikilisini sağ kanatta izlerken büyük keyif aldım. Aynı pas akışını solda Rodrigues Nagatomo ile sağlasaydı daha çok pozisyon çıkabilirdi. 2-0’a bile reaksiyon gösterildi ve maç 2-1’e geldi. Son saniyede Fernando’nun ayağına net bir gol şansı geçti. 2-2 ile içeri giremedik maalesef.

İkinci yarı yine iyi başlıyorsunuz, yine akıl almaz golleri kaçırıp 3.golü yiyorsunuz. Gerçekten çok zor bir durum. Onyekuru’yu 2.forvet olarak oynatıp 4-4-2’ye dönüş hamlesi ilerleyen zamanlar için umut verici. 2011- 2012 sezonunda da 4-4-2’ye geçiş şampiyonluğa götürmüştü. Kritik zamanlarda bu düzen denenebilir. Penaltı kaçırmadığımız kalmıştı, o da oldu. Tarihi farkla kazanmanın haklı bir sonuç olacağı maçı 3 gol yiyerek kaybetmek inanılmaz. Takım neredeyse tam kadro olunca kondisyon eleştirilerimiz de taca çıkmış oldu. Burada kendimizi de eleştirelim. Maçın sonunda UEFA’ya kalmaktan çok şu maçı nasıl kazanamadık diye düşünen binlerce insan vardı. Abdurrahim Albayrak’ın maçla ilgili açıklamalarından büyük üzüntü duyduğumu söylemek istiyorum. Neyin tebrik telefonu Sayın Albayrak? Türkiye’de az farkla mağlup olunduğu zaman mutlu olunuyormuş biz doğmadan önce. Şerefli mağlubiyet deniyormuş. Galatasaray bu zinciri kırmış, 80’li yıların sonunda en büyük avrupa kupasında şampiyonluk mücadelesi vermiş. Siz böyle bir takımın yöneticisisiniz. Avrupa Ligi’ne kalınmış olsa bile mağlup olunan bir maçtan sonra böyle bir açıklama yapmak Galatasaray Yöneticisine yakışıyor mu?

Ankara'da yaşananlar için de ülke olarak çok üzüldük. Güne yaralı ve kayıp haberleriyle uyandık ne yazıkki. Mutlu olacağımız günleri görmek dileğiyle. Başımız sağolsun. Başımız sağolsun. Yaralı vatandaşlarımız da sağlığına kavuşur umarız.

- - - - - - -