HİKAYELER AYAKTA TUTAR - MEHMET DEMİRKOL

Bu baskı oyununun, ona en çok direnen oyuncunun korkunç bir hatasıyla 3 puanı alışı üzerine efsaneler yazılır. Ve böyle bir hikayeyle gelen geri dönüşün sonunun nereye varabileceğini de son yıllarda çok kez gördük.

Rakip Başakşehir için ise neredeyse anlatılabilecek hiçbir hikaye yok. Bazen sizi hikayeleriniz hayatta tutar. O hikayeler koca bir tarihi oluşturur çünkü. Galatasaray’ın dün oynadığı ilk yarı son haftalarda pasla gol bölgesine inen takım olmaktan orta yapan takım olmaya dönüştü.

Bu zemin ya da Mitroglou’nun varlığıyla bir seçim miydi? Yoksa Ndiaye topu geç oyuna soktuğu için Feghouli ve Onyekuru’nun markajdan kaçamaması sonucu bir zorunluluk muydu bilmek zor. Ancak Selçuk oyuna girip takımı yönetmeye başladıktan sonra baskının daha da sıkılaştığı bir gerçek.

Biraz olsun pasla kale içine girmeye başladı ev sahibi. Golü bu yolla bulmasalar da Lukac’ı maçın kahramanı yapmak üzere olan pozisyonlar çıktı. Dedim ya hikaye başka türlü yazıldı. Kahraman olacakken en büyük hatayı yapan oldu.

MAÇIN STARI

Lukac diyecektim. Maçın adamı olmayı hâlâ hak ediyor ama yıldızı değil. Oyunu Donk değiştirdi. Mitroglou bitirdi. Ama maçın en iyisi, neredeyse hatasız oynayanı Cocalic’ti.

Fanatik