Fransa’nın günlük spor gazetesinin her ay çıkardığı L’Equipe le Magazine dergisi sayfalarını Türkiyeliglerinde forma giyen Fransız futbolculara açtı. Dünyaca ünlü futbol dergisi bu ayki sayısında Galatasaray'lı futbolcular Gomis ve Belhanda’yı ön plana çıkarırken, Fransız futbolcuların SüperLig’de bugüne kadar hiç görülmediği şekilde kalabalık olduklarını yazdı ve “Türk gibi güçlü” sözünü “Türk futbolu gibi güçlü” cümlesi ile sayfalarına taşıdı.

Transfer hafif bir konu değil 

Aslan’ın 10 numarası Belhanda, “Bu sezon transfer için neden Galatasaray’ı seçtin?” sorusuna “Çünkü en ciddi teklif Galatasaray’dan geldi, herhangi bir kulüp ile değil Türkiye’nin en çok kupasına sahip büyük bir kulüp ile anlaştım, Şampiyonlar Ligi’nde iddiası olan bir kulüp. İnsani boyutlarda olan Montpellier ve Nice’ten sonra bir başka boyutta olan, dev bir boyutta olan Galatasaray’a geldim. Transfer konusu hafif bir konu değil, transfer olmadan önce Galatasaray hakkında sorduğum sorulardan arkadaşlarım bıkmıştı” cevabını verdi.

Tam gücümüz tükenmişken...

“Peki arkadaşların neler söyledi?” sorusunu ise Belhanda, “Sadece iyi şeyler söylediler, Türkiye’nin, İstanbul’un, buradaki futbol aşkının büyüklüğünden bahsettiler” diye yanıtladı ve şöyle devam etti: “Geldiğimde daha havalimanında doğru bir seçim yaptığımı anladım. Sahamızda yaptığımız maçlarda seyirci sayısı 50 bin oluyor, 2-0 kazandığımız maçlarda bile seyirci peşini bırakmıyor, bazen yarım saatte tüm gücünü harcamış oluyorsun, fakat seyircinin coşkusu sana tekrar güç veriyor, bu inanılmaz bir şey...”

Eşimle kimse ilgilenmemişti 

“Bugüne kadar bir çok kulüpte top oynadım ama hiçbir medya eşimle ilgilenmemişti, burada o da oldu, eşimin fotoğrafı gazetelerde çıktı. Türkiye’de futbol kutsallaşmış, özel hayatın yok, bunun pozitif ve negatif tarafları var. Geçenlerde çocuklarımla havuza gitmiştim ve fotoğraflarımızı çekiyorlardı...”

Seyirci kanat taktırıyor! 

“Türk futbol şampiyonası çok teknik, seyirci faktörü çok önemli. Kendi sahamızda ne kadar rahatsak deplasman maçları da o kadar zor oluyor, seyirci seni kanat takmaya zorluyor. Müslüman futbolcular burada çok rahatlar, hiç kimse sana Müslüman mısın, Hristiyan mısın diye sormuyor, herkes dinini yaşıyor. Dünyada aradığın her şeyi İstanbul’da bulabilirsin. Gelmeden önce bana bu şehrin güzelliğini anlatmışlardı, buraya gelince insan bunu daha iyi anlıyor. Türk mutfağı bir harika, en lezzetli etleri burada yedim. Börekler bir harika, kilo konusunda dikkat etmek lazım fakat şu sıralarda biraz zayıfladım dolayısı ile yiyebilirim (gülüyor)...”

Fanatik