Birçok kimliği (şair, radyocu, oyuncu, sunucu, şovmen...) üzerinde barındıran ve hepsinin üstesinden başarıyla gelen Ceyhun Yılmaz, sporaslan.com'a çok özel bir röportaj verdi.

Nasıl Galatasaraylı olduğundan Alpaslan Dikmen'e, muhabirlik yıllarından Fatih Terim sevgisine, Metin Oktay'dan Selçuk İnan ve Burak Yılmaz'a kadar birçok konuda düşüncelerini bizimle paylaşan Ceyhun Yılmaz'ın bu röportajını soluksuz bir şekilde okuyacaksınız.

İşte o röportaj;

Galatasaraylı olmanızda etkili olan en önemli neden?

''Aslında çok fazla seçme şansımız yoktu. Aile büyüklerinin forma almasıyla, top almasıyla başlayan bir aşktı. Ama benim Galatasaray sevgimin çok  hızlı kıymet kazanmasını sağlayan bir gerçek var;  Ben Galatasaray’ın şampiyon olamadığı dönemde Galatasaraylı oldum. Genelde çocukluk dönemlerinde şampiyon olan takımlar tutulur. O yüzden benim yaşıtlarım arasında pek fazla Galatasaraylı yoktur. Benim Galatasaraylı olduğum dönemde Galatasaray 14 sene şampiyon olamamıştı. Otomatik olarak skorla ilgisi olmayan, samimi taraftar olmanın yolunu bulmuş oldum. Şimdi bilmiyorlar ki ne demek olduğunu; şampiyon olamamanın, seneler kaybetmenin, sezonlar kaybetmenin, yine beklemenin, yine de sevmenin, yine de inanmanın. Kıymetini bilmiyorlar ki. O zaman tabi ki futbolcuları ıslıklarsın 90 dakika…''

Muhabirlik yıllarınıza geri dönüş yaparsak. O zamana dair ilginç bir anınız var mıydı?

''O dönem, başkanlık düzeyinden futbolculara, muhabirlere kadar çok sıcak bir ortam vardı. Bugünlerde muhabirlik dönemine ait birçok arkadaşımızın ölüm haberini alıyorum. Doğan Koloğlu, İlhan Söyler, Süleyman Gültekin, Erkan Koyuncu, Hacı Hasdemir...Allah rahmet eylesin, çok üzülüyorum bu duruma. Hatta 2014 hayatımın en kötü yılı diyebilirim. Bence en büyük anı ‘hayat boyu karşılaştığımda gülerek sarıldığım insanların varolması.‘

'Alpaslan Dikmen tribünün Metin Oktayı’dır' sözü ile bir profil çizdiniz Galatasaray taraftarına. Peki bu sözüde göz önüne alarak şimdiki Galatasaray tribünü ile rahmetli Alpaslan Dikmen zamanını kıyaslarsanız nasıl farklar görüyorsunuz?

''Evet bu benimle vefatımdan sonra da kalacak sözlerden biridir herhalde. Çok da hak ediyor. Alpaslan abi çok güzel insandı. Şimdi öyle rakibe, annelerine küfür etmenin çok iyi taraftarlık olduğunu zannedenler, biraz Galatasaray için çalışsınlar. Alpaslan abi ağzında sigara, GS Store için forma dolu çuvalları taşırdı sırtında. Hep böyle pantolunu düşüktü, beli büküktü, terliyordu Galatasaray için. Sen şimdi Fenerbahçe’ye küfrederek bize nasıl bir doğru veriyorsun be kardeşim. Bizi nasıl bir yarına hazırlıyorsun. Yarın öbür gün bu ufacık çocuklar da öyle mi olsun istiyorsun. Sekiz yaşında bir çocuk, sokakta ana avrat küfredince zorunuza gitmiyor mu?''

Fatih Terim ile aranızdaki tanışıklığı bize nasıl anlatabilirsiniz?

''Fatih Terim’le olan tanışıklığımız çok enteresan, kendisi tüm Türkiye’nin tanıdığı bir insandı. Doğal olarak bende tanıyordum. Onun beni tanımasıyla ilgili kısma gelirsek; 1995 yılında TGRT’de röportajlar yapıyordum. O röportajları Galatasaray ve Milli Takım futbolcularıyla yapıyorduk. 1995’te Fatih Terim’in Milli Takım hocası olarak Galatasaray’ı izlemeye geldiği bir maçta; ‘’Ne yapıyorsun yakışıklı’’ diyerek arkadan sırtıma dokundu. Arkamı döndüm ve yüzyüze geldik. Fatih hocanın beni tanımasından dolayı çok mutlu olmuştum. Benim Galatasaray muhabiri, hocanında Galatasaray hocası olduğu (1996-2000) dönemde ise kendisi bizimle yol arkadaşlığı yaptı. Bir abi, bir baba gibi davrandı. Radyoculuğa başlarkende; bana özel sohbetlerimizde planlarımı, hedeflerimi soruyordu. Fatih hoca her zaman insanların bir vizyonu olsun ister. Vizyonu olan insanlarıda çok sever ve her zaman yardımcı olur. Anlattıklarım ve planlarım hoşuna gitti ve sağolsun radyoculuğa başlamama aracı oldu.''

''Yıllar geçtikçe tanışıklıklar daha da derinleşiyor. Çünkü herkesi hakikaten sonradan tanıyorsunuz. Yıllar geçtikçe insanların kafasında bir rakamınız oluşuyor. O rakamda sizin hakettiğiniz değer oluyor. Bu değerde Fatih Terim gibi bir insanla çok şükür çok üst seviyede. Bence bir insanın kendisi ile yapacağı en büyük sağlama, eski dostunu gördüğünde gülüyor mu, sarılıyor mu? Bu önemli bir karne! Fatih Terim her zaman tanışıklığımdan gurur duyduğum, minnet duyduğum bir kişidir.''

Lig Tv’de 21 programıyla başarılı oldunuz. Programı sunarken, konuklarınıza gösterdiğiniz nezaket ve mütevazilik insanları çok etkiledi. Bu konu hakkında düşünceleriniz nelerdir?

''Çok teşekkür ediyorum. Açıklamama da izin verdiniz. Ben bunun bir gereklilik olduğunu düşünüyorum. Nezaketin bir insanın özelliği değil, normali olması gerektiği kanısındayım. Herkes birbirine nezaketle yaklaşırsa bu futbol sahalarınada, toplumun her köşesine de yansır. Eğer bu ülkede ‘höt zöt’ demek normallik haline gelmişse; bir şeyler ters gitmiş demektir. Bence benim gibi internete, radyoya, televizyona çıkıp etki eden insanlarda etkilerini pozitif yönde kullanmalı. Bu bir derneğe bağış yapmaktan daha önemlidir bence!''

''Birisinin annesine küfretmek. Bakın altını çize çize söylüyorum normalleştidiler. Bizi izleyen, bu röportajı okuyan kardeşlerim var. Bilmiyorlar ne yaptıklarını. Tekrar altını çiziyorum; birinin annesine toplu halde, inanarak küfrediyorsunuz. Bu psikolojik bir sorundur. Bundan kurtulun! Hiç kimse haketmiyor böyle bir olayı.

Balıkesirspor maçından sonra yaptığınız bir paylaşımda; ‘’Eskiden bize keyif veriridi şimdi rakibe’’ ifadesini kullandınız. Bunu biraz açabilir miyiz?

''Ben aslında onu daha öncede yazdım ama dijital edebiyat akıyor, gidiyor. Bu sözü hissettiğimiz zamanlar oldu. Bunu ilk olarak Fatih Terim’in gönderilişinin hemen ardından Mancini’nin geldiği dönemde hissettik. Kendi içimizde olay yarattık! Fenerbahçe’yle, Beşiktaş’la, Trabzonspor’la, Bursaspor’la şampiyonluk mücadelesi içerisinde, her maçında saygıyla rakibine ondan daha iyi olduğunu kanıtlaması gereken Galatasaray, kendi içinden bir şeylerle uğraştı.''

''Orada yazdığım sözleri tekrar ediyorum ‘’Galatasaray bize keyif veriyordu, şimdi rakibe keyif vererek oynuyor’’ Tabi Galatasaray’ı bu hale getirirken bütün emeği geçenlerde alkışı hakediyordur herhalde!''

Sosyal medya üzerinden Galatasaray taraftarıyla sürekli iletişim halindesiniz. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

''Evet ama Ultraslan beni takip etmiyor. Fenerbahçe taraftar grubu takip ediyor, onlar takip etmiyor. Ama ben herkesi takip ediyorum. Ultraslan twitter hesabı hangi kriterlere göre takip ediyor insanları, bilemiyorum.''

İşte Ceyhun Yılmaz’ın Quiz’i…

Galatasaray’a bir oyuncu transfer etme şansınız olsa tercihiniz kimden yana olurdu?

-James Rodriguez. Burak Yılmaz ile beraber çok iyi olurdu.

Galatasaray’da en beğendiğiniz fubolcu?

-İnadına Selçuk İnan.

Galatasaray’ın en iyi kadrosu?

-Benim çoculuğumun kadrosu. 1-Simoviç, 2-İsmail, 3-Semih, 4-Cüneyt, 5-Erhan, 6-Arif, 7-Uğur, 8- Prekazi, 9-Mirsad Kovaçevic , 10-Tanju, 11-Didier Six (Tek solukta)

Galatasaray’da görev alma şansınız olsa hangi görevi isterdiniz?

-Biraz ütopik bir cevap ama Teknik Direktör.

Galatasaray için yaptığınız en büyük fedakarlık?

-Çok güzel kızlarla yemek yiyemedim, onlarla öpüşemedim(gülüyor). Sadece bir kere ihanet ettim. Çok güzeldi ne yapayım! Galatasaray’da beni affetsin.

Muslera mı? Taffarel mi?

-Bu annen mi, baban mı? Sorusu gibi bir şey. İkiside bizim sonuçta

Röportajın tamamını sporaslan.com'da bulabilirsiniz.