Eren Derdiyok, ilginç açıklamalarda bulunurken, kariyerinin en güzel golünü de Galatasaray’da attığını söyledi.

Brezilyalı Ronaldo'yu idol olarak aldığını söyleyen Eren, "Benim için önemli olan takımın kazanması. Gol atmak benim için özel oldu. Kendimi geliştirmek istiyorum, eksiklerini gidermek istiyorum. Her oyuncunun kendine göre bir yeteneği var. Her oyuncudan bir şey kapmak isterim. Messi’nin topla yeteneği olsun, Ibrahimovic’in fiziği olsun. Ama benim her zaman idolüm Brezilyalı Ronaldo’ydu. Benim de belli bir yeteneğim var. En iyi şekilde yansıtmak istiyorum. En çok Rio Ferdinand’a karşı zorlandım. Duvara karşı oynuyorum gibi geldi.” dedi.

Golcü futbolcunun sözlerini şöyle sürdürdü;

”Okulla birlikte kayak yapmaya gitmiştik. Bir gencin sıçradığını gördüm. Biz de gençtik, denedik. Onu denerken sırt üstü düştüm. Nefes alamadım. Hastaneye götürdüler, o dönem 4-5 ay spordan uzak kaldım. Kilo da aldım. Sonra yeniden başladım. Bir hocamız geldi ve beni as oynatmaya başladı.”

”Futbol benim hayalimdi ve hayalimi yaşıyorum şu an. Futbolcu olmasaydım açıkta kalmak doğru değil. Ailemiz bizi böyle yetiştirmedi. Meslek konusunda bir adım atmam gerekiyordu. İnşaatta elektrikle ilgili… İşe başlar başlamaz Basel’in altyapısı benimle ilgilenmeye başladı. Garanti olana kadar iki işi birlikte götürdüm. Sonunda ödülüm gibi oldu. Basel ile anlaştıktan sonra ben de fark ettim, ikisi birden olmuyor. Futbola yöneldim. Şimdi yaşadığım şeyin değerini çok daha iyi anlıyorum.”

”Çok hızlı bir çıkış yakaladım. Basel ile altyapıda oynadıktan hemen sonra A takıma çağırdılar. Hazırlık maçında 3 gol attım, profesyonel sözleşme hazırladılar. Teklifler daha sonra çok vardı. Avrupa’ya adım atmak çok önemliydi. O yüzden Leverkusen geldiğinde benim için ideal bir adım oldu. Yavaş yavaş Bundesliga’ya adapte olmam gerekiyordu. Hoca gelir gelmez beni 11’e soktu.”

”Leverkusen’den sonra birçok teklif aldım. Niye Hoffenheim? Yükselişe açık bir kulüptü. Hocanın benim peşimden koşması, istemesiyle sıcak baktım. Sonradan bazı şeylerden insan pişman olabiliyor ama imza atmak istediğim için imza attım. Sakatlıklarım da oldu. Ligi kurtardık, düşmedik. Sonra yeni hoca geldi, yeni bir takım kurdu. Sonra Leverkusen’e geri gittim.”

"Türkiye'den o dönem başka teklif almadım"

”Sonra Kasımpaşa’yı tercih ettim. Türkiye’den o dönem başka teklif almadım. Kasımpaşa’ya yüksek hedeflerle geldim. İkinci hafta bağlarım koptu. Hepimiz çok üzüldük. Profesyonellik kariyerimde ilk kez ağır bir sakatlık geçirdim. Ameliyattan birkaç ay sonra bunun şokunu anlattım. İnsan ilk başlarda çekiniyor, korkuyor. Ama pozitif bakıyordum her şeye. Her şeyde bir hayır var. Keşke olmasaydı tabii. Böyle olması gerekiyordu. Sonra kendimi çok iyi şekilde toparladım.”

”Hocamızın (Petkovic) bir felsefesi var. Ona saygı duymak gerekir. Benim yapabileceğim bir şey yok. Oynamadım ama takımımın her zaman arkasında durdum, takımıma destek verdim.”

”Arena’daki ilk golden sonra taraftar buradaymış gibi yaşamak istedim, taraftara armağan etmek istedim. Onun için böyle bir sevinç yaşadım. İki tane röveşata golümden başka Basel’deyken de bir kafa golüm vardı. Rize maçında attığım gol kariyerimdeki en güzel gol…”