Şardan, başkan adaylık sürecinden yıpratma politikalarına, gelir yaratıcı projelerinden gelecek planlamalarına kadar her şeyi anlattı.

"Yiğit Bey adaylığınız hayırlı olsun. Nasılsınız bu süreçte?"

- Vallahi yorucu bir süreç. Günde birkaç tane canlı yayın, sonrasında ufak gruplarla zoom toplantıları başlıyor. Muhtelif dernekler, muhtelif gruplar... Genelde de 7-8-9 saatlerinde 1'er saat görüşüyoruz. Akşam saat 10'lara kadar sürüyor, zaten telefonlar da pek susmuyor. Yoğun bir süreçte gidiyoruz. Vitamin takviyesiyle ayakta duruyorum.

"YIPRATMA POLİTİKALARINI ANLAMLANDIRAMIYORUM"

"Son dakika aday olduğunuza dair olumsuz görüşler var. Halbuki çalışmalara 3-4 ay önce başlamıştınız?"

- Genel anlamda yıpratma politikaları hakkında söylüyorum; anlamlandıramıyorum. Benim üzerimden oynanan yıpratma politikaları hakkında, üzerimdeki gömlekten geç gelmeme, 'Galatasaray'ı satacak' diyorlar, 10 sene önceki Cemal Nalga olayına kadar ne buluyorlarsa döküyorlar. Sosyal medyada da bunları köpürten bir takım arkadaşlar var. Onlar da köpürtüp, insanların önüne sunuyorlar. İnsanlar itibar ediyorlar mı, onu bilmiyorum tabii ki.

Şardan, başkan adaylık sürecinden yıpratma politikalarına, gelir yaratıcı projelerinden gelecek planlamalarına kadar her şeyi anlattı.

"Yiğit Bey adaylığınız hayırlı olsun. Nasılsınız bu süreçte?"

- Vallahi yorucu bir süreç. Günde birkaç tane canlı yayın, sonrasında ufak gruplarla zoom toplantıları başlıyor. Muhtelif dernekler, muhtelif gruplar... Genelde de 7-8-9 saatlerinde 1'er saat görüşüyoruz. Akşam saat 10'lara kadar sürüyor, zaten telefonlar da pek susmuyor. Yoğun bir süreçte gidiyoruz. Vitamin takviyesiyle ayakta duruyorum.

"YIPRATMA POLİTİKALARINI ANLAMLANDIRAMIYORUM"

"Son dakika aday olduğunuza dair olumsuz görüşler var. Halbuki çalışmalara 3-4 ay önce başlamıştınız?"

- Genel anlamda yıpratma politikaları hakkında söylüyorum; anlamlandıramıyorum. Benim üzerimden oynanan yıpratma politikaları hakkında, üzerimdeki gömlekten geç gelmeme, 'Galatasaray'ı satacak' diyorlar, 10 sene önceki Cemal Nalga olayına kadar ne buluyorlarsa döküyorlar. Sosyal medyada da bunları köpürten bir takım arkadaşlar var. Onlar da köpürtüp, insanların önüne sunuyorlar. İnsanlar itibar ediyorlar mı, onu bilmiyorum tabii ki.

"DİJİTALDE HEDEFİM 1.2 MİLYAR TL GELİR"

"Sizin geçmişte "Türkiye'nin en büyük kulübü olmak Galatasaray için bir vizyon değil" diye bir sözünüz var. Şu anda pandemiden dolayı dünyanın en büyük kulüpleri bile birçok sıkıntı yaşıyor. Avrupa Süper Ligi gibi projeler de bu pandeminin sıkıntılarından doğdu. Galatasaray'a önemli gelir kapıları açmak adına düşündüğünüz, "Ben bunu yaparım" dediğiniz düşünceler var mı?"

- Galatasaray'ın pandemiden dolayı kayba uğradığı gelirler var. Aşılanma da hızlı gidiyor ülkede. Önümüzdeki dönemde artık stadyumlarımıza seyircilerimiz geri dönecek. Seyircilerimizin geri dönmesi de stattan kayıplarımızı belli ölçüde telafi edecek. Bu bir defa çok önemli.

Ancak daha önemlisi benim "değişken" dediğim gelirler. Bunların başında sponsorluklar ve şimdi de yeni dünyanın getirdiği dijital ekonomi. Galatasaray aslında Mustafa Cengiz ile birlikte dijital ekonomi konusunda bayağı bir yol almaya başladı. Sıfır olan gelirler 170 milyon liraya kadar çıktı ve bu paralar tahsis edilmeye başlandı. Önümüzdeki 1 ay içinde de önemli bir miktar daha tahsis edilecek. Ancak daha yapılacak çok iş var. Bu işlerin neler olduğunu biz biliyoruz. 2 arkadaşımı sırf bu yüzden, bu konulara hakim diye yönetime aldım. Hasbelkader bu benim de işim. Özellikle 'content' (içerik) üretmek, Galatasaray da 'content'tir en nihayetinde. Burada benim de ciddi bir tecrübem var. Profesyonellerimizi doğru yönlendirerek çok süratli şekilde dijital gelirlerimizi arttırma gibi bir planımız var. İlk aşamada yaptığımız hesaplamada 450 milyona çıkartırız gibi geliyor. 450 milyonu küçümsememek lazım. Şu andaki Galatasaray gelirlerinin yüzde 50'sine teşkil eder bu. Ancak daha da agresif bir hedef koyduk 1.2 milyar gibi.

Eğer bütün istediklerimizi yapabilirsek Galatasaray'ın mevcut gelirlerini %150 arttırmış olacağız. Bu kendi içerisinde zaten Galatasaray'a önemli bir kaynak yaratacak. Bu kaynakla hem borçlarımızı daha rahat ödeyeceğiz hem de daha rekabetçi takımlar kurabileceğiz.

"KENDİLERİNE KÜFÜR ETTİRTİP MAĞDURİYET YARATIYORLAR"

"Bugünlerde bir radyocunun sosyal medya paylaşımları var. Sizin taraftarlarınızın ya da sizi sevenlerin Instagram üzerinden küfürlü mesajlar gönderdiğini iddia ediyor. Bu konu hakkında neler söylemek istersiniz?"

- Adaylığımı açıkladığımdan beri sosyal medyada öyle bir karalama kampanyası başladı ki... Ben zaten hiç okumuyorum, hiç takip de etmiyorum, bahsettiğiniz taraftarın kim olduğunu da bilmiyorum, kime küfürlü mesaj attığını da bilmiyorum ama iş öyle bir hal aldı ki artık siz karşı tarafa küfür etmezseniz, karşı taraf kendisine küfür ettirip bir mağduriyet yaratıyor. Ancak bu mağduriyeti de sizin üzerinize yüklüyor. O yüzden ben, en iyisi buralardan uzakta ve sosyal medyanın dışında duruyorum ki bana bulaşmasınlar.

Dediğim gibi ben hiçbir şey yapmasam da birileri sanki ben bir şey yapıyormuşum gibi hava estiriyor. Ne yapabilirim ki? Tamamen kontrolsüz bir mecra, kimin ne yaptığı belli değil. Muhtemelen yine kendisine küfür ettirip, mağduriyet yaratmaya çalışan biridir diyeyim.

"SEBEBİ OLANLARI GÖREVDEN ALDIM"

"Son dönemde vikipedi sayfanıza yeni bilgi girişi olduğunu fark ettim. Özellikle mayısın son haftasından itibaren o sayfaya yeni bir şeyler ekleniyor. Çoğu zaman verilen kaynakla belirtilen bilgi arasında da tutarlılık olmuyor. Örneğin Cemal Nalga olayı dediniz aklıma geldi, belirtilen kaynağa gittiğimde Cemal Nalga konusunda konuşan yöneticiler aslında sizin hiçbir suçunuz olmadığını, olaydan habersiz olduğunuzu söylüyorlar. Ancak vikipedi sayfasında Cemal Nalga olayının sorumlusu sizmişsiniz gösteriliyor. Bu konu hakkında ne demek istersiniz?"

- Vikipedi sayfamda ne yazdığına bakmadım, zaten öyle bir vaktim de yok. Cemal Nalga olayı bundan 12-13 sene önce olan bir olay. Bir hazırlık maçında başka bir oyuncunun formasını Cemal'e giydirmişler, sahaya sürmüşler. Neden? Cemal'in kamptaki performansını görmek için. Cemal cezalıydı ve cezasını çekiyordu o süre içerisinde. Almanya'daki bir hazırlık maçıydı. Bütün amatör şubeler bana bağlıyken böyle bir olayı o anda bilmem imkansızdı. Olay bittikten sonra haberim oldu. Ben de konuyla ilgili 3 tane profesyonel yöneticinin görevine son verdim. Çünkü bu kabul edilebilecek bir hata değildi.

Biz öyle bir camia olduk ki böyle bir olay olduğunda kendi kendimize büyütüyoruz. Olay o kadar büyüdü ki federasyon da dedi ki "Galatasaray camiası bile bu meseleye takılıp, kızdığına göre bunlara ciddi bir ceza verelim" dediler ve bizim puanımızı düşürdüler. Mağlubiyete 1 puan verildiği için puan eksiltme çok ciddi bir problemdi. O yüzden biz neredeyse ligden düşüyorduk. Bakıyorum bunun asıl müsebbibi kim diye, evet bir hata yapılmış ama baklava çalan çocuğa müebbet verilmiş gibi bir durum oldu. Her suçun karşılık olarak bir cezası olması lazım. Ancak orada olay abartılmış.

Ben orada suçum olmamasına rağmen sorumluluğu da üstüme aldım çünkü bütün şubeler üstüme bağlıydı. Türkiye'de insanların yaptığı bir şey değildir pek bu hareket. Bizde bilirsiniz hiç kul hatası olmaz, hep Allah'tan olur. Ben de kul hatası olduğunu kabul ettim, sorumluluk aldım istifa ettim. Bir şekilde bu olayın önünü kestim. Daha ne yapmamı bekliyorlar ben bunu anlamıyorum. Ali Sami Yen'in tavanına kendimi assa mıydım Cemal Nalga başka birinin formasını giymiş diye?

"İCRADAN HABERİM OLUR OLMAZ DURDURDUM"

"Bazı başkan adaylarının son dönemlerdeki röportajlarında okuduk. "Galatasaray'ı icraya verip, sonra da başkan adayı olanlardan değiliz" dediler. Bu konuyu anlattınız defalarca ama bir kez daha anlatmak ister misiniz?"

- İlk defa sana rakam vererek anlatayım o zaman. Ben asbaşkan olduğum dönemde Galatasaray'a kasa kolaylığı için 1 milyon dolar para vermiştim. Bu 1 milyon dolar bir şekilde harcanmış. "Başkanım size şunu satalım, şunun parasını siz ödemiş olun" denmiş. 150 bin dolar alacağım kalmış. Görevim bitmiş, ayrılmışım. Bir telefon açıp para falan istememişim. 1 sene sonrasında Galatasaray Kulübü demiş ki "Biz bu parayı size ödeyeceğiz." Peki ödeyin yani 150 bin dolar dediğiniz, insanlar 150 bin dolar'ı küçültmeye çalışıyor ama benim çocuğum 3 sene İngiltere'de üniversite okudu, 3 senelik üniversite hayatında harcadığı para bu. Bir gencin 3 senelik üniversite masrafı bu herkesin küçümsediği rakam.

Ben de dedim ki "Madem ödemek istiyorsunuz, buyurun ödeyin." 6 ay geçmiş, finans müdürü demiş ki, "Yiğit Bey bizi arayın" diyorlar. Ya telefona çıkmıyorlar ya da "Bu hafta döneceğiz size" diyorlar. Dedim "O zaman avukatlara verelim, avukatlar halletsin." Bizimle alay mı ediyorlar? "Bir tane maaş makbuzu kessek olur mu?" deseler, kabul edecekken bizi bu duruma düşürdüler. Bizim avukatlar da konu bize geldi diyip, paldır küldür icraya vermişler. 1 ay sonra haberim olur olmaz hemen durdurdum icrayı, dedim "Ne yapıyorsunuz?" Bir şekilde hallettik o durumu.

Şunu sormak lazım, başkan adaylarından bir tanesi 150 bin dolar hibe etmiş mi Galatasaray'a? "Alın bir 150 bin dolar da nereye harcarsanız harcayın" demiş mi? Merak ediyorum, çıksınlar onlar da onu açıklasınlar. Daha büyük kısmı söylemiyorum bile, asıl rakamı söylemiyorum.

"ÇOK ÇILGIN PLANLARIM VAR"

"2007-2008 şampiyonluğunda Ali Sami Yen'e aslan getirdiniz. Böyle başka "çılgın" planlar düşünüyor musunuz?"

- Çok daha büyüklerini düşünüyorum. Bu aslan çılgınlığı düşündüklerim arasında ilk 20'ye girmez. Onu yaptım, ona bile laf ettiler. Divan Toplantısı'nda yaşlı bir büyüğümüz çıktı, "Neden bu kadar bir kaşık suda fırtına kopartılıyor? Aslan evine geldi" dedi. Aslana gayet iyi baktık. Yol boyunca iyi gelmesi için özel kafesler yaptırdım. Sporun içinde var bunlar. Benfica da her hafta bir kartal uçurmuyor mu? Biz 116 yılda bir kez yaptık, demedikleri kalmadı. Bu bir eğlence endüstrisi. Biz de bu eğlence endüstrisinin alt grubuyuz. Biraz daha yaratıcı olmak lazım diye düşünüyorum.

"ARDA TURAN GALATASARAY'IN SEMBOL OYUNCUSUDUR"

"Arda Turan'ın şu an sözleşmesi yok. Sizin yönetimde olduğunuz döneminizde kaptan oldu diye hatırlıyorum. Düşünceleriniz neler?"

- Arda Turan sembol bir oyuncu Galatasaray için. Galatasaray'a çok önemli hizmetlerde bulunmuş, yurtdışına transfer olurken Galatasaray'a ciddi bir gelir kazandırmış bir futbolcu. Arda sayesinde Atletico ve Barcelona'nın maçlarını seyreder olduk. Arda'yı özel hayatta da tanıyorum. Gayet sempatik, sıcakkanlı, akıllı birisi. 'Futbolcu olarak Galatasaray'a faydası olur mu, olmaz mı'nın kararını henüz veremem. Çünkü şu anda göreve gelmedim. Göreve gelmeden de ne teknik direktörle ilgili ne de oyuncularla ilgili tasarrufta bulunmaya hak sahibi görmüyorum kendimi. O yüzden de Arda ile ilgili kararı eğer seçilirsek ilerleyen günlerde o tasarrufta da bulunacağız.

"SİHİRLİ DEĞNEK OLSA İLK BORÇLARI SİLERDİM"

"Elinizde bir sihirli değnek olsa mazbatanızı aldığınız an acilen değiştireceğiniz 3 şey ne olurdu?"

- İlk olarak borçları silerdim. İki, Galatasaray'da kurumsal yapıyı anında oturttururdum. Üç, her takımımıza dünya çapında isimler transfer etmek isterdim. Sadece futbola değil basketbola da transfer etmek isterdim. Maalesef ne benim ne de diğer başkanların elinde sihirli bir değnek yok. Bütün bunları yapmak için emek sarf etmemiz gerek. Çok çalışmalıyız.

Sana bir örnek vereceğim, bugün 2 tane takım var EuroLeague'de, Fenerbahçe ve Efes. Son yıllarda bu takımlar şampiyon oluyorlar, final oynuyorlar. Bir ara Galatasaray da oynuyordu. Bunun futbolda da olmaması için hiçbir sebep yok amma ve lakin yapılması gereken şeyleri camia olarak birlikte yaparsak... Bunu başka sporlarda da yapıyoruz, neden futbolda yapamıyoruz? Çünkü kurgumuz yanlş. Diğer sporlarda yapabiliyorsak demek ki Türkiye'den böyle takımlar çıkarabiliyoruz. Doğru şeyleri yaparsak o başarıya da ulaşırız.

"SEPİL TEMİZ BİR KULÜP MEYDANA GETİRDİ"

"Süper Lig'de başarılı bulduğunuz başkanları örnek vermenizi istesek? Şu başkanın şu hamlesini çok yerinde buldum dediğiniz bir şey var mı?"

- Mehmet Sepil'i - Göztepe Kulübü'nün aynı zamanda sahibi - Şehrin kolay ulaşabileceği yere güzel bir stadyum yaptı. Göztepe'yi tertemiz, iyi mücadele eden bir kulüp haline getirdiği için çok takdir ediyorum. Şimdi biraz daha geri çekilmiş, işi profesyonellere bırakmış.

Karagümrük'ün çok genç bir antrenörü var, çok güzel bir futbol oynatıyor. Alanyaspor da öyle. Ki bu takımlar nispeten Süper Lig'in yeni takımları. Onlar da çok güzel işler yapıyorlar ama itiraf etmeliyim yönetimsel olarak ne yaptıklarını çok yakından takip edemedim.

"TARAFTARLA BERABER GALATASARAY BAŞARILI OLUR"

"Görmek istediğiniz taraftar profili nasıldır? Buna bir taraftar olarak da cevap verebilirsiniz. Galatasaray taraftarı, Galatasaray için ne yapmalı?"

- İster istemez 1,5 yıla yaklaşık bir sürede takımla buluşamayınca bir özlem oluşmuştur taraftar tarafında. Tekrar stada gidip, tekrar takımı desteklemek... Belki bir takım taraftarlar biraz daha uzaklaşmıştır. Çünkü herkes evde oturup maç seyretmeye, takımını takip etmeye alıştı. Biz de ofise bile gitmez olduk, işleri evden yürütmeye başladık. Benim beklentim, takımı özleyen taraftarın stada geri dönmesi, her maç takıma dolu tribünlere futbol oynatmak. Çünkü bizim gibi büyük kulüplerin en büyük handikapı seyircisiz oynamak oldu. Seyirci desteğini her zaman arkasında görmeyen kulüpler için belki bir şey etkilenmedi ama Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş gibi kulüpler bundan çok olumsuz etkilendi. Puan kaybettiğimiz maçlara bakıyorum iç sahada, belki bu puanları seyircimiz olsa kaybetmezdik. Taraftar olarak herkesin kısa zamanda pandemi psikolojisinden çıkıp, aşısını olup, gerekli önlemlerini alıp stada geri dönmesini bekliyorum. Başka türlü Galatasaray'ı başarılara taşımak mümkün değil.

"GALATASARAY'A HAKSIZLIK ETTİLER"
 
"Birçok Galatasaray Başkanı gördünüz. Hangi başkanın hangi yönü sizin için güzeldi?"

- Ben kendi çalıştığım başkanlardan örnek vereyim. Diğer başkanlarla çalışmadım, spekülasyon olur. Mehmet Cansun, bize inanılmaz güvenirdi. Halka arz için Ankara'ya gidip SPK'dan son bir izin alacaktık. Mehmet Cansun uçağa bindiğimiz anda Ankara'ya neden gittiğimizi öğrenmişti. O ana kadar sormadı bile çünkü bana çok güveniyordu. Galatasaray Başkanı'nın orada bulunması gerekiyordu. İzni aldık ve Galatasaray'ı halka arz ettik. Adnan Başkan daha kontrolü severdi ve o da güvenirdi. Onun döneminde daha uzun görev yaptığı için Galatasaray'da daha önemli şeyler yapıldı. Şirket birleşmesi Galatasaray için inanılmaz büyük sıkıntılı bir şeydi. Stadyum bir kangren'e dönüşmüştü onu aştık. Çok önemli sponsorluk anlaşmaları yaptık. Hatırlarım gece 3 buçukta Adnan Başkan'ı arayıp, "Ağabey senin bunu şu anda imzalaman lazım yoksa anlaşmayı yapamayız" dediğimde "Saat 3 buçukta kapı mı çalınır?" demeyen birisiydi. Adnan Polat döneminde Galatasaray gelirleri tavan yapmıştı. O süreç devam etseydi, gereksiz idari ibrasızlığı yaşamasaydık, bence Galatasaray'a haksızlıktı, top da çizgiyi geçmeyince bize idari ibrasızlık verdiler. Adnan Başkan çok iyi bir yola sokmuştu Galatasaray'ı. Hem artan bütçelerimizle hem yeni stadyumla çok daha başarılı bir dönem bizi bekliyordu ama buna müsaade etmediler. Galatasaray'a haksızlık etmiş oldular.

"KİMSE BENDEN DÜŞMANLIK BEKLEMESİN"

"Son soruma geçeyim, sürekli tartışmalar, olumsuz yorumlar var Türk futbolunda. Bunu değiştirmek istediğini söyleyen başkanlar da oldu hem Anadolu'da hem İstanbul'da. Ancak değişmedi ve bir noktadan sonra bu kirli atmosfere uyum sağlamak zorunda kaldılar ya da bu atmosfere karşı başarılı olamadılar. Siz Türk futboluna sevgi ve barışı getirebilecek misiniz?"

- Eğer beraber çalışırsak, Genel Kurul bizi desteklerse Türk futbolunun içinde bulunduğu çıkmazdan Galatasaray'ın liderliğinde ve Galatasaray'ı örnek alarak diğer kulüpler de benzer uygulamalarla bütün sıkıntıları aşarak çıkarız. İşin manevi tarafında, kavga gürültü tarafında da hep doğru yerde duracağım. Kavga gürültü de istemiyorum. Rekabet evet, husumete kesin karşıyım, kimse benden böyle bir şey beklemesin, kimse benden Fenerbahçe, Beşiktaş düşmanlığı beklemesin. Yeri geliyor bizim bu kulüplerle çok önemli ortak çıkarlarımız oluyor. Eğer kavga kültürünü yerleştirirsek, ortak çıkarlarımız da zarar görüyor. Biz sonuçta hepimiz bu gemide beraberiz. Rekabet ediyoruz ama bu rekabet husumete dönüşünce hepimiz zarar görüyoruz. Ben açıkçası diğer kulüplerle de beraber çalışabilmeyi, hem bu kirliliği hem de bu ekonomik darboğazı beraberce aşmayı hayal ediyorum. Ben gerçekten Galatasaray'ı görmek istediğim kadar Fenerbahçe'yi, Beşiktaş'ı da Avrupa arenasında iyi yerlerde görmek istiyorum -ki toplu olarak futbolumuz ve diğer branşlardaki başarılarımız daha da büyüsün- ve Türkiye'nin çıkardığı spor markaları Avrupa'da her alanda kendinden söz ettirsin. Bunu da başarabilen takımlarımız ve örnekler de var. Demek ki yapılabiliyor. Basketbol ve voleybolda yapılan şeyler, neden diğer spor dallarında yapılamasın?

"EN DOĞRU BAŞKAN VE YÖNETİMİ GETİRMELİYİZ"

Yapımız gereği Galatasaray'ın 4 bin civarında genel kurul üyesi gelecek ve başkan ile yönetim kurulunu seçecek. Gönül isterdi ki hazirunun tamamı gelsin. Maalesef bugünkü ortamda buna imkan yok. Önümüzdeki dönemde mutlak suretle e-imza ile oy kullanabilmeyi mali ve seçimli kongrelerde sağlamak istiyorum. 4 bin, 8 binin her neyse, seçtiği başkan ertesi günden itibaren 30 milyon insanın mutluluğu ve mutsuzluğu arasındaki farkı yaratıyor. Doğru seçimi yapıp, irademizi sandığa yansıtıp, sağduyuyla, rasyonel olarak hareket edip en doğru başkanı ve yönetimi başa getirmemiz lazım ki sonra hep beraber üzülmeyelim.