Galatasaray’ın şanssız Devler Ligi kurası, tarihi bir dönemeç gibi... 99-2000 sezonunda da Galatasaray, Chelsea-Milan-Hertha’lı ölüm grubuna düşmüş ama o virajdan Milan’ın üstünde çıkması, UEFA zaferinin kapısını aralamıştı. Bu yıl da Terim’in önünde tarihi zorlukta bir ikili var; zira sezonun sonunda Real’le Juventus, Ş.Ligi finalini oynasalar, pek kimse şaşırmaz. Galatasaray’ın iki şampiyonluk adayıyla yarışacağı gruptan terfi etmesi zor, ama bu ekiplere karşı onurlu sonuçlar alarak üçüncü olursa, Avrupa Ligi yarışına moralli bir giriş yapacağı kesin.

Üstelik G.Saray’ın gruptan çıkamaması ve Kupa 2’de sonuna kadar gitmesi muhtemelen Terim’in bu kulüpte bir kez daha hedeflerine ulaşması ve rotayı başka bir yöne (milli takıma veya batıya) çevirmesi anlamına gelir ki, bu da G.Saray açısından tarihi bir dönemeç demek.

Real saldırganlaştı
Real’in tekrar 2000’lerin başını hatırlatan saldırgan bir tutum takındığını söyleyebiliriz: Paris’ten Ancelotti’yi söke söke aldılar. Isco ve Illarramendi’ye mantıksız paralar harcadılar. Bale’i satmak istemeyen Tottenham’a 9 haneli sterlinler önermeleri Londra ekibinin başını döndürdü; Galli’yi gelmiş geçmiş (ve bence gelecek) en pahalı oyuncu yapmaya yakınlar. 3 yıllık Mourinho döneminde yaşanan başarısızlık R.Madrid’i saldırganlaştırdı ama tabii ki futbolda bütün sorunlar parayla çözülmüyor.

Real’in ilk iki haftasını başarıyla geçirdiği La Liga’da en önemli sorunu, Casillas’ın kulübeden kurtulamaması. İkinci sorunuysa santrfor bölgesinde... Yüksek istatistiklerine rağmen Higuain, Napoli’ye gönderildi ve henüz Suarez veya Mandzukic, Madrid’e getirilemedi. Eğer Bale’le birlikte bir de sükseli santrfor Bernabeu’ya gelmezse bu yıl İtalyan Hoca’nın işi hiç kolay olmayacaktır.

Juve gizli favori
Calciopoli skandalı sonrası 6 yılın 3’ünü Avrupa’nın dışında geçiren Juventus, 70.829 puanla (Real’in neredeyse yarısıyla) kuraya kıl payı ikinci torbadan girdi. Geçtiğimiz yıl Ş.Ligi çeyrek finalinde Bayern’e gol bile atamadan elendiler, böyle bir netice 10 sene önce olsa taraftarı üzebilirdi. Ama 10 yıldır yarı finallerden uzak oldukları için, bu çeyrek finalin Juve için hayata dönüş olduğunu bile söyleyebiliriz rahatlıkla.

Conte yönetimindeki Juventus, şu an ülke futbolunun en iyisi, bence Devler Ligi’nin de sürpriz favorisi. Son iki yılı açık farkla şampiyon kapattılar; ilham verdikleri İtalyan Milli Takımı’nın Euro 2012 finali ve Konfederasyonlar Kupası 2013 üçüncülüğü de futbolcu kadrosuna ekstra özgüven aşıladı.

44 yaşındaki Conte, başarıya alışmış takım kadrosunu bu yıl da bozmadı. Takımdan tek dikkat çekici ayrılık, kenar oyuncusu Giaccherini. Savunmanın göbeğine Torinolu Ogbonna’yı, santrfora da Llorente ve Tevez’i takviye eden Conte’nin sıradaki transfer hedefininse Nani olması bekleniyor.

Cornelius’u kaybetti
Galatasaray’ın kura şanssızlığı iki devi çekmekle kalmadı; son torbadan da en yüksek katsayılı ekibi, FC Kopenhag’ı yakaladılar! FC Kopenhag, Danimarka futbolunun lokomotifi olsa da, tarihinde sadece iki kez Şampiyonlar Ligi gruplarına kalmış bu arenada tecrübesiz bir ekip. Üstelik takımın her şeyi santrfor Cornelius’un Premier Lig’e gitmesi kulübü sarstı, bu yıl lige yaptıkları berbat başlangıçta da onun gidişinin rolü var.

Ligin ilk 6 haftasında tek bir galibiyet alamayıp, Ariel Jakobs’la da yolları ayıran FC Kopenhag’ın kulübesinde artık Stale Solbakken var. 90’lı yıllarda Norveç formasıyla bolca izlediğimiz Solbakken, Devler Ligi gruplarına direkt katılan Kopenhag’a sanırım birkaç şeref puanı kazandırmaya çalışacaktır.


Skorer