Igor Tudor ile hem PAOK hem de Galatasaray'da birlikte çalışan Garry Rodrigues, Fatih Terim'in gelişini yeni bir sayfa olarak görüyor. 

İsterseniz sondan başlayalım! Yeni bir dönem başlıyor. Hem ikinci yarıdaki yarış, hem Fatih Hoca’nın gelişi...
- Ben Fatih Terim ile belki ilk defa çalışacağım ama kendisini zaten daha önce tanıyan, bilen bir futbolcu olduğumu söyleyebilirim. Şu anda takımdaki hava inanılmaz değişti. Baktığınız zaman, artık herkeste gülen yüzler var. İyi bir tatil geçirdik. İyice dinlendik. İkinci yarı hocamızla beraber hedefimize en iyi şekilde, en güçlü adımlarla ulaşmaya çalışacağız.

Çalışmalarımız iyi bir şekilde başladı. Bence en büyük ayrıntı, yüzlerin gülmesi, herkesin mutlu olması... Takım içindeki mutluluğu gerçekten hissedebiliyorum. O yüzden hocamızın gelmesi bizi olumlu anlamda etkiledi.

Senin için ne değişti?
- Tudor ile biliyorsunuz daha önce çalışmıştım. Şimdi Fatih Hocamız geldi. Kendisinin Galatasaray’da ne kadar efsane olduğunu çok iyi biliyorum. Tabii takım arkadaşlarımızın mutlu olmaları size de olumlu olarak yansıyor. Diğer taraftan hocanın bana yaklaşımı çok iyi... Bire bir ilişkilerimiz güzel ve antrenman tarzı, bugüne kadar gözlemlediğim çok çok iyi olduğu... Ben de böyle bir efsaneyle çalışacağım için mutluyum. Benim için yeni bir sayfa ve yeni bir meydan okuma tabiri caizse... Yeni bir hocayla çalışacağım. Ama bence her şey güzel olacak.

Türk futboluna bakış açın nedir?
- Türkiye Ligi’ndeki rekabetin iyi olduğunu düşünüyorum. İyi, güçlü takımlar var. Bu rekabete baktığımda Türkiye’de oynadığım için de kendimi iyi hissediyorum. Ama ne kadar iyi olurlarsa olsunlar, tüm takımlara saygım var ancak Türkiye’nin en büyük camiasında oynuyorum. Şampiyon olarak bunu bir kez daha hissetmek istiyorum.

İlk yarıya baktığımızda iyi bir başlangıç, sonra takımın sendelemesi ve ardından yine iyi-kötü sonuçlar... Bunun bir değerlendirmesini yapabilir misin?
- Sizin de söylediğiniz gibi sezona iyi başlayan bir Galatasaray vardı. Aslında bu çok çok kolay değildi. Yeni kurulan bir takım, birçok oyuncusu yeni katılmış... O yüzden iyi başlamak, iyi devam ettirmek çok kolay değildi. İnişler, çıkışlara gelirsek, futbolda bu tür şeyler var. Tabii ki her maçı kazanamıyorsunuz. Galip gelmemiz gereken maçları, kazanmamız beklenen maçları kaybettik mesela... Ama çok çok kötü bir iş çıkardığımızı düşünmüyorum. Çünkü hiç kimseye yeni kurulmuş takım imajı vermedik. Hep birbirine bağlantı oyuncular, birbiriyle ilişkileri kuvvetli bir takım görüntüsü sergiledik.

Diğer taraftan çok kaliteli oyunculara sahip bir takım olduğumuzu düşünüyorum. O yüzden tabii ki hedefimiz ortak, şampiyon olmak... Fatih hocamızın gelişi tüm ambiansı değiştirdi. Daha önce söylediğim gülen yüzlerden kastım da o idi. O yüzden şampiyonluğa olan inancımız daha da fazla diye söyleyebilirim. Şampiyon olma yolunda gereken çalışmaları yapıyoruz.

Şampiyonluk yolunda rakipleri analiz edebilir misin?
- Bakıldığı zaman güçlü rakiplerimiz var. Beşiktaş, Fenerbahçe, Başakşehir, Trabzon güçlü takımlar. Zaten şu an puan cetveline baktığımız zaman bu görünüyor. Hiçbir kopukluk yok. Bu demektir ki lig, kaliteli gidiyor.

Diğer taraftan; rakibe saygımız sonsuz, güçlü rakipler olabilir ama iş yine bizde bitiyor. Önemli olan bizim ne yaptığımız. Bizim kendi potansiyelimizi sahaya yansıtmamız gerekiyor. O yüzden her şey performansımıza odaklanmaktan geçiyor. En önemlisi bu...

Tatilde Hollanda basınında Türkiye’ye çabuk adapte olduğu yönünde bir mesajın vardı. Biraz açabilir misin?
- Türkiye’ye adaptasyonum çok çabuk gerçekleşti. Tabii ki bunda en büyük pay, Hollanda’daki Türk arkadaşlarımdı. Diğer taraftan çok güzel bir ülke ve bence Avrupa’nın en güzel şehirlerinden bir tanesinde yaşıyorum. Buradan ayrılmak için hiçbir sebep bulamıyorum.

“Türkiye’den ayrılmam için bir neden bulamıyorum” diyorsunuz ama mesela Premier Lig’den bir teklif geldi.
- Futbolda her duruma hazır olmanız gerekiyor. Çünkü futbolda her şey çok çabuk değişiyor. Tabii ki söylediğiniz şey, Premier Lig’den bir teklifin gelmesi... Çok farklı bir şey... Mutlaka herkesin bazı hedefleri var. Şu anki hedefim, ben buraya şampiyonluk yaşamaya geldim. Galatasaray ile şampiyonluk yaşamak istiyorum ve Galatasaray ailesi, camiası tarafından çok sevilmek istiyorum. Hedefim bu...

Daha büyük hedefler neler?
- Manchester United, Barcelona gibi çok büyük camialarda oynamayı kim istemez? Ama bu da çok fazla kişiye nasip olmuyor. Ama benim odaklandığım, futbolumu geliştirmek, Galatasaray ile şampiyonluk yaşamak... Diğer taraftan mutlaka büyük camialardan bir teklif gelirse herkes bunu düşünebilir.

Hollanda dışında birçok yabancı ülkede oynadın. Bulgaristan, İspanya, Yunanistan derken, Türkiye’ye geldin. Genç yaşına rağmen bu kadar fazla ülkede oynayan bir futbolcu olarak Türk futbolcularına ne tavsiye edersin?
- Tabii ki genç oyunculara verebileceğim tavsiyeler var. Bunun en başında İngilizce’yi söyleyebilirim. Çünkü dil çok çok önemli... Bir ülkeye gittiğiniz zaman en önemli faktör iletişim oluyor. Bu nedenle İngilizce önemli... Öğrenmeleri gerekiyor. Diğer taraftan öğrenmeye açık olmaları gerekiyor. Ve ne için yurt dışına gittiklerini bilmeleri gerekiyor. Çok çalışmaları gerekiyor. Hedeflerine en iyi şekilde odaklanmaları gerekir diye düşünüyorum.

Basına yansıyan, Schalke 04’ün seninle ilgilendiği yönünde iddialar vardı. Böyle bir durum gerçekleşti mi?
- Yok, hiçbir bilgim yok. Şu anda sizden duyuyorum.

Türk arkadaşlarının fazla olduğunu söyleyen Rodrigues, Türkçe olarak, “Nasılsın?” dedi. “Teşekkür ederim, sen nasılsın?” dendiğinde ise cevabı, “Sağ ol abi” oldu.

(Milliyet)