Hepsinden önemlisi Terim hiç bu sezonki gibi umutsuz olmamıştı. Deneyimli hocanın bu sezon yaşadığı değişim ise dikkatlerden kaçmıyor.

* Kendine ve takımına olan inancını kaybetti…

“8 puanda kapanır, 18 puanda kapanır” deyip takımı şampiyonluğa taşıyan Terim, Rizespor maçından sonra, “Çok maç var tarzında bir açıklama yapabilirdim. Çok maç var; evet var ancak büyük bir avantajı kaçırıyorsun” diyerek umutsuz konuştu.

* Oyuncuların saha içindeki seçimlerini değiştiremedi…

Pas atması gereken yerde top süren, top sürmesi gereken yerde orta yapan, kaleye vurması gereken yerde bekleyen oyuncularla sürekli konuşuyor. Ancak durumu bir türlü kontrolü altına almayı başaramıyor.

* Sürekli hakemleri suçladı.

Kötü oynayarak kaybedilen maçlardan sonra bile hakemler üzerinden oyunu okuması, TFF’ye tepki göstermesi takım içinde, “bu hakemler bizi şampiyona yapmayacak” ve “TFF şampiyon yapmayacak” havasının oluşmasına neden oldu.

* Kırılgan oyuncuları onaramadı.

Kendisinin de itiraf ettiği gibi Emre Kılınç ve Emre Akbaba gibi büyük takım psikolojisini kaldıramayan oyunculara bir türlü gerekli psikolojik desteği veremedi. Özellikle Hasan Şaş ayrıldıktan sonra kim geldiyse, Galatasaray’ın bu yönü eksik kaldı.

* Bu sezon bir düşman çıkaramadı.

Hemen her sezon motivasyon için bir düşman yaratır. Onun üzerinden yürür. Kazanç sağlardı. “Zorlu Sezonu”, “Konsantrasyon” ve “Nerede kalmıştık” gibi vurucu cümlelerin muciti Hande Sümertaş’ın Terim’in ekibinden ayrılması slogan bulmayı engelledi. Son yaptığı “adalet terazisi” paylaşımı ses getirmedi.

* Futbolculara vazgeçilmez olmadıklarını kanıtlayamadı.

Taylan, Feghouli ve Babel’i yedek bıraktı. Yerine oynayanlar bir şey veremedi. Emre Akbaba, Gedson, Onyekuru ve Etebo ne kadar kötü oynarsa oynasın bir şekilde forma buldu. Bir tane genç oyuncu alt yapıdan gelmedi.

(Fotomaç)