İgor Tudor denen küstah adam, pazartesi günü on binlerce Galatasaray taraftarı ile alay etti.

Gazetelerde, takımlarının o gece Avusturya'da oynayacağı maçın DSmart tarafından naklen yayınlanacağını okuyan taraftarlar, ligin başlamasına parmakla sayılı günler kala, takımlarının son halini görmek için planlarını değiştirdiler.

Saat 18.00'de ekran başında oldular.

Sonra haberler düşmeye başladı medyaya.. Maç 18.00 değil, 19.00'daydı. 19.00 oldu, yeni haber geldi. İgor Efendi son anda maçı 19.30'a almıştı.. Almıştı da, ne DSmartta, ne de başka bir televizyonda maça dair en küçük bir işaret yoktu.

18.00 geçti.. 19.00 geçti.. 19.30'a geldik. Bu arada durmadan GSTV'yi yokluyorum. Sanki o maç yok.. Bin yıl evvelki bir tekrar program ve on paralık haber değeri olmayan alt yazılar insanlara resmen "Siz geri zekalı mısınız?. Bu kanalı niye izliyorsunuz" diyor.

Dursun, her şeyini olduğu gibi, televizyonunu da batırmış, rezil etmiş Galatasaray'ın.

Baktım olacak gibi değil, DSmart'tan bir arkadaşımı aradım ve gerçeği öğrendim.

İgor, maçın yayınına izin vermemiş. Eleştirilerden korkan yüreksiz, yeteneksiz ve beceriksiz adam, aslında medyanın bu maçı izlemesini istemiyor. Dursun denen güya başkan (!) denen adam da "Galatasaray taraftarı ile alay edilmez. Takım onlardan saklanmaz" demiyor.. Onun da işine geliyor çünkü rezilliğin üstünü örtmek.

İsveç'in köy takımına elenen Galatasaray'ın utancı aslında İgor'u da, Dursun'u da temizlemeliydi. Ama adamlar pişkin.. Duruyorlar yerlerinde.. Yaptıkları, kedinin pisliğini örtmesi.

Dursun, güya Galatasaray'ın maddi durumunu düzelttiğini iddia eden ve bunu bazı saf dostlarıma yutturan Dursun, yanına Ünal Aysal'ı rezil, Galatasaray'ı borç kuyusuna düşüren transfer canavarı Bülent Tulun'u almış, Riva ve Florya'dan gelen tüm parayı, ne işe yaradıkları, kim oldukları bilinmez adamlara hovardaca harcayıp, İstanbul'a "Çilek" uçakları indiriyor. Milyonlarca euroyu sokaklara (Hayır, çok iyi bildiğiniz ceplere) savuruyor.

Bülent Tulun'un Galatasaray'da hiç ama hiçbir görevi yokken "Başkan Danışmanı" diye evrak imzalayıp, transfer teklifi yapıyor yazılı ve de Dursun susuyor?. Niye Dursun?. Bülent kim?. O nasıl senin adınla imzalı teklif yapar?. Hakkı mı, haddi mi?. Ünal'ı batıran adamla hangi işbirliğin var da susuyorsun?

Durmadan gündem değiştirmek için yaptığın palavra transferler yetmeyince, şimdi de bu ülkeye, bu aziz vatana söven Lucescu denen rezili ve Fatih Terim'i medyadaki adamlarına fısıldayıp manşet yaptırıyorsun ki, senin rezilliklerin konuşulmasın.. Takım, İgor konuşulmasın!

Galatasaray Başkanı ne zaman bir transfer için bir kulübün ve bir futbolcunun ayağına gitmiş.

O utancı da yaşattın. Ankara'ya gidip Osmanlıspor'a yalvardın. Adını bilmediğim adama karşılık 7 milyon euro ve üç futbolcu verip ikna ettin. Futbolcuyu yanına alıp İstanbul'a dönmekten öyle gurur duydun ki, adamlarına haber verdin. O dönüşü resimli haber yaptılar. Rezaletini, ayıbını, "Marifet" diye sundular.

Ne yapsan haklısın Dursun!

Bu emir kulu Kongre ve bu uyuşuk Divan Kurulu ile ne yapsan haklısın!

Ben artık "Galatasaraylıyım" demeye utanıyorum Dursun!