Galatasaray'da son dönemdeki başkanlar yaptıkları ile hatırlanır. Mehmet Cansun denince "Puro", Özhan Canaydın denince "Centilmenlik", Adnan Polat denince "Haksızlık", Ünal Aysal denince "Çilek", Duygun Yarsuvat denince ise "Hukuk" akıllara geliyor.

"BARON" DİYE ANILMAYA BAŞLADI
Ya Dursun Özbek denince!.. "Özbek" denince bu sezona kadar Galatasaraylının aklına tek gelen "İstifa" sözcüğüydü. Özbek, iyice gözden düştüğü bir dönemde, Ünal Aysal'ın "Küçülerek borç ödenmez" sözünü kendisine yol haritası seçti ve kasanın kilidini kırdı. Takımı transfere boğdu. Ligde alınan üst üste 3 galibiyet ile Galatasaray bambaşka bir havaya kavuştu. Forma ve ürün satışlarında bayram bereketi yaşanıyor. Kombine satışları tavan yaptı. Eyüpspor'la oynanacak hazırlık maçı bile ilgi görüyor. Sponsorluklar devam ederken yeni sponsorluklar için teklifler gelmeye başladı. Çoraplara bile sponsor olmak isteyen firmalar var. En önemlisi takımın üzerindeki ölü toprağı kalktı. Tüm bu yaşananlardan sonra yurt içi ve dışında istifa çağrılarına maruz kalan Özbek'in adı camia içinde "Transfer baronu" diye anılmaya başlandı.

BiLGi VE KARAKTERiNi ORTAYA KOYDU
Dursun Özbek gibi yerden yere vurulan bir başka isim de İgor Tudor'du... Fakat Hırvat teknik adam kendi doğrularına inandı. Yapması gerekenleri önüne koydu. Başkan Dursun Özbek'in de yardımıyla başarıya da ulaştı. Peki Tudor'u başarıya götüren süreci nasıl inşa etti. İşte Fotomaç farkıyla o detaylar:
* Önce patronun kim olduğunu gösterdi.
* Kendisine inanmayan ve ayak direyen Bruma, Sneijder ve De Jong'u başkanın da yardımıyla sildi. Diğer futbolculara da iplerin kendisinde olduğunu gösterdi.
* Sonra bilgisini ve karakterini ortaya koydu.
* Kendi getirdiği sistem doğru oyuncularla oynandığında, önlerinde kimsenin duramayacağını gösterdi.
* Yaptırdığı idmanların değeri ortaya çıktı.
* İnterval koşular sonrasında "Biz koşucu muyuz?" diye isyan eden oyuncular, maç kondisyonu artınca çalışmalar zevkli hale gelmeye başladı.
* Sonuçlarla beraber saygı da geldi..