SPOX adlı internet sitesinin sorularını yanıtlayan deneyimli teknik adam, gerek Cim Bom gerekse de Eskişehirspor'da çalıştığı döneme ilişkin gündeme bomba gibi düşen itiraflarda bulundu. İşte Skibbe'nin birbirinden çarpıcı o sözleri:

"Galatasaray'ın ilk 11'inde Türk oyuncu yok"

"Almanya'da altyapıya büyük bir para ve enerji harcanıyor. Türkiye'de ise arkadan gelen genç yetenek sayısı giderek azalıyor. Örneğin eski kulübüm Galatasaray, Paris Saint Germain'e karşı ilk 11'de tek bir Türk oyuncuya dahi yer vermemişti. Bu, son derece talihsiz bir durum. Zira kadro planlaması açısından geleceğe dair hiçbir stratejinin olmadığını gösteriyor. Türkiye'de hep günü kurtarmak önemli. Galatasaray'daki en istikrarlı oyuncu, çoktan 30 yaşını geçti."

"Sürekli işime karıştılar"

"Galatasaray'ı çalıştırdığım dönemde kulüpte disiplin olmadığını söylemiştim ama sanıldığı gibi kendi oyuncularımı hedef göstermedim. Tam tersine antrenmanlarda son derece yüksek seviyede ve profesyonelce çalışıyorduk. Oradaki disiplin eksikliği daha çok yönetimle alakalıydı. Sürekli disiplinden bahseden ve bu nedenle yabancı hocaya yönelen bu yöneticilerin kendileri disiplinsiz davranıyordu.

Örnek vermek gerekirse pek çok yönetim kurulu üyesi sahaya sürülen ilk 11'lere müdahale ediyordu. Bana dikte edilen herhangi bir şey olmadı ama sürekli kimin oynayıp kimin oynamaması gerektiği hakkında fikir beyan ediyorlardı. Şahsen kadro tercihlerimi hep kendi fikirlerime göre yaptım. Yönetim kuruluyla yaptığım görüşmeler bazen aşırı yorucu geçiyordu. Onlardan en çok duyduğum cümle 'Bu oyuncuyu oynatamazsın. Çünkü kendisi kontratını yenilemedi ve bize karşı dava açtı.' oluyordu."

"İki yıl param ödenmedi"

"Şayet bir yerde üç ay boyunca maaş alamıyorsanız kulübünüze dava açabilirsiniz. Ne yazık ki bu durum Türkiye'de çok yaygın. Hâl böyle olunca sakin ve öngörülebilir bir ortamda çalışmak imkansız hâle geliyor. Türkiye'de çalıştığım dönemde benim de maaşım sadece bir kez değil, pek çok kez geç ödendi. Zaten Eskişehirspor'dan ayrılmamın ve kulübe dava açmamın nedeni de bu. 

Galatasaray da iki yıl boyunca birkaç yüz bin euroluk paramı ödemedi. O dönemde Eintracht Frankfurt'ta çalıştığımdan bu, benim için büyük bir problem değildi. Galatasaray yöneticileri bana sürekli 'Lütfen bizi mahkemeye verme. Paranı alacaksın.' diyordu. Eintracht'tan 2011 yılında ayrılmadan hemen önce bana olağanüstü bir para ödediler. Bu, gerçekten çok tuhaf bir durumdu."

"Dava açmadım çünkü..."

"Türkiye'deki maaş krizi, kulüplerin doğru dürüst yönetilememesinden kaynaklanıyor. Özellikle transferlerde pek çok yanlış yapılıyor. Bazen hiçbir şekilde anlamlandıramadığınız para akışları oluyor. Galatasaray'da birlikte çalıştığım yöneticiler çok iyi insanlardı. Çok iyi bir ilişkimiz vardı ve sürekli buluşup yemek yerdik. Onları bu yüzden mahkemeye vermedim. Paramı bir gün alacağımı biliyordum."

Fanatik