UEFA tarafından bu yıl Avrupa'da en iyi oyuncu seçilen Ribery, AA  muhabirine yaptığı açıklamada, Galatasaray'da geçirdiği dönemin unutulmaz  hatıralarla dolu olduğunu söyledi. 
 
Galatasaray'a transfer olduğunda 21 yaşında olduğunu hatırlatan  Ribery, şöyle devam etti: 
 
''Bu benim için çok iyi bir seçimdi. Orada yarım sezon kaldım ancak  İstanbul'da unutulmaz anılarım var. İstanbul, harika bir kent ve taraftarlar da  olağanüstü. Türkiye'de kendimi krallar gibi hissediyordum. Herkes beni çok  seviyordu. Galatasaray'ın efsanelerinden biri olan Hakan Şükür gibi bir yıldızla  birlikte oynama imkanı da buldum.'' 
 
 'Her zaman takım için oynarım''
 
Ribery, oyun içerisinde hiçbir zaman bencil olmadığını ve her zaman  takım için oynadığını belirterek, ''Sahada olduğum süre içerisinde, bundan keyif  almaya çalışıyorum. Oyun seviyemi her geçen gün daha fazla geliştiriyorum. Umarım uzun bir süre daha böyle devam edebilirim'' diye konuştu. 
 
Hafta içerisinde oynadıkları Viktoria Plzen karşılaşmasında kullandığı  penaltı vuruşunun ardından Alman basınında çıkan ''Robben ile tartıştı''  iddialarını değerlendiren Ribery, şunları söyledi: 
 
 ''Biz tartışmadık. Aramızda kısa bir sohbet oldu. Tüm oyuncular ve  teknik direktörümüz Pep Guardiola penaltıyı Robben'in kullanması taraftarıydı.  Ancak o kullanmak istemedi ve ben de sorumluluğu üzerime aldım. Aramızda hiçbir anlaşmazlık olmadı. Hem rakiplerime hem de takım arkadaşlarıma karşı sayıgısı  olan bir insanım. Onların güçlü ya da zayıf olmaları mühim değil. Sahada yüreğimi  ortaya koyarım.'' 
 
''Çevremdekileri mutlu etmek benim misyonum'' 
 
Fransız futbolcu, hayatın küçük şeylerden oluştuğunun farkında  olduğunu ifade ederek, ''Bu nedenle, maçların ardından beni sokakta gezerken  durduran herkesle konuşur onlara imza veririm. Çevremdekileri mutlu etmek benim  misyonum. Bu benim hayat parolam'' dedi. 
 
İnsanlara saygı göstermeyi küçük yaşlarda, babasından öğrendiğini  anlatan Ribery, şunları kaydetti: 
 
''Küçük yaşlardayken yoksul olmanın ne demek olduğunu hissettim. Babam  bizler için çok çalışırdı. Bana, 'kazanan' karakterini veren de odur. Hayatın  içindeki zor dönemlerde yeniden doğmayı ondan öğrendim. Hayatımın her döneminde  ayaklarımın yere basmasını o öğretti. Bu nedenle bugün hayatın her anından zevk  almaya çalışıyorum. Her şeyden önce gerek sahada gerekse saha dışında insanları  mutlu etmeyi seviyorum. Mesela sahadayken top bana gelince taraftarlar benden çok  şey bekliyor. Bunu hissettiğimde, kazanmak için, gol atmak için ve onları mutlu  etmek için her şeyimi ortaya koyuyorum.'' 
 
''Babamla birlikte inşaatta çalıştım'' 
 
   
Ribery, çocukluk günlerinde zor ve yoksul bir hayat sürdüğünü  hatırlatarak, şöyle konuştu: 
 
Geçimimiz için gerekli parayı kazanabilmek için babamla birlikte  inşaatta çalıştım. Küçükken de futbol oynardım. Futbolun benim için okuldan daha  önemli olacağını biliyordum. Daha doğrusu, futbol sayesinde hayatta kalmamız için gerekli parayı kazanabileceğimi biliyordum. Ancak böylesine büyük bir kariyer  sahibi olacağımı hayal dahi etmemiştim. Fransa birinci ya da ikinci liginde  oynayabileceğimi düşünüyordum. Babam ve eşim benim en büyük desteğimdi. Onlar, elde ettiğim başarılara ulaşmamda bana yardım etti. Futbol bana her şeyi verdi.'' 
 
 Eşi için İslam'ı seçti 
 
Cezayir asıllı olan eşi Wahiba Belhami için 2002 yılında İslam dinini  seçen ve Bilal isminini alan Ribery, ''Dinim, benim özelimdir. İnançlı biriyim ve  İslam dinini tercih ettiğim günden beri kendimi zihinsel açıdan gelişmiş ve  güçlenmiş hissediyorum. Din, benim karakterimi ve dünya görüşümü değiştirmedi''  diye konuştu. 
 
Sezon başından itibaren Bayern Münih'in teknik direktörlüğünü yürüten  Pep Guardiola hakkındaki görüşlerini de dile getiren Ribery, ''Pep Guardiola,  dünya üzerindeki en büyük teknik direktörlerden biri. Anlayışlı birisi ve  oyuncuları ile sohbet etmeyi seviyor. Soyunma odamıza birçok yenilik getirdi.  Onunla da kupalar kazanmaya devam edeceğiz. Süper Kupa'yı kazanarak iyi bir  başlangıç yaptı'' değerlendirmesinde bulundu. 
 
 ''Uzun yıllar Bayern'de kalmak istiyorum'' 
 
Fransız futbolcu Ribery, uzun yıllar Bayern Münih'te forma giymek  istediğini belirterek, bunu sadece pozisyonundan dolayı değil, ailesinin de Münih  kentinde mutlu bir hayat sürdüğü için istediğini ifade etti. 
 
Ribery, 2014 Dünya Kupasına katılabilmek için kasım ayında Ukrayna ile  oynayacakları play-off  maçına dair şunları söyledi: 
 
'Zor bir maç olacak. Üzerimde hiçbir baskı olmadan oynayacağım. Rakip  savunma için elimden geldiğince tehlikeli olmaya çalışacağım. Zor olacak çünkü  her zaman üç ya da dört oyuncu sizin yakınınızda oluyor. Ancak ne olursa olsun,  Brezilya'ya gitmek istiyorum. Çünkü eğer Dünya Kupası'na gidemezsem, Altın Top  Ödülünü de kazanmam da zor olacak.'' 
 
Dünya Kupası'ndaki favorisi Almanya 
 
Ribery, 2014 Dünya Kupası'ndaki favorisinin Almanya olduğunu açıkladı. 
 
Almanya'nın kazanmak için her şeye sahip olduğunu kaydeden Ribery,  ''Takım ruhu ve bireysel anlamda harika oyuncuları var. Ancak yine de zor olacak.  Onların dışında, kupaya çok aday bulunuyor. Bunlardan biri de biziz, Fransa. 2006  yılında harika bir Dünya Kupası geçirdik. Ancak finalde şansız bir şekilde  İtalya'ya kaybettik. Şimdi daha tecrübeliyim. Şampiyonlar Ligi'ni kazandım ve  sadece Dünya Kupası'nı kazanmak kaldı. Bu benim hayalim'' diye konuştu.