"Evet, 300 kişilik bir grupla Florya’ya gittik. Öyle söylendiği gibi arka kapıdan, ön kapıdan falan da değil. Futbolcuların arabalarıyla çıkış yaptığı kapıdan girdik. Yalnız şunu hemen belirteyim; biz öyle kafamıza göre, bildiğimizi okuruz anlayışıyla değil yönetimden izin alarak hiyerarşik yapıyı izleyerek gittik. Mancini şahittir, o da konuşma esnasında yanımızdaydı."
"Fenerbahçe maçında takımımız gerçekten kötü oynadı ama bu sadece bir futbol maçı. Kazanabilirsiniz de kaybedebilirsiniz de. Biz de yanlarına giderek 17 günde 6 maça çıkacak olan takımımıza destek verdik. Onlara “Kopenhag maçındaki gibi oynayın, kaybederseniz de önemli değil” açıklamasında bulunduk. Konuşmamızdan Mancini de çok memnun kaldı, bizi tebrik etti."
"Fenerbahçe maçından sonra futbolcuların kulağına şöyle bir bilgi gitmiş. “Taraftar gurubumuz, oyuncuları protesto edecekmiş” Bizim böyle bir şey yapmamız mümkün değil. Peki, ben o amigo yazarı olan Halil Özer’e şunu sormak istiyorum: Biz, futbolcuları ve teknik heyeti protesto etmek istesek neden bütün basın yayın organlarını çağırmayalım? Bütün basını toplasaydık ‘gelin, biz oyunculara tepki göstereceğiz’ deseydik o basın da oraya gelseydi daha etkili ve ses getirici olmaz mıydı?"
"Çıkarılan haberler, kesinlikle haddini aşmış ve yalan haberdir. Bunlar, Ali Sami Yen Stadı’ndan yüzüne tükürülerek kovulan Halil Özer’in oyunlarıdır. Baktılar ki G.Saray’da toparlanma var, takımın önünü kesmek için bunları yapıyorlar. Halil Özer, fanatik bir Fenerbahçelidir. O, Galatasaray’ın Fenerbahçe karşısında aldığı 3 kupanın acısını çekiyor. Biz onu da anlıyoruz!"
