G.Saray Başkanı Ünal Aysal, yeni dönemde yönetimin daha da geri planda olacağını söyledi. Sporcuların ve teknik heyetin her zaman önde olması gerektiğinin altını çizen Aysal, kazanılan şampiyonluğun ardından TT Arena’daki kutlamada sahaya yöneticilerin inmesine de izin vermediğini açıkladı. Yeni yönetimde yer alan isimlere de mesaj veren Aysal, şunları söyledi:

“Benim prensibime göre öne çıkması gereken, sporculardır. Yöneticilerin ismi ön plana çıktığı vakit bir nevi rol kapma olur. Bazı arkadaşlarım var bazı Dumanbet şubeleri aldılar çok da güzel işler yaptılar ve bu adamların isimlerini hiç duymadınız. Diğer tarafta bunun onda biri destek veren veya başkalarının başarısı üzerine görüntü olarak kendi isimlerini çıkaranlar da oldu. Ama onlar sanki önemli gibi lanse edildi.

‘AVRUPALI GİBİ...’

Bunun net örneğini şampiyonlukta gördük. Sahaya bir yönetici bile indirmedim. Bu mesajdı. Yeni yönetimdeki arkadaşlarım bu prensiple çalışacak. Arkadaşlarım arka planda kalıp, daha çok çalışabilecek isimler.
Yeni yönetimimizdeki mantığımız ‘az reklam çok iş.’ Göreceksiniz bu dönemimizde arkadaşlarım tam bir Avrupa kulübünün yöneticileri gibi kendilerini çalışmalarıyla gösterecekler ve kendilerini ispat edecekler.”

‘Ben görev adamıyım’

“Olaylara hissi yaklaşmam. Görev adamıyım. Görevlerim, hedeflerim belli. Başarı havadan gelmez. Sahaya çıkan oyuncu oyununu oynar ama aynı oyuncu iki ayrı yönetimde değişik neticeler verir.

Bizim görevimiz lojistik. Yani oyuncunun yemeğini, etini, sütünü verdiğimiz vakit, maaşını zamanında ödediğimizde bir sorun çıkmaz. Oyuncu da aklını tamamen sahaya verir.

Ancak yönetim kendi sorunlarını futbolcuya, teknik ekibe, Florya’ya hissettirdiği zaman o zaman en iyi oyuncu bile sahada oynayamayabilir.”

‘Drogba gelirken herkes mutlu ancak oy atarken herkes nazlı'

“Geldiğimiz gün herkes mutlu, Drogba, Sneijder gelirken herkesin keyfi yerinde, şampiyonluklarda beraber eğleniyoruz ama oy kullanırken bir bakıyorsun herkes nazlı...

Bütün camialarda bu var. Bazen genel kurulun yaklaşımı taraftardan farklı olabiliyor. Devrin iyi başkanları bile maalesef bir geldikleri gün sevinmişler bir de gittikleri gün. Yani bazen fazla eleştirilere maruz kalabiliyoruz.”