-33 maçta 29 gol. Galatasaray'la ilk sezonunda daha iyisini hayal ediyor muydun?
"Hayır. Ayrıca Galatasaray taraftarlarının da gözdesi olma şansına eriştim. 30 milyondan fazla taraftar beni fena desteklemedi. Eğer böyle bir hikayet yazmak istesem eminim bundan daha iyi olmazdı."
-33 maçta 29 gol. Galatasaray'la ilk sezonunda daha iyisini hayal ediyor muydun?
"Hayır. Ayrıca Galatasaray taraftarlarının da gözdesi olma şansına eriştim. 30 milyondan fazla taraftar beni fena desteklemedi. Eğer böyle bir hikayet yazmak istesem eminim bundan daha iyi olmazdı."
-Taraftarlarla aranda oluşan bağı hissettiğin özel bir an var mı?
"Aslında yok çünkü ilk 5 hazırlık maçında gol kaydedemedim. Takıma adaptasyonumla ilgili soru işaretleri vardı. Ligin ilk maçında 2 gol atma başarısı gösterdim. Kolektif yapı sayesinde iyi toplar alıyordum. Fena da gol atmadım."
-Bu kadar fazla gol atmak sizi şaşırttı mı?
"Hayır. Çünkü Marsilya'da da sakatlanmadığım zaman gayet formdaydım. Marsilya'da iki ay sakatlığım nedeniyle forma giyememiştim. O yüzden hayır, şaşırmadım. Marsilya'daki performansım beni Galatasaray'a daha çabuk adapte etti. Aslında Marsilya ve Galatasaray kardeş kulüp gibi. Birbirlerine çok benziyorlar. Kalabalık bir taraftar topluluğu, oldukça ateşli ve aynı zamanda yüksek baskı."
-Fizik olarak geçen seneyle bu seneyi nasıl kıyaslarsın?
"Biraz yaşlandığımı hissettim. Ama performansımda bir sıkıntı yok."
-Senin için futbolun Benjamin Button'ı diyebilir miyiz?
"Hayır. İngiltere'deki başarısızlığım ve babamın vefatından sonra bazı şeyler rayına oturduğunu düşündüm. Daha rahatlamış hissediyorum. Baskı daha az. Öncesinden daha fazla çalışıyorum. Etrafımda bir ekip kurdum. Bu sayede ekstra çalışmalar yapıyorum."
-Türkiye'deki ilk sezonunda en unutamadığın anın hangisi?
"Şampiyonluk. Kariyerimde eksik olan bir şeydi bu. Kariyerimde iyi takımlara karşı çok sayıda gol atmıştım ama hiç kupa kazanma başarısı gösterememiştim. Ayrıca şampiyonluğu getiren golü atmak da sembolik oldu benim için. Benim adıma o gol sezonun fotoğrafı."
-Şubat-mart arası 3 maçta 9 gol attığın dönemi biraz anlatır mısın? O dönem kendinizi durdurulamaz mı hissediyordunuz?
"Yenilmez hissediyorduk. Suyun üstünde yürüyorsunuz. Ama aynı zamanda alçakgönüllülüğü de elden bırakmamak gerekiyor. Yağmurdan sonra iyi zamanlar gelir. Tersi de bize zarar verirdi. Çünkü bitime az bir zaman kala kötü de bir periyodumuz olmuştu. Mesela küme düşen Gençlerbirliği'ne karşı aldığımız mağlubiyet."
-İstanbul'da hayatın nasıldı?
"Benim için bir ilkti. İnanılmaz bir şehir. Çocuklarım ve ailem şehre çabuk alıştılar. Şehirde yaşamayı tercih ettim çünkü halka karışmayı seviyorum. Çocuklarım için de bu önemli. Oğlum kültüre alıştı. Biraz Türkçe, biaz İngilizce, biraz Fransızca konuşuyor. Bu ona zenginlik katıyor."
-Bu popülerlikle sokağa çıkman kolay oluyor mu?
"Zor ama zaman zaman ailem ve arkadaşlarımla restoranlara gidiyoruz. Etrafımda büyük bir tutku oluşuyor. Gerçekten eşi benzerine az rastlanır bir şey yaşıyorum."
-Hedefin Galatasaray'da devam etmek mi?
"Böyle bir sezon yaşadıktan sonra kesinlikle. Ara sezonda yöneticilerle en iyi çözümü bulmak adına bir görüşme fırastım olacaktır."
-Türkiye'de gösterdiğin performansla birlikte Dünya Kupası'nda oynama düşüncesi aklından geçti mi?
"Bunu düşünmedim. Kendi kendime zaten iyi oynarsam seçileceğimi söyledim. Bu sezon boyunca yaptığım bütün fedakarlıkların bir meyvesi olacaktır. Maalesef seçilemedim. Ben her zaman milli takımın destekçisiyim. Umarım Dünya Kupası'nı kazanırlar."
AJANSSPOR