Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 12 Eylül darbesinin 40. yılında, Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda Vesayetten Demokrasiye Milli İrade Sempozyumu'nda konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her kesimden vatandaşın, 15 Temmuz gecesi onurlu duruş sergileyen tavırları, milletimizin kalbinde yer almıştır. 15 Temmuz'da yaptığımız konuşmada da söylediğimiz gibi biz bu milletin gücünün üzerinde bir irade tanımadık, tanımıyoruz." ifadlerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: 
 
Asla unutmayacağız
 
Demokrasi, Avrupa'da yaşanan oldukça uzun ve kanlı arayışın ardından geliştirilmiş bir yönetim biçimidir. Özellikle bir asra damgasını vuran demokrasi farklılıkları da içeren bir uygulamadır. Ülkemizde demokrasi çok partili siyasi hayata geçişle birlikte işlemeye başlamıştır. Ancak bu süreçte oldukça zorlu ve sıkıntılı yürümüştür. Ülkemizin demokrasi tecrübesinin darbeler, cuntalar lekeleriyle dolu olduğunu görüyoruz. Milletimizin tarihine, kültürüne, değerlerine, inancına karşı adeta savaş açanların amaçlarını ve yöntemlerini asla unutmayacağız.

Türkiye'de bugüne kadar yapılmış veya teşebbüs edilmiş hiç bir darbe özellikle vesayetin hiç bir oyunu meşru değildir, masum değildir, onurlu değildir. Her darbe bir önceki darbenin eksiklerini başaramadıklarını tamamlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.  
 
Türkiye'yi kendi başına bırakılamayacak kadar önemli bir yer olarak tarif edenler. Ülkemizi mutlaka vasiler eliyle yönetmek için her yolu denemişlerdir. Ülkemiz 15 Temmuz'da gösterdiği duruşla geçmişteki işte bu kirli ve kanlı senaryolarla da hesaplaşmıştır.
 
'Tanımadık, tanımıyoruz"
 
Vesayetin etkin olabilmesi de ancak milli iradenin alanını daraltmasıyla mümkündür. 15 Temmuz gecesi televizyonlarda yaptığımız konuşmalarda da söylediğimiz gibi biz bu dünyada milletin gücünün üzerinde bir güç görmedik, tanımadık, tanımıyoruz.
 
Bugün 12 Eylül bu tarih hepimiz için takvim yapraklarındaki 365 yapraktan biri olmanın çok ötesinde anlamlara sahiptir. Türkiye bundan tam 40 yıl önce 12 Eylül sabahı gözlerini silahların gölgesinde açmıştır. Sokakları kapatmış askerler, bunlar bizim evlatlarımız tanıdık bir felaketin habercisiydi. Türkiye bir askeri darbeye daha maruz kalmıştı. Bizim gençliğimizin henüz başında gerçekleşen 1971 muhtırası daha çok siyasi sonuçları ile hafızamızda yer etti. Gençliğimizin tam ortasına denk gelen 12 Eylül ise öylesine derin yaralara yol açmıştır ki nesiller boyunca unutulması mümkün değildir.

12 Eylül darbesi öncesinde yaşanan acılar bilinçli bir senaryonun ürünüdür.
 
Darbe haberi, Washington'a ulaştığında birilerinin bizim çocuklar başardı demesi bir dönemin karanlık yüzünü ifade ediyor. 15 Temmuz gecesi yine aynı mekanda bizim çocuklar başardı demek için bekliyordu.
 
Can güvenliği kalmayan evini geçindirmekte zorlanan gelecekten umudunu kesen bir toplum elbette darbeye direnemez. 
 
Askeri rejimin sol grupları sert bir şekilde tasfiye etmesinin amacının yıllarca ülkemizin başına bela olan PKK'nın önündeki engelleri kaldırmak olduğu anlaşılıyor. 
 
O dönemdeki askeri rejim bu ülkenin milli ve yerli birikimlerini yok ederek FETÖ'nün önünü açmak istemiştir.
 
Demokrasinin önündeki engelleri birer birer temizledik.

Macron'un Türkiye karşıtı sözleri
 
Sayın Macron senin şahsımla daha çok sıkıntın olacak. Defalarca bunu zaten sana söyledim. Senin tarih bilgin de yok sen Fransa'nın tarihini de bilmiyosun. Önce Türkiye ile uğraşma. Afrika'nın tarihi adeta Fransa'nın tarihidir. Cezayir'de 1 milyon insanı öldüren siz siniz. Siz bize insanlık dersi veremez siniz önce bunu öğren.
 
Libya'da bunlar yüz binlerce insanı öldürdüler. Şimdi gelmiş Libya'ya niye girmek istiyor? Petrol için girmek istiyor. Avrupa seyahatlerinde hep Afrikalı liderler bunu bana anlattılar. Türkiye ise buralara gittiğimiz zaman sadece destek elimizi uzatırız. Ey Macron sen ne yaptın? Dirsek teması içinde oldukların ne yaptı onu söyle.
 
Doğu Akdeniz'de gerilim
 
Yunanistan'ın yaptıklarına bakın. Kime güvenerek yapıyor bunları. Adaların etrafında dolaşıp duruyorlar. Yanlış iş yapıyorsunuz.