Kulüp tarihinin en düşük profilli kadrolarından biriyle önce Türkiye Kupası’nı, ardından da Süper Kupa’yı kazanan Galatasaray, dün akşam “Winner takım” özelliğini sonuna kadar taşıdığını ve Türkiye’nin en başarılı takımı olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Beşiktaş’ın gidenleri ve eksikleri nedeniyle içinde bulunduğu kadro çıkmazı, ibreyi az da olsa Galatasaray’a çevirmişti maçtan önce. Ancak son hazırlık maçını 30 Temmuz’da oynayan Galatasaray’ın bu süre zarfında sadece kendi PAF takımıyla oynayarak hazırlanmaya çalışması, takımı iyice kapalı kutu haline getirdi.

Maçın ilk 15 dakikasındaki şevkli başlangıcın ardından uykuya dalan Galatasaray, ikinci yarının ortalarına kadar oyunu Beşiktaş’ın kontrolüne bıraktı. Selçuk’un hem formsuz oluşu hem de fizik durumu endişe verici boyuttaydı. Yeni transfer Tolga Ciğerci henüz hazır olmamasına rağmen Selçuk’un açıklarını da kapatmaya çalıştı. Ancak Sinan, Sneijder, Podolski’nin de formsuz ve hazır olmaması nedeniyle Galatasaray’ın hücumdaki tek kozu Bruma’nın sürüklediği ataklar oldu ama Portekizli’nin tercih hataları nedeniyle nihayete erdirilemeyen pozisyonların ardından Bruma’nın fizik olarak geliştiği ancak futbol aklı olarak hala çok geride olduğu ortaya çıktı.

Sözleşmesinin uzatılmaması nedeniyle kafası karışık olan Chedjou, maç içinde yaptığı kademe hatalarının yanına bir de kendi kalesine gol atarak Galatasaray formasıyla giydiği 100.maçta kendisine kötü bir anı yarattı. Linnes iyi niyetiyle mücadele etse de Galatasaray’ın beki olmadığını savunmaya devam ediyorum. Cavanda’nın gelişiyle forma şansı bulması zor.

Takımın göze çarpan isimleri; Hakan Balta, Lionel Carole ve tabii ki Muslera. Carole fizik olarak takımın en hazır isimlerinden gözüktü. Hakan Balta soğukkanlı oyununu golle süsledi ve penaltıyı da son derece sakin kullandı. Muslera ise maç içindeki kritik kurtarışlarını penaltıda zirveye çıkardı, kupayı çekti aldı.

Galatasaray kupayı kazandı ancak ligin başlamasına 1 hafta kala lige hazır olduğunu söylememiz çok zor. Bruma’nın hızını kullanarak hücumda bir plan geliştiren Riekerink, Şenol Güneş’in 4-4-2’ye dönerek Bruma’nın önünü Marcelo’yla kesmesine cevap veremedi. Tabii ki bunda Riekerink’in elindeki kısıtlı kadro da etkili.  Bunun dışında takımın fizik kapasitesi de bir hayli geride. Geçen sezon bu vakitler Bursaspor’la Süper Kupa finali oynayan Galatasaray’la dünkü Galatasaray arasında fizik kondisyon açısından dağlar kadar fark var. Özellikle Selçuk, Sneijder, Sinan, Chedjou ve Podolski’nin çok zayıf olduklarını hepimiz gördük. Beşiktaş’ın da çok hazır olduğunu söyleyemeyiz ancak siyah-beyazlıların bize göre daha diri olduklarını ve genel olarak ikili mücadelelerde üstünlük kurduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Buradan hareketle sezon öncesi hazırlık kamplarındaki çalışmaların geliştirilmesi gerektiği gerçeği ortaya çıkıyor. Galatasaray kupa alışkanlığını devam ettirerek dün akşam bir kupa daha kazandı ancak ligin başlamasına kısa bir süre kala takımın hem fizik olarak hazır olmadığı hem de belli bir oyun şablonunun en azından dün akşam itibariyle oturtulamadığı ve takviye yapılması gerçeği ortaya çıktı. Eren Derdiyok-Podolski ikilisiyle sezonun gitmeyeceği ve bir forvet transferinin yapılması, orta sahada da oyunun yönünü değiştirebilecek ve oyuna tempo kazandırabilecek iki yönlü bir oyuncu transferinin Galatasaray'ın elzemleri olduğu kesin.