Hafta içindeki Tuzla maçı yine enteresan bir tiyatroya sahne oldu. Bir hafta evvel fıtık ameliyatı olan futbolcunun kadroya alınmasıyla başlayan tiyatroya Galatasaray futbol takımı oyuncuları dahil olmadı ve planları bozuldu. Özellikle Muslera’nın üzerine oynadılar ve Muslera ismi ortaya atıldı. Çünkü dün de gördük. Muslera, Galatasaray’ın neredeyse tek ayakta kalan ismi durumunda. Tartışma çıkıyor, yayıncı kuruluş ne olduğunu net olarak göstermiyor. Zaman bayağı geçtikten sonra gerçekler ortaya çıkıyor. Erman Toroğlu diyor ya’’ göstermezseniz benim kafam karışır’’. Siz göstermezseniz de kafalar karışır. Siz o anda ne olduğunu göstereceksiniz ki insanlar algı operasyonu yapmasın.

Göztepe deplasmanında ise ilk 11 görülünce zaten moraller bozuldu. Böyle bir orta saha kurgusu ile ne sonuç bekledi Hoca? İnanın bilmiyorum. Nagatomo ve Mariano’nun 2 bek olarak gittiği zaman dönmekte, döndüğü zaman gitmekte sorun yaşadığını artık düşünürsek maçta da gördüğümüz gibi mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Bu kadar arızaya rağmen girilen çok gol pozisyonu tamamen Galatasaray isminin yarattığı korku. Anadolu takımları biraz daha cesaretli olsalar maç skorları çok daha farklı olabilir maalesef. Kadro yapısı uygun olmasa bile, oyuncu kadrosu şu anki durumlarıyla yetersiz olsa bile en azından kötü gidişe bir isyan beklerdik. Kimse isyan etmiyor. Orta sahada bomboş giden rakibinin yanında asker arkadaşı gibi koşan futbolcular görmek istemiyor kimse. Fatih Terim’in en büyük problemi hakkında benim yorumum şu; Hoca işler iyi gitmediği zaman teknik adamlığı bırakıp taraftar moduna geçmeye başlıyor. Taraftar gibi düşünmeye başlayınca bazı şeylerde inat ediyor ve daha da iş çıkılmaz hale geliyor. Bu sezon olabildiğince genç oyunculara yer vermek ve gelecek yıllar için plan yapmak gerekiyor artık.