Kanal D’nin iddialı dizisi ‘Sadakatsiz’le ekrana dönen oyuncu, “Eminim ki birçok kişi bu hikayede kendinden parçalar bulacak, empati yapabilecek” diyor. Dizide Volkan’ın yasak aşkı Derin’i canlandıran Sezen’le Milliyet'ten Senem Aydın röportaj yaptı. 

İşte o röportaj...

Kendisinin de aldatıldığını itiraf etti: “Hiç aldatmadım ama aldatıldım, hem de birkaç kez...”
 
Yeni diziniz fragmanıyla çok konuşuldu. ‘Sadakatsiz’de bizi neler bekliyor?

‘Sadakatsiz’de hayatta çok fazla karşılaştığımız, maalesef ki çok gerçek bir konuyu işliyoruz. Aldatılmak ve aldatmak. Fakat asıl anlattığımız şey bu değil. Bu sadece bir fitil. Asıl hikaye fitil ateşlendikten sonra başlıyor. Aldatılan kişinin neler hissettiği, hayatının gerçeklerinin altüst olmasıyla neler yapabileceği, aldatma olayının hemen arkasından hissedilen değersizlik duygusunu yıkıp aslında ne kadar güçlü olabileceği, sadece o kişi için değil, herkes açısından ne kadar zor, kompleks duyguların yaşanabildiği anlatılıyor. Özellikle bir kadın olarak gurur duyarak söylüyorum ki, kadınların hiçbir zaman ‘değersiz’ konumunda olmadığını ve olmayacağını anlatıyoruz. Eminim ki birçok kişi bu hikayede kendinden parçalar bulacak, empati yapabilecek...
 
Role hazırlanırken uyarlandığı ‘Doctor Foster’ yapımını izlediniz mi?

Bundan 1.5 yıl önce izlemiştim. Hikayesi, dinamiği ve psikolojik gerilimini çok sevmiştim.  
 
Canlandırdığınız Derin karakterini nasıl anlatırsınız?

Derin, 24 yaşında, sıcakkanlı, hayat dolu ve enerjik bir kadın. Tamamen duygularıyla hareket eden, inandığı şeylerden vazgeçmeyen biri. Yurt dışında moda tasarımı okumuş. Bir atölyesi var, orada çalışıyor. Ailesi ise Tekirdağ’ın en çok tanınan isimlerinden... Küçük bir yerde yaşamalarından tanınan bir ailenin kızı olmasının baskısını üzerinde hissediyor. Bu onu zaman zaman çok sıkıştırıyor. Derin bana göre hem çok güçlü ve dayanıklı hem de çok kırılgan ve duygusal. Hayata karşı tutkulu genç bir kadın.  
 
Dizi “Aldatılan kadının öfkesi cehennem ateşinden beterdir” sloganıyla dikkat çekiyor. Sizce?

Korkmak lazım tabii. Asıl ‘Sadakatsiz’de göreceğiz, bakalım neler olacak... 
 
Siz hiç aldattınız mı ya da aldatıldınız mı?

Hiç aldatmadım ama aldatıldım, hem de birkaç kez. Maalesef ki herkesin başına gelebilecek ve çoğu insanın yaşadığı bir şey, aldatılmak. Herkesin kendinden parçalar bulacağına inanıyorum.
 
Derin evli bir adamla birlikte ve ondan çocuk bekliyor. Yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Derin o kadar zor ve sıkışmış bir durumda ki... Bütün bu yaşadığı şeylerle tek başına başa çıkmak zorunda. Allah kimseye böyle bir şey yaşatmasın. Kimse hiçbir şekilde böyle bir durumda kalmak istemez, ben de asla büyük konuşup “Ben böyle yaparım” diyen biri değilim, yaşamadan da kimsenin bileceğini düşünmüyorum.
 
Aşkın sizdeki tanımı ne?

Aşk, canlı hissetmek bence. Her hücrenle yaşadığını hissetmek. Her şeyin heyecan dolu olması. Tümüyle sevgi dolmak, onu sonuna kadar hissetmek. Aşk, yaşamak bence. Canlı olduğunu, hayatta olduğunu bilerek ve aldığın her nefese sevgiyle şükrederek. Bu yüzden aşkı sadece insana değil, mesleğinize de, yaptığınız bir hobiye de, kitaptaki bir karaktere karşı da hissedebilirsiniz.

‘İnsanların yüreklerine dokunabilmek istiyorum’

Oyunculuğa başladığınızda hayalleriniz nelerdi?
 
Hâlâ çok büyük hayallerim var. En büyük hayalim, ortak duyguyu paylaşabilmek. İnsanların yüreklerine dokunabilmek.
 
Oyunculukta öğrenmek ve gelişmek hiçbir zaman bitmeyen sonsuz bir yolculuk. Bu yolculuğu, kendimi zenginleştirerek ve besleyerek sürdürmek, potansiyelimin en iyisini çıkarmak için hep çaba göstermek istiyorum. Benim için bundan daha büyük bir başarı olamaz.  
 
Liseye kadar Silivri’de yaşamışsınız. Orada nasıl bir hayatınız vardı?

Çok güzel... Bahçeli bir evde, hayvanların içinde büyüdüm. Belki de sokakta oynayan son şanslı çocuklardık. Bunun yanında ailem beni de, kardeşimi de ne istersek peşinden gitmemiz için destekledi.
 
Kendimi bildim bileli resim yaparım. 10 yaşındayken Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi almaya başladım. Lise sona kadar Silivri’de tiyatroya devam ettim. Lise yıllarım çok eğlenceli geçti. Bir de bana kattığı en güzel şeylerden biri, Latin dansı tabii ki.
 
Hiç başaramayacağınızı düşünüp, karamsarlığa kapıldınız mı?

Tabii ki. Herkesin belli dönemleri olur. Bazen kapıların kapanmasını bırakın, hiç kapı yokmuş gibi gelir. Bu noktada en önemlisi elinden gelenin en iyisini yapıp, gerisini akışa bırakmak yani tevekkül etmek. Zaten hayırlısı ne ise o oluyor...
 
Koç Üniversitesi Medya ve Görsel Sanatlar Bölümü’ndeki eğitiminizi tamamladınız mı?

Son sınıfım! Okulumu ve bölümümü çok seviyorum. Evim gibi... Medya ve görsel sanatlar, oyunculuk için beni inanılmaz besleyen bir bölüm. Derslerimiz online devam ediyor ve bu sene bir aksilik olmazsa mezunum.  
 
Sadakat kavramı sizin için ne ifade ediyor?

Sadakat her ilişkinin temel yapı taşı. ‘Şüphe’nin kelime anlamının dahi insanın aklına gelmediği, sağlam kurulduğunda kişinin kendini daha da özgür bırakabilmesi. Sevginin ve emeğin birleşmesi. Bir kere kırıldı mı yerini geri dönmemek üzere sürekli şüpheye bırakan, yokluğunda değersizlik duygusunun her yanı kapladığı temel yapı taşı.

(Gazetevatan)