‘’ Kimsenin, ‘’bu takım ne oynuyor? deme hakkı yok’’. Nasıl yani Hocam? Şampiyon olurken ‘’ helal olsun’’ deme hakkı var da, küme düşme tehlikesine yaklaşınca bu soruyu sorma hakkı neden yok? İnanılmaz şeyler oluyor. Hayretle takip ediyorum. Galatasaray, kendi kimliğinden hiç bu kadar uzaklaşmamıştı. Bu kadar izleyenlerini çaresizce maç izler hale sokmamıştı. Artık insanlar dayanamadı, İsmail’e verilen geri pası bütün stat ıslıkladı hatta yuhaladı. Herkesin bir sabrı var. Futbol konuşacak, saha içi detay konuşacak bir durum kalmadı. Tamamen kontrolden çıkmış, bitik bir görüntü var. İnsanlar elbette soru soracak, tepki verecek. Yine salgından kırılmasına rağmen ortalık, bu kadar insan maça gelmiş. Giresunspor’a karşı gol atacağına dair kaç kişinin heyecanı vardı acaba? Bu takım ne oynuyor sorusu kadar mantıklı ve makul bir soru olamaz. Yazılı sorusu sorulsa öğrencilere Galatasaray ne oynuyor diye, çoğu öğrenci düşünür ne yazsam diye. Giresunspor’un attığı goldeki organize atak gibi bir tane atağı var mı Galatasaray’ın? Yok. Bunu herkes görüyor.
Şimdi gelelim saha dışına. Domenec Torrent ile görüşme olacak Fatih Terim’in yardımcılığı için ve Fatih Terim’in bundan haberi olmayacak öyle mi? Kusura bakmayın ama yönetim, Fatih Terim’in yerine hoca bakmış gibi gözüküyor. Bunu ben kendi kafamdan uydurmuyorum. Yapılan açıklamaları birleştiriyorum sadece. Nasıl işler bunlar? İnanamıyorum. Terim de bunun böyle olduğunu bence biliyor ve inadına istifa etmiyor. Eğer ayrılık olacaksa, bu ayrılık kararını yönetimden bekliyor. Koskoca Galatasaray’da senelerdir hep bir kaos, hep bir tartışma. Hep bir olay çözme çabası. Denizli faciasından sonra Burak Başkan, Hoca’ya’’ devam etmeyelim, iki taraf için de işler iyi gitmiyor’’ dese, Hoca gönül mü koyacaktı sanki? Şimdi daha mı iyi oldu? Tam tersi, daha kötü oldu. Çok çok üzücü gerçekten.