Son iki avrupa kupası haftasında üst üste iki tur geçmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Önce Marsilya galibiyeti ile son otuz ikiye kaldık, dünkü Lazio beraberliği ile de son on altı aşamasına katıldık. Şans, tesadüf değil. Galatasaray yine bileğinin hakkıyla, dördüncü kategoriden başladığı gruplarda lider oldu. Ülkemizin futboldaki durumunu düşündüğümüz zaman bu başarının çok özel bir başarı olduğu ortadadır.
Her zaman Babel ile Feghouli hakkında yaptığımız eleştiriler vardı. Bu eleştiriler, oyunun temposunu düşürdükleri üzerineydi. Dün, maçın koşulları sebebiyle bu eleştirdiğimiz olayları ortaya koymaları için sahadalardı. Maçtan önce düşündüğümüz plan yine çok güzel işledi. Rakibe oyunun kontrolünü alma şansını vermedik. Ne zaman oyunu hızlandırmak isteseler yerinde paslar yaptık ve topu tutarak baskıyı kırdık. Diagne dün sanki Elmander gibiydi. Sadece Lazio savunmasını yıpratması değil, geriye gelip çok da top çıkardı. Yaptığımız gereksiz fauller vardı ama o duran topları da iyi saha paylaşımı yaparak karşıladık. Rakibi az adamla yakalayıp pozisyon bulmayı son dakikada yapabildik. Emre Kılınç’ın o golü atması gerekirdi. Sağlık olsun.
Lazio o kadar çaresiz kaldı ki, ikinci yarı artık baktı iş yürümüyor, doldur boşalta döndü. Yaptıkları her hamleye bir hamle ile cevap verdi Fatih Terim. Kerem yerine Mohamed daha erken girse daha doğru olabilirdi. Avrupa sahnesi başka oluyor. Futbol izlemenin de, futbol konuşmanın da tadı başka oluyor. Sağlık sorunları yaşamasına rağmen İtalya’ya gidip, sahaya çıkıp istediğini alan bir Fatih Terim gördük. İşte bizim bildiğimiz Fatih Terim bu. Çok geçmiş olsun. Galatasaray’ın bu önemli başarısından sonra büyük hayal kırıklığı yaşayanların olduğuna eminiz. Mecbur kalınca tebrik etmek zorunda kaldılar. TFF ile ilgili söyleyecek çok şey var. Ayrı bir yazı gerektirir ama biz keyfimizi bozmayalım. Avrupa Ligi’nde yolumuz açık olsun.