Ünal Aysal, “Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım ceza alacak” sözlerine de açıklık getirirken, şunları söyledi...

SOHBETİ KESMİŞLER, BAŞINI VERMİYORLAR

O KONUŞMA medyayla bir sohbet değildi. Kendi büromda yakınlarımla yaptığım bir sohbetti. Bir ihlal var. Orada resim çekmek için gelen bir arkadaş sesleri ve görüntüleri aldı. Orada da kesinti var. Sohbetin başını vermiyorlar. Sadece bir tarafını veriyorlar.

- Semih Haznedaroğlu geçen hafta “Fenerbahçe’ye 3 Temmuz’da yeterli desteği vermedik” dedi. Ben de “Semih Haznedaroğlu yönetimdeydi neden öyle demedi” dedim. “UEFA’nın birkaç gün önce aldığı kararlar başkanın ve Fenerbahçe’nin başına iş açar” dedim. Mahkeme kararı var çünkü.
- Yargıtay inşallah onaylamaz. Ama onaylarsa daha büyük bir sıkıntı getirir. O konuşmanın başını ve sonunu keserseniz, sanki UEFA’dan duyum almış gibi bir durum ortaya çıkar. Ben böyle bir duyum almadım.

DEMOKLES’İN KILICI İLE YÜRÜYORLAR

BENİM oradaki ifadem iyi algılandığı taktirde çok doğru bir yorum olduğu anlaşılacaktır. Başka bir yönden algılarlarsa, benim söyleyeceğim bir şey yok. Bugüne kadar kör dövüşü şeklinde lisan kargaşası şeklinde yürüdü işler. Ama bu sohbet çalınmadır.

- Aziz Yıldırım ile konuşma olanağımız pratikte olmuyor maalesef. Bu açıklamanın neyini düzelteyim? Böyle bir endişeden bahsediyorum. UEFA yeni kurallar koyuyor. O gün “Ufak bir ceza verin bu olay kapatılsın” dedim. “Bir defa da rüzgarı estirin ateş sönsün” demiştim.
- Fenerbahçe Kulübü neden iki sene Demokles’in Kılıcı ile yürüsün. O gün 10 puan ceza verilse benim açımdan olay kapanırdı. Fenerbahçe’nin başka bir ceza alması bize yaramaz. Ne maddi, ne manevi anlamda yaramaz. O dönemki ilk açıklamam da aynen bu yöndeydi.

UEFA İŞİN ÜZERİNE CİDDİYETLE GİDİYOR  

BU İŞİ büyütmeyelim. Bunu rekabet duyguları ile bağdaştırmayın” dedim. Bir hafta sonra Aziz Yıldırım içeriden bir açıklama yaptı. “En büyük sahtekar Galatasaraydır” dedi. Yanıt vermek zorunda kaldık. İş o zaman patladı.
- Ben bu açıklamayı UEFA’nın 3-4 gün önce çıkarttığı yeni kararlar üzerine yaptım. UEFA’nın bu olaylar üzerine ne kadar ciddiyetle gittiğini gördükten sonra o sözleri sarfettim. Ceza yargılamasından bahsetmedim. Haberim de yok.

GELENEKCiLERi DEGiL YENiLiKCiLERi SECTiM

“Bir yenilikçi, bir de gelenekçi grup var. Yenilikçi grubun aklını çelen adam ben olduğuma göre, benim yenilikçi grubun yanında olmam gerekiyordu.”

G.SARAY’da kurumsal bir yapı var. Ama bu yapının yenilenmesi ve modernize edilmesi, işler hale sokulması önemliydi. Burada eskiden beri süren “Yöneticiler her şeyi yaparlar” anlayışı var. Yani eski usul. Şimdi yöneticiler, benim kurmak istediğim modelde sistemi koyarlar, stratejiyi ve vizyonu tespit ederler. Ve son olarak kontrol ederler. Yani, işi başkaları yapar.
- Yönetici işi yaptığı vakit, kendi kendini denetleyemeyen bir sistem ortaya çıkıyor. Mümkün değil. Aslında bu kadar basit bir iş bu. Ama işlerken de bu kadar da zor. Komplike bir iş..

HALININ ALTINA SÜPÜRMEDİM

ALİ Dürüst’e dönük bir operasyon değil bu. Durdurabilir miydim? Evet, durdururdum. “Ya beyler, merak etmeyin, bu işler düzelir. Hadi gidin evinize” ya da “Gelin bir rakı içelim, bu işleri toparlarız” diyebilirdim.
- İleride sorun çıkacağını gördüğüm için durdurmadım. Ben burada pasif olarak olaya müdahale ettim. Halının altına süpürmedim meseleyi. Madem bir sorun var, bu çözülecek dedim.
- Peki sorununun kökeninde ne var? Bir yenilikçi grup var, bir de gelenekçi grup. Bu iki grup arasında benim bir seçim yapmam gerekiyordu. Yenilikçi grubun aklını çelen adam ben olduğuma göre, benim yenilikçi grubun yanında olmam gerekiyordu. Çok basit mantık aslında. Yaptığım şey bu oldu.

F.BAHÇE BAŞKANI OLSAYDIM AYNI ŞEYLERİ SÖYLERDİM

BEN de Aziz Yıldırım’ın yerinde olsam rakibime 4. yıldızı taktırmayacağımı söylerdim. F.Bahçe Başkanı’nın bunu demesi doğal. Hedefinin bu olması gerek. Sonuçta en büyük rakibi Galatasaray ve şampiyonluk yarışını bize kaptırmamak istemesi de normal bir hedef...

KUPA HALA BANA GELMEDİ

DAHA kupa bana gelmedi. Evde ufak çocuğum var. Fani Hanım da; “Dany’nin çocuğu kupanın içine girmiş. Bizim ki de aynı boyda. Bizimkinin de bir resmini çeksek” diyor. “Oyuncular ve teknik heyet kupa ile resimlerini çekilecek. En son kupa büroma gelecek. Kapıyı kapatıp, kimse görmeden kızımın resmini kupa ile çekerim” dedim. (Gülüyor).

Melo tüccar bir futbolcu

Bizim için en zor konulardan biri Melo. Devre başında yatıyor, sonuna doğru iyi oynuyor.

MELO bizim için en zor konulardan bir tanesi. İki şart var. Önce hoca “istiyorum” demeli. İkincisi de uzun süre kontrat imzalayacaksa standart oynayacağından emin olmamız gerek. Melo tüccar oyuncu. Devre sonuna doğru çok iyi oynuyor. Devre başında yatıyor. İmtihan başlayana kadar yatan talebeler gibi. Siz 40 maçlık hesaplıyorsunuz, o 8 maç oynuyor. Demek ki 8 maç için 40 maçlık para ödüyorsunuz. Bu da mantıklı değil.

İki tip yöneticiye ihtiyaç söz konusu

BENİM istediğim ekip takım oyununa uyacak. Galatasaray’ın istikbalinde görev alabilecek, daha genç ve profesyonelliği her daim kabul eden, bunu kendi şirketleri ile hayatlarında tatbik etmiş ve başarılı olmuş adamlar olmalı. Yeni yönetimin tarifi bu. Gelenekleri muhafaza edip, yenilikleri de getirmek lazım. İkisini beraber evlendirmek gerek. Bunun ikisini yapmak için her iki tip yöneticiye ihtiyaç var.

Aday çıkması beni etkilemez

KARŞIMA aday çıkarsa iyi olur. O zaman katılım artar. Adayın çıkmaması katılımı düşürür. Çok kaliteli bir aday çıkarsa, ona Galatasaray için memnuniyetle oy veririm. En ufak bir çekincem yok. Kaliteli, daha başarılı olacağına inandığım genç bir aday çıkarsa, o yarışı onunla götürürüm. Ama ona da oyumu veririm.

Asyabahis />
Kongreye katılım önemli

KONGRENİN benim için üzücü olabilecek tek tarafı, yeteri kadar katılım olmaması. Çünkü, “Nasıl olursa bu adam seçilir” düşüncesi düşük katılıma neden olabilir. Bu bir güvenoyu olmalı. Yüksek katılımla esas G.Saraylıların güvenoyu bana daha çok cesaret verir. Yapacağım işlerde daha atak olabilirim.

Öztürk çıkışları olan bir isim

ADNAN Öztürk’ün çıkışları hepinizce malum. Fevri çıkışları var. Mesajlarıyla hep aşırı uçlarda oynayan bir arkadaşımız. Yöneticilik döneminde bu yüzden bazı tenkitlere uğradı. Öztürk’ün bana karşı uzun vadeli olumsuz bir yaklaşımı olduğunu düşünmüyorum.

F.Bahçe de talipse doğru yapıyoruz

BİR KIZA 10 kişi talip olur ama bir kişi alır. Alper hayırlı olsun. Kendisini hocamız istedi. Halil Ünal ile el sıkıştık. Gidenin arkasından konuşmayacaksınız. Kıskançlık yapmayacaksınız. Fenerbahçe bizim takip ettiğimiz bir oyuncuya talip olunca yaptığımız seçimlerin doğru olduğu izlenimi alıyorum.
- Diğer kulüp de teklifte bulunuyorsa aldığımız oyuncunun iyi bir oyuncu olduğu anlamına geliyor. Keşke aldığımız her oyuncuya Fenerbahçe de saldırsa. Buradaki tek kötü şey oyuncunun fiyatının yükselmesi...

Yönetici de sisteme uymayabilir

ALİ DÜRÜST, Refik Arkan, Adnan Öztürk. G.Saray’a yıllarca hizmet etmiş insanlar. Futbol ağzı ile anlatayım. Bu demek değildir ki, her oyuncu her sistemde oynar. Mesela; Sneijder çok iyi oyuncu. Ama hocası onu oynatamıyor. Teknik direktörün sistemine uymadığı için Sneijder 6 ay deyim yerindeyse yattı Inter’de.

NE DEMiŞTi?

2 sene geçti. Bu mahkemelerin sonunda Aziz Yıldırım da Fenerbahçe de maalesef ceza yiyecek. Akıllıca bir tedbir alınmadı. İleriyi göremediler.

Başkan Aysal, Hürriyet’e ziyareti sonrası Les Ottomans Otel’de Fatih Terim ile yemek yedi.


 TERİM İLE BAŞBAŞAYIZ

“Artık aradaki iki kişi yok. Bu durum Fatih Hoca ile beni karşı karşıya bırakıyor. Yani Terim hala direkt olarak bana bağlı. CEO’ya bağlı değil. Aramızdaki mesafe daralacak. Daha yakın çalışma imkanı bulacağız.”

CEO koyduğum vakit, Fatih Hoca ve onun taraftarları dediler ki “Başkan ile Fatih Hoca’nın arasına kimse girmemeli.” Ben de dedim ki, “Fatih Hoca ile anlaşma yaptığım zaman CEO yoktu. Bu anlaşmam geçerlidir.” Şimdi arada iki kişinin olmaması Fatih Hoca ile beni direkt karşı karşıya bir durumda bırakıyor.
- Bu durumun Fatih Hoca’nın işine gelmesi gerekli. Fatih Terim, hala direkt olarak bana bağlıdır ve bu böyle olacaktır. Kendisi CEO’ya bağlı bir konumda değildir. 
- Sonuç olarak, aramızdaki mesafe daha da daralacak. Ve biz Fatih Hoca ile daha da yakın biçimde çalışma imkanı bulacağız.

‘FLORYA YEŞİL SAHADIR VE FATİH HOCA’NINDIR’

FATİH  Hoca’nın bana göre lehine bir hareket bu. Asla aleyhine değil. Himayesiz doğrudan başkan ile çalışacak. Fatih Terim gibi kıdemli, yıllarını Galatasaray’a vermiş yöneticinin başkana yakın olması herhalde arzuladığı bir şeydir, diye düşünüyorum.
- Bizim Fatih Terim ile anlaşmamız net. Ben bir sözü verdiğim vakit, ikinci kez gözden geçirmem. Hoca ile ilk gün anlaştık. Dedik ki, “Yeşil saha senin, onun dışı benim.” Florya da, yeşil sahanın içi. Ve Florya, Fatih Terim’indir. Bunda değişecek bir şey yok.

‘TERİM’İ GÖNDERECEK KADAR APTAL DEĞİLİM’

ALİ Dürüst’ün, Mersin İY maçı sonrası Fatih Terim’i kovmayı düşündüğüm gibi bir cümle kullandığını duyunca inanamadım. Hocayı göndermek gibi niyetim olmadı. Fevri biri değilim. 2 senede beni herkesin biraz tanıması gerekli.
- Öyle birinin kapısını çalıp, “Hadi sen gittin” diyecek biri de değilim. Bunu yapacaksam, usülüne göre yaparım. O kadar da aptal değilim.
- Şampiyonluğa koşarken, 6 maç kala Terim’i göndermek gibi bir yanlışı yapmam. Yapacaksam da bunu sezon bittiğinde yaparım. Şu anda da yapmadığıma göre öyle bir düşüncem olmamış. İspatı ortada…

Terim onay vermeden almayız

TRANSFER işlerini biz yapıyoruz. Ama Fatih Terim’in onaylamadığı bir adamı da almıyoruz. Piyasada bize uyan hangisi ise o futbolcuyu kadromuza katıyoruz.

Burak için bana teklif gelmedi

ÇOK net söyleyeyim ne Burak ne Muslera için elime gelmiş teklif yok. Hepsi söylenti... Biraz ciddi olan bir şey başkana gelir. Ben de gazetelerden öğreniyorum. Alıcısı olmadığı için fiyatı belli değil.

Başkanıyla konuşmadan Trabzon’dan oyuncu almam

“Direkt olarak o kulüp başkanı ‘fiyatı budur’ demeden oyuncuya talip olmam. Oyuncu ile de hiçbir yöneticimi konuşturmam.”

HİÇBİR takımla hele hele Trabzonspor ile bundan sonra başkanlarla birebir konuşup, onayını almadan hiçbir oyuncu transferine burnumu sokmam. Direkt başkan ile görüşüp, o kulüp başkanı “Tamamdır, fiyatı budur” demeden oyuncuya talip olmam. Oyuncu ile de kimseyi, hiçbir yöneticimi konuşturmam.
- Trabzonspor pankart cezasını ödemek istiyor. Öyle bir şey olmaz. Biz cezamızı öderiz. Bizim taraftarımız böyle bir pankart astıysa cezasını biz öderiz. Bir kusur varsa biz işledik, Trabzonspor işlemedi.

Uyuştuğumuz müddetçe...

FATİH Hoca ile iyi geçiniyoruz. Ancak görevimin Fatih Hoca’dan önce biteceğini hesaplamamışım. 1 yıl daha sözleşmesi var. Benim G.Saray’a dönüşüm genel kurulun takdiridir. Fatih Hoca ile sorunum olmadı,  uyuştuğumuz müddetçe gideriz.

Ben de Galatasaray’ın bir elemanıyım

ELEMAN konusu, çok yanlış anlaşıldı. Belki de böyle olması benim Türkçe zaafımdan da kaynaklanan bir durumdur. “Galatasaray Kulübü’nün elemanı” olmak, “Galatasaray Kulübü’nün bir parçası” olmaktır. Ben bunu daha önce kendim için de söyledim. Ve tekrarlıyorum; Ben de Galatasaray’ın bir elemanıyım. O zaman teknik direktör de Galatasaray’ın doğal olarak bir elemanı oluyor.