Galatasaray’ın olduğu bir yerde sorunsuz bir ortam biz daha görmedik. Saha içi sorunlar çözülür, o önemli değil ama oyuncu sakatlıkları ve bu oyuncu sakatlıkları konusunda net olarak gelmeyen bilgiler ciddi sorunlar. Bu sorunları konuşurken galibiyetin kötüsü olmaz modunda günü geçirdi Galatasaraylılar. Bireysel oyuncu performansları sonucu belirledi. Maçın kırılma anı ilk 10 dakikaydı. Galatasaray o anları şanslı geçince oyunu çözmeyi bir şekilde bildi. Maçın sonu zor gelse de kazandı.

Maçın mutlu eden tarafına bakalım; Gençlerbirliği maçına gore çok daha tempolu, rakip kaleyi düşünen bir Galatasaray vardı. Bunları yaparken pozisyon vermeyi de göze alır Galatasaray. Genelde böyledir geçmişten beri. Her şeyin bir anda kusursuz olmasını kimse beklemiyor zaten. Bir reaksiyon gösterildi. Bu reaksiyon çok iyi oyun getirmese de bir heyecan verdi. Andone’nin kendi çabasıyla maçı 2-0’a getirmesi de büyük avantaj oldu tabii.

Olumsuz durum ise Galatasaray gibi bir takım rakip eksikken ve kendisi 2 farklı öndeyken nasıl rakibini maça ortak eder? Sivasspor’un iyi takım olması bunun açıklaması değil. Galatasaray bunu geçen sene de çok yaptı. Uzun zamandır anlamıyorum. Avrupa takımları böyle durumlar olduğu zaman maçı büyük farklara götürüyor, Galatasaray bunu yapmakta zorlanıyor. Maçı böyle strese soktuğunuz zaman kendinize güveniniz de gelmemiş oluyor. Fatih Terim’in 2.Milli Takım döneminde söylediği bir söz vardı.’’ Yakaladıysanız 15 tane atacaksınız.’’ Az kalsın Konyaspor maçının kopyası olacaktı son dakikada. Şimdi önümüzde bir Real Madrid maçı var. Bütün isteğimiz bir efsane galibiyet daha yaşamak.