Galatasaraylılar, Galatasaray’ın doğum gününde takımlarının oyunundan mennun kalsalar da sonuçtan memnun kalmadılar. Adana deplasmanından normalde beraberlik ile dönmek hiç üzmez fakat maçın hikayesi iki puanı kaçırma duygusunu getirdi. Mata’sından, Mertens’inden, Yunus’tan, Kerem’den, Seferovic’ten tüm hücum hattının gol pozisyonuna girdiği bir maçı 0-0 bitirmek üzücü. Fredrik ve Toreira ikilisi ile orta sahaya hakim olan Galatasaray, bu hakimiyeti maçın genelinde ve sahanın üçüncü bölgesi hariç tamamına yansıttı. Burada önemli nokta az top kaybetmekti. Konyaspor maçına göre oyun kurulumunda ciddi ilerleme gördük. Galatasaray’dan da tanıdığımız oyunculara karşı bana göre sadece bir net pozisyon verildi. Belhanda’nın kafayla indirip Henry’nin attığı şut. Diğer iki atak, birisi yardımcı hakemin bayrak kaldırıp sonra indirip oyuncuları durdurduğu pozisyon, diğeri de zaten ofsaytten gol iptal oldu. Bu kadar tempolu oyunda Galatasaray’a, bu oyuna uygun bir atak oyuncusu gerekiyor. Santrafor konusunda hep aynı tip oyuncu profili tercihi yapıldı. İcardi ceza sahası içi golcüsü, Gomis ceza sahası içi golcüsü, Seferovic sadece daha hareketli oyuncu tipi ama kendisinin de yürüyecek hali yok. Şok pres yapıp top kazandıktan sonra Gomis geniş alanda bir sorun yaratamadığı için Adana Demirspor bu bakımdan rahat etti. Gomis gibi, İcardi gibi oyuncular dün maç 11’e 10’a döndükten sonraki oyun şeklinde çok önemli. Yığıdınız oyunu ceza sahası çevresine, besleyin bu oyuncuları. Büyük ihtimalle sonuç verir.

Okan Buruk, zaman zaman Fatih Terim’in girdiği bir riske girdi. Rakip eksik kalınca orta sahayı boşalttı. Büyük tehlikeydi. Henry’yi o anlarda Montella’nın oyundan çıkarması, Okan Hoca için büyük şanstı. Fatih Hoca da böyle risklere girer. O riskler sonuç vermezse nelere yol açtığını biliyoruz. Fatih Hoca da Ortega atıldı diye böyle orta sahayı boşalttı, halen o derbinin sonucu konuşuluyor. Dün oynanan oyunla galibiyet fırsatı geldi fakat maalesef Galatasaray bu fırsatı tepti.