Galatasaray’ın 1989’da şampiyon kulüpler Kupası’nda yarı final oynadığı zamana kadar süren Türk Futbolu zamanlarına geri dönmeye başladığımızı üzülerek görüyoruz. Yabancı oyuncular da bize hemen uyum sağlıyorlar. Makas çok açıldı bahanesine sarılıp daha da kendimizi geriye itiyoruz. Gün geliyor ve gerçekleri büyük takımlar yüzümüze tokat gibi çarpıyor, dün yine çarptılar. Dün ile ilgili bir oyun analizi yapacak halimiz yok. Real Madrid’e rakip olamadık. 19 yaş altı takımımız 4-2 yenerken, A Takımı daha maç başlamadan maçı kafasında bitirmiş bir haldeydi. Son Rize maçını da yazmadım. Gerçekten yazacak bir şey bulamıyorum. Herkesin oynadığı oyunu anlıyorum, Galatasaray ne oynuyor anlamıyorum. E hadi ne oynadığı belli olmayan bir oyuncu grubu var. bu oyuncu grubunun kendi şahsiyet mücadelesi de mi yok? Bu sorudan Muslera ve Ömer Bayram’ı ayrı tutuyorum.

Linnes konusuna dönecek kadar geri gitmek istemiyorum. Zaten herkes hata olduğunu kabul ediyor. Taraftara küfür eden oyuncu sonraki ilk maç olan Beşiktaş derbisinde ilk 11 çıktığı an film koptu. Kiralık oyuncular fazla olduğu için bir benimseme sorunu mevcut iken üstüne bu da olunca Fatih Terim’in’’ anlatamadığım şeyler var’’ dediği şeyler daha da büyüdü her ne olduysa. Bugün çok güzel bir yazı okudum. Zihni Şahsiyet diye bir twitter kullanıcısı yazmış. Tebrik ediyorum. ‘’ Galatasaray’ı bu durumdan kurtarabilecek tek kişi Fatih Terim’dir. Yönetimin acilen Fatih Terim’i takımın başına getirmesi gerekiyor. O Fatih Terim kılığında dolaşan şahsı da derhal kovmalı. O kişi Fatih Terim değil. Sadece benziyor’’. Aynen öyle.