1998 yılından beri Galatasaray’ı ayrıntılı olarak hatırlıyorum. Daha biraz öncesini parça parça hatırlıyorum ama 98 Dünya Kupası sonrasını çok net hatırlıyorum. Bazı konularda mutsuz olunan konular hep oldu. Mütevazı kadroların şampiyon olduğu, çok üst düzey kadroların başarısız olduğu deönemler oldu. Futbolun güzelliği de belki de bu. Bu kadar senedir gol vuruşu konusunda bu kadar yetersiz bir Galatasaray kadrosu hiç görmedik. Küme düşme hattına yaklaştığı 2010- 2011 sezonunda bile Baros oynadığı bütün maçlarda takımın seviyesini yükseltiyordu. Özellikle son iki maçtaki gol pozisyonlarını kaçır deseniz kaçırmak çok zor. Son derece dengeli ve 1-1 giden bir maçta 50.dakikada Eren’in kaçırdığı öyle bir gol var ki bütün maçın gidişatı değişti.

Porto maçındaki gibi Galatasaray oyun performansını yükseltmeye devam etti. Başakşehir çıkarken presle dört tane çok başarılı top kazansa da Galatasaray bunu olumlu top kullanımına dönüştüremeyince skor avantajını eline alamadığı gibi kalesine gelen ilk şutta yenik duruma düştü. 2000 yılından beri Galatasaray bu konuda çok şanssız. Bir şekilde çarpıp gol oluyor. Serdar’ın topa sırtını dönmesi de gole yardımcı oldu.. Çok küçük bir müdahale bile olsa Muslera’yı yanıltmaya yetti o müdahale. Hem Porto maçında hem Başakşehir maçında geriye düşmesine rağmen tepki gösteren bir Galatasaray görüyoruz. Oyundan kopmamak önemli. Penaltı pozisyonuna ben başta değil demiştim ama dizine NDiaye’nin net bir müdahale var. VAR doğru uygulandığı zaman demek ki sorun kalmıyor. 1-1’den sonra Rodrigues ve Onyekuru’dan çabuk çıkışlar beklendi. Tam onların maçına dönmüştü maç. Bu hızlı atakları göremedik. Başakşehir yaşlı bir takım. Ne kadar geri fazla koşarsa o kadar enkinliği azalır.

Baştan söylediğim gibi. 50.dakika maçın kader anı oldu. Kaleyi bir şekilde tuttursa gol olmaması mucize bir pozisyonda Eren Derdiyok şut bile atamadı. Maç 2-1 olsa, Başakşehir riskleri alsa, hızlı bir Onyekuru ve çok formda bir Feghouli varken maçın sehri elbette değişir. Orada avantajı alamadığın zaman Başakşehir Adebayor gibi bir kozunu oyuna alıp 8 puan da önde olduğu için pas yaparak tamamen oyunda üstünlük kurdu. Başakşehir baskısıyla geçen anlarda Muslera ve Ozan çok başarılı müdahaleler yaptılar. Eren Derdiyok oyunda fazla bile kaldı. Eren erken çıksa Onyekuru’nun girdiği pozisyon gibi ataklar daha fazla olabilirdi. Onyekuru’nun pozisyonu da çok enteresan. Galatasaray golcü sorununu çözerse gerçekten kötü bir takım değil. Bir tane gelecek yıllar için, bir tane de 2.dönem için santrafor bulma şansı varsa ve Eren Derdiyok elden çıkabilirse çok iyi olur. Geçen sezon UEFA Kupası kazanmış bir tecrübe Fernando Torres Japonya’da oynuyor mesela. Günü kurtarma transferi olarak düşünülebilir. Zaten alttan çok iyi oyuncular geliyor. U19 Takımı bugün yine kendini gösterdi.

Belki bize kızanlar olabilir’’kendi yöneticini niye burada eleştiriyorsun’’diye. 8 puan gerideyken berabere bitmiş bir maçtan sonra’’ puan farkını koruduk’’ açıklamasını Sayın Albayrak yaptığı zaman kendi taraftarını, kendi camiasını, kendi televizyonunu, kendi sosyal medya araçlarını nasıl bir duruma soktuğunu tahmin edebiliyor olması lazım diye düşünüyorum. 8 puan önde olan taraf Galatasaray değil maalesef.

Az önce Galatasaray Store'a bir saldırı haberi geldi. Nasıl bir kafa yapısı bu? Nasıl bir zihniyet bu? Anlamak mümkün değil. Git maçını seyret, takımını destekle. Ne alaka Galatasaray Store? Trabzonspor Kulübü bakalım bir özür dileyecek mi?