Sorun gol yemek, gol kaçırmak, mağlup olmak olmaz bazen. Dün o maçlardan biriydi. Sezonun ilk mağlubiyetini yaşayan bir takım mağlup olurken bu kadar kabullenmiş, bu kadar sadece bedensel olarak sahada olamaz, olmamalı. Hani üst üste maçlar kaybetmişsinizdir ve pskolojiniz bozuktur. O da değil. Galatasaray geçmiş yıllarda kendi kalesinin önüne otobüs kuran takımlara maç kaybetmedi mi? Ezeli rakibi Fenerbahçe’ye bile böyle maçlar kaybetti. Böyle kaybetmedi. Maçı oynamadan haneye banko 3 puan yazmanın cezasını çok moral bozucu bir mağlubiyetle çektik.
 
 
Riekerink Bey’i en çok takdir ettiğimiz özelliği kazanan kadroyu bozmamasıydı. Hatta o derece bozmuyordu ki sık sık eleştirdiğimiz Sabri Sarıoğlu bile kadrodaki yerini alıyordu. Dünkü ruhsuz, hiçbir şeyi umursamayan Cavanda’yı gördükten sonra yine kazanan Sabri Sarıoğlu oldu. Hazır olmayan Podolski ve Sneijder’in ikisinin birden sahada olması doğru olmayan bir A planıydı. Teknik heyet bile kolay maç tuzağına düşmüş bu belli. Trabzonspor’un bu maçta %200 mücadele edeceğini tahmin etmemek imkansızdı. A planı riskli olmasına rağmen karşımızda 1.haftaki Karabükspor gibi atağa çıktığında 4-5 kişiyle etkili gelen bir rakip olmaması mağlubiyeti iyice bahanesiz kılıyor.
 
 
Trabzonspor’un gol dakikası 17. Yani maçın başı sayılır. Maçın başı sayılacak bir dakikadaki pozisyonda Selçuk İnan’ı dikkatle izlemek yeterli. Biraz koşu temposunu arttırsa pozisyon olmayacak ama koşamadı. Carole elinden geleni yapan bir sol bek. Kapasitesi belli. Uzaktan şut atıyor ve bir tane Sarı Kırmızılı oyuncu top döner mi diye koşmuyor. Onur topu kaçırmıştı elinden oysa. Futbolu içeride yaşayanlar kadar bilemeyiz ama bizde hayatımızın neredeyse tamamında futbol izledik. Oyuncuların vücut dillerinden, koşularından maçın ne kadar içinde olduklarını çözeriz diye zannediyorum. Trabzonspor Takımının 1.5 pozisyonu var gol dahil. Böyle bir maçta 2 hafta önceki Galatasaray olsa değil 1-0, 2-0 olsa önemli değil maç döner dersiniz ama her yere yetişmeye çalışan Tolga,bütün emekleri boşa giden Bruma ve top geldiği kadarıyla savaşan Eren vardı sanki sahada. Eren’e top son saniyede gidebildi. Onu da Eren Derdiyok kalitesiyle yarattı.
 
 
Trabzon Takımı oyuncuları sakatlık nedeniyle oyunu çok sık durdurdu. Kaç oyuncumuz sahanın içinde isyan etti? Hakeme baskı yaptı? Hiç yapan olmadı. Etik dışı hareketten bahsetmiyorum. Mağlubiyeti kabullenmeme göstergeleri vardır. Muslera yaptı onu 2 hafta önce. Keyfinden mi çalım attı Muslera? Son saniyelerde Eren’in attığı gol olmamış olsa, Josue’nin Beşiktaş ve dünkü Eren’in pozisyonları gol olsa şu anda 1 puan fazlamız olacaktı. Ne olursa olsun bu kadar çağ dışı futbol oynayan bir rakibe karşı oynamış gibi gözükerek kaybetmek yakışmadı.