Aylar sonra Arena'da taraftarla buluşan Galatasaray, dün akşam beklenenlerin altında kaldı ve sahadan beraberlikle ayrıldı. Şampiyonlar Ligi'nin altın kurallarından bir olan 'yenemiyorsan, yenilme' mantığından hareketle çok da karamsar bir tablo oluşturmamak gerekiyor.

Genç ve dinamik olduğu kadar oldukça da tecrübesiz bir takım olan Anderlecht'i bu oyun şekliyle yenmemiz zaten sürpriz olurdu. Kale ve defansta sezon itibariyle problem yok. Hatta geçen sezona göre çok daha iyi bir konumda.. Ancak gol yollarındaki ciddi sıkıntı her maç daha kötüye gidiyor. 

FORMSUZ VE ARTIK DİNLENMESİ GEREKEN SELÇUK İNAN

Geçen yıldan bu yana inanılmaz kötü oynayan ve bir türlü eski haline dönemeyen Selçuk İnan'ı ıslıklayıp, protesto etmek hiçbir zaman Galatasaray'a fayda sağlamaz. 'Rezalet' denebilecek bir performansla oynayan Selçuk'un acil bir şekilde kulübeye çekilmesi gerekiyor. Bu nedenle Galatasaray forması giyen ve bu aramaya en çok değer veren oyunculardan biri olan Selçuk'a bu tarz bir tepki gösterilmesini doğru bulmuyorum. Kadro genişliğini de düşünürsek Selçuk'un boşluğunu doldurabilecek çok sayıda oyuncu var takımda. 

ÇÖZÜM: KANAT OYUNLU FORMASYON

Hızlı hücum yapamayan Galatasaray'ın kanat varyasyonlu sistemleri denemesi gerektiği kanaatindeyim. Selçuk, Sneijder, Melo, Dzemaili, Yekta gibi oyuncular topu çizgide kullanamıyor ve dolayısıyla ataklar genellikle ortadan şekilleniyor. Bu anlamda kanatlardan gelen ataklar beklerde oynayan oyuncuların sırtına biniyor. Telles, Veysel, Tarık gibi oyuncular da tek başına kanatlarda yeterli olamıyor. Sezon başlamadan hemen hepimizin ilk 11'e yazdığı Bruma ile Olcan ise kanatlara en ideal çözümler olarak göze çarpıyor. Özellikle Olcan'ın neden ilk 11'de tercih edilmediğini anlayabilmiş değilim. Galatasaray'ın merkezden ziyade daha kompakt bir hücum anlayışıyla sahaya dizilmesi gerekiyor. 

RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER ŞART

Selçuk'un 11'den kesilmesinin yanı sıra sahada hocanın istediklerini yapmayan ve gereken özveriyi göstermeyen her oyuncu kadrodan çıkarılabilmelidir. Anderlecht, 17 yaşındaki Tielemans'i nasıl hiç düşünmeden ilk 11'e yerleştirebiliyorsa Galatasaray da Birhan Vatansever, Emrecan Coşkun, Sinan Gümüş gibi isimlere direk 11'de şans verebilmeli. Bu tarz radikal değişiklikler diğer oyunculara bir mesaj iletebilir. 

GÖZ KAMAŞTIRANLAR

Galatasaray, son 3 sezona bakıldığında hep lig ve Şampiyonlar Ligi'ne iyi bir başlangıç yapamamıştır. Ancak ilk 2 sene ligde şampiyonluk, Şampiyonlar Ligi'nde de üst üste iki defa gruplardan çıkmayı başarmıştır. Bu senenin diğer yıllara göre çok daha zorlu geçeceğini hepimiz biliyoruz. O nedenle oyun olarak iyi olmasak da gelecek adına o kadar kötü de değiliz. 

Geçen sezonun tartışılan ismi Chedjou, yeni sezona tabiri caizse bomba gibi bir giriş yaptı. Savunmadaki performansının yanı sıra dün akşamki asisti de alkışın en büyüğünü hak etti. İlerleyen dönemlerde Semih ile birlikte yakaladıkları uyumla çok daha iyi olacağına inanıyorum. Ayrıca bir kaleciden öte, 1 numara olmasına rağmen 10 numara adam olan Muslera da iyiki Galatasaray'da dedirtiyor insana. Kalecilik yetenekleri bir yana dursun Burak Yılmaz'ın golünden sonra arkadaşlarına sahip çıkması ve her defasında öve öve bitiremediği Galatasaray taraftarına azar çekmesi dikkate değer bir unsur. Çok sıklıkla yazmasam da bu yazımı Chedjou ve Muslera'ya ithaf ediyorum.