Avrupa'nın güçlü takımlarından birisi Marsilya. Böyle bir takıma karşı galip gelmenin ötesinde bu kadar iyi oynayıp yenmenin mutluluğu bir başka. Aslına bakarsanız Marsilya da kötü bir oyun oynamadı. Tam bir Avrupa maçı oldu. Onların da pozisyonları vardı ama bizim de çok pozisyonumuz var. Taylan’ın kaptırdığı topu Muslera’nın uzaklaştırmasından, sahaya maddeler atılana kadar olan bir bölüm var ki tam anlamıyla kusursuz bir futbol. Gururla izlediğimi söylemeliyim.

Fatih Terim, Avrupa'da başarılı olan orta saha üçlüsüne geri dönmüş, Taylan- Berkan- Cica üçlüsünü tekrar buluşturmuştu. Santrafor tercihini de Diagne’den yana kullanarak ‘’konuşmayacağım’’ dediği derbiye bir gönderme yapar gibiydi. ‘’ sen tertemiz bir gol attın, ben de seni ödüllendiriyorum’’ diyordu sanki. Feghouli’nin bu maçtaki rolü çok önemliydi. Kanatta oynuyordu ama zaman zaman içeri girerek oyun kuruculuk da yaptı Patrick ve Yedlin de atağa çıkma ve geri dönme zamanlamalarını doğru yapınca orta saha üstünlüğü bize geçmiş oldu. Şok bir presle golü bulduktan sonra bir futbol şovu başladı. Rakibin de direkten dönen topu olmasına rağmen hiç geri adım atmadık. Galatasaray tecrübe kazandıkça, öne geçtiği maçlarda sevenlerine büyük keyif verecek. Dün bu keyfi verdi. Basketboldan futbola geldi bu geçiş hücumu ifadesi. Geçiş hücumu böyle olur işte. Son pasları da yapınca zaten ortaya 3.goldeki gibi goller çıkacak. Dünkü maçtaki tek eleştiri şu olabilir; Yarıların ilk beş dakikaları tedirgin başladık. Çekingen bir görüntü verdik. Oralarda gol yememek önemliydi. O bölümleri atlatınca zaten aslan gibi bir oyun oynadık.

Derbiden sonra yaratılan hava tamamen skorun getirdiği bir pskolojiydi. Normal bir durumda, Diagne’nin golünün verildiği senaryo içinde hemen hemen herkes Galatasaray’ın bir derbi maçında ne kadar çok gol pozisyonuna girdiğini, rakibine neredeyse pozisyon vermediğini, hele hele son yarım saat tek kale maç oynadığını konuşacaktı. Galatasaray takımı, yaptığı doğrulardan vazgeçmeyerek, sahada ve VAR’da tuhaf işler olmayınca neler olabileceğini gösterdi. Bu takım, bu çizgide devam ederse bu sene kupa kazanamasa bile üç sene, dört sene sonra bize şunu dedirtecek. Bu takımın bu güzel noktalara geleceği o zamanlardan belliydi’’.