‘’Galatasaray avrupada başka oynuyor’’ yorumlarını tekrar hatırlatan bir geceydi. Eldeki kadro, içinde bulunulan şartlar ne olursa olsun Galatasaray her zaman sahaya neyi varsa verir. Biz buna alışmıştık geçmiş yıllarda ve dün bunu gördük.Marsilya ve bizim kağıt üzerindeki kıyaslamamıza göre durum bizim aleyhimize görünüyordu ama işte bizim adımız da Galatasaray. İlk yarıda Cengiz’in uzaktan attığı inanılmaz şut dışında çok net pozisyon vermeyen, oyunu dinlendirme, ayağa pas yapma dakikalarını arttırdıkça etkili olan ve devre biterken de gole yaklaşan bir Galatasaray vardı. Top rakipteyken sanki sahada yirmi kişiydik. Neredeyse hatasız oynayan savunma dörtlüsü ile beraber Berkan, Taylan, Cica üçlüsü vardı ki yorulmak bilmediler. Savunma dörtlüsünde biraz ilk yarı aksayan Patrick oldu. O da doğaldır karşısında çok formda bir Cengiz vardı. Hep konu aynı yere geliyor, top bizdeyken biraz daha kalite ve tecrübe gerekiyor. Zamanla umarız bunlar da olacak. Bir avrupa maçında çoğu takımın başına gelmeyecek şey bizim başımıza geldi ve hakem şutumuzu engelledi. ‘’ Kötü şans’’ demiş Polonyalı. Kötü şans değil, kötü hakem. En azından bu seviyenin hakemi değil.
İkinci yarı baskı yiyeceğimizi zaten bekliyorduk. Kerem ve Halil’in güçleri bitene kadar yine iyi durdurduk fakat devamında zorlandık. Fatih Terim’in oyuna müdahale zamanlamaları dün kusursurzdu. Diagne’nin girmesi de rakibi şaşırttı. Böyle bir direnç herhalde beklemiyorlardı. Marsilya yarı sahası bu kadar boşken Kılınç ve Babel için çok uygun ortam vardı. Babel’in artık futoldan çok uzak görüntü vermesi, Emre Kılınç’ın da savunmaya konsantre olması bu şansları bize elde ettirmedi. Bizi çantada keklik gören, maç istedikleri gibi gitmeyince her geçen dakika sinirlenen, maç sırasında olay çıkaran Marsilya takımının sahasından Galatasaray alnı ak, başı dik çıktı. Golümüzü engelleyen hakem bir de penaltı icat etmeye kalktı ama o kadar da uzun boylu değildi elbette. Yine de Patrick gibi tecrübeli bir oyuncunun o fırsatı rakibe ve hakeme vermemesi gerekirdi. Hamle yapma, bekle. Hamleyi gerektirecek bir şey yok ki!
