Son yılların en enteresan maçlarından birisi oynandı. Maçı izlemeyen birisi diyecek ki’’ Galatasaray, Randers’i bile zor yenmiş’’. Maçı yaşayanlar için ise durum çok farklı. Bu sezonki resmi maçların toplamından daha fazla gol pozisyonuna girdiğini tahmin ediyorum Galatasaray’ın. Atılan golün tekrarı verilirken bile gol kaçırdık. Bu kadar golün kaçtığı bir maçtaki galibiyet golü de bir o kadar enteresan oldu. Böyle bir maçta görülmeyen elle oynamanın devamında maç uzatmaya da gidebilirdi. Çok şükür kazandık.

Maçı bırakmayan, isteğini, coşkusunu sahada gösteren bir takım görmek ister Galatasaraylılar. Bu olduğu zaman zaten bireysel hatalara da tepki gelmedi dikkat ederseniz. Tek kale başladığınız bir maçta yenik duruma düşüyorsunuz. Bunu kaldırmak kolay değil gerçekten. Oyun çok ortaya sıkıştı ilk yarıda. Kanatlara daha fazla açılsaydık problemi daha erken çözebilirdik. Problem anlarında bile boş kaleye gol kaçırdık. Golle buluşamadı ama Diagne çok başka döndü. İngiltere görmek çok çok önemli. Oyuna katılmıyor diye eleştirdiğimiz Diagne, bu sezon her aksiyonun içinde. Üstelik kolay kolay yıkılmıyor.

Kerem’in günü değildi bugün. Barış formda ve zinde bir şekilde oyuna girdi, Feghouli oyun zekasının yanına takım liderliğine soyununca Randers’in bizimle baş etmesi mucizelere kaldı. Çok güzel bir dakikada 1-1’i bulduk. Nagatomo’nun ciğeri söndüğünden beri ilk defa çift taraflı bek katkısı almaya başladı Galatasaray. Patrick’in bir golü, bir direkten dönen topu var, iki vuruş da tam bir golcü vuruşu gibi. Boey zaten bitmeyen enerjisi ile fark yaratıyor. Bu sefer hızlı ataklara daha dikkatli çıkıldı ama golle buluşma başarısı gösterilemedi. Kaçan gollerin stresine rağmen maç güzel bitti.