Sadece Galatasaray formasının sahada olduğu, tuhaf bir takım görüntüsü vardı. Yaşanan günler nedeniyle daha fazla kendini göstermesi gereken oyuncu topluluğu tamamen birbiriyle iletişimden uzak, tamamen maçtan uzak performans gösterdi. Galatasaray’ın sadece tek bir ilk onbir kadrosu var gibi sanki. İdeal onbir bozulunca takım seviyesi çok düşüyor. Seviye düşse bile kazanmak için bir irade bugün kesinlikle yoktu. Üç gol atmış olabilir Galatasaray. Bu kaleci performansına üç gol atmamak mucize zaten. Son derece vasat bir kaleci performansına karşı, son derece şanslı goller atıldı. Galatasaray o kadar kötüydü ki, Konyaspor yediğinden fazlasını atmayı başardı. Haklarıyla dört gol attılar. Hiç lafım yok.

Takım içerisinde neler olduğunu, son günlerde içeride nasıl zamanlar geçtiğini bilme şansımız yok ama görünen o ki maç hazırlığı hiç iyi olmamış. Geçen maçlara göre duran topların daha iyi kullanılması söz konusu ama orada da boş kaleye topu atamayacak kadar pozisyonu hissetmekten uzaktı Galatasaraylı oyuncular. Diagne’nin boş kale yerine kafayı dışarı vurması maçın ilk kırılma anı. Bu kadar kötüyken bile öne geçmek çok şeyi değiştirebilirdi. Konyaspor, Galatasaray stoperlerine baskı yaptığı zaman çıkıp top alan sadece Taylan var. Bunun nedenleri orta sahada bu görevi yapabilecek oyunculardan Akbaba ve Ömer kendilerine güvenmiyorlar bu konuda, Belhanda’nın ise maç ile alakası yok. Belhanda bir pozisyonda topu aldı, kendi kalesine doğru sürdü. Şaka gibi gerçekten. Akbaba için çok üzgünüm. Maç boyunca kendi kalitesinde yaptığı tek hareket Oğulcan’a attığı uzun pas. Aslında bu saydığımız oyunculardan çok farklı oyuncu Akbaba. Akbaba ile Belhanda iyi oynasaydı Ömer ile Oğulcan’ın da yetenek olarak eksik kalan yönleri gözükmemiş olurdu ve bu iki oyuncunun da performansı artardı.

Karagümrük maçının tekrarı yaşandı ikinci yarının başında. Takımın en güvenilir oyuncusu olan Donk’un rakibini bu kadar kolay kaçırması hesapta yoktu. Çok belliydi konsantrasyon sıkıntısı. Bu sıkıntıyı herkes yaşadı. Değişiklikler geç oldu, yanlış oldu evet. Ben de teknik olarak formda bir teknik heyet olmadığını düşünüyorum. İkinci kırılma anı ikinci yarının başındaki gol diye düşünürken maçta öyle bir şey oldu ki maçın en büyük kırılma anı oldu. Maç 2-2’ye geldikten sonra Luyindama’nın yaptığı bir penaltı var. Ben bile bu duyguları yaşadıysam oyuncular neler yaşamıştır, bilmiyorum. Böyle hata olmaz. Takımın var olan bütün direncini, yerine gelmiş maç motivasyonunu böyle bir hareketle yok etmiştir kendisi. Maç 2-2’ye gelmiş, atak bitmiş, top önüne gelmiş. Vursa bitecek gidecek. Vurmadı, rakip arkadan geldi, aldı. Göstere göstere yaptı penaltıyı. Herkes nerede oynadığının farkına varmalıdır. Bu şekilde ihanet edercesine takımın mağlup olmasına sebep oluyorsa bir futbolcu, demek ki Galatasaray’da olmak istemiyor demektir. Emre Kılınç Antalyaspor maçında acemiliğinin kurbanı oldu. Atak kesmek isterken kırmızı kartlık hareket yaptı. Bugünkü pozisyon gerçekten garipti. Her zaman riskli hareketler yapıyor kendisi ama bugün artık bardağı taşırdı. Maçı vereyim deseniz bunu yapamazsınız. Gerçekten inanılmaz.