Fatih Terim’in saha kenarında olmasının etkisi her zaman daha farklı. Bu farkı oyuncuların sahadaki vücut dillerinden bile görüyoruz. Yardımcı antrenörler ne kadar iyi niyetle çalışsa da baş teknik adamın yerini tutmaları kolay değildir. Bu motivasyona ilk pozisyonda gol eklenince maç farka gitti. Konyaspor maçı için Diagne’nin kafa vuruşunun dönüm noktalarından birisiydi diye söz etmiştim. Öne geçiren golü bu kez attı Diagne. Oyundan kopmaya çok müsait Gençlerbirliği, golden sonra pozisyonlar bulsa da Galatasaray’ın bir sürprize daha yer verme lüksü yoktu. Belhanda’ya yapılan sert faul, maçın Belhanda’nın gecesi olmasını sağladı. O sinirle Belhanda kendisini maça verdi ve yine direnci düşük bir rakibe karşı yıldızlaştı. Gençlerbirliği direnç gösteremediği için çok sert fauller yaptı. Maçı eksik kalmadan bitirmeleri başarıydı. Beşiktaş derbisinde elbette bu oyun yetmez. Hem bu maçtaki Gençlerbirliği karşısında altı gol Galatasaray için, hem de o günkü Rizespor karşısında altı gol Beşiktaş için aldatıcı olabilir.

Maçın önüne geçen bir basın toplantısı izledik. Fatih Terim çok uzun zamandır transfer konularında çok zor durumlarda kaldığı için bu sefer pek eşine rastlanmayan bir şey yaptı ve gazetelerde geçen transfer listesindeki oyuncu isimlerinin çoğunu doğruladı. Neredeyse bütün istediği oyuncuları herkese duyurdu hoca ama hoca da büyük ihtimalle düşündü ki zaten kaybedecek bir şeyi yok. Terim'in bu hamlesi konusunda kendisiyle aynı fikirde olmasam da niye yaptı diyemiyorum. ‘’ Başkalarına scoutluk etmekten yorulduk’’ dedi. Benim yönetici olsam bu açıklamadan sonra içim sızlardı. 6-0 kazanılmış bir maçtan sonra Albayrak açıklama yapmadı. Bu bile sürecin ciddiyetini gösteriyor. Transfer dönemi bitene kadar bizi yoğun gündemler bekliyor.