Galatasaray’ı yirmi iki senedir takip ediyorum. Maç sonuçları iyi gitse bile tam anlamıyla hıuzurlu, sakin bir zamanın yaşandığını hiç görmedim. Gergin ortamdan olumlu sonuç çıkarmaya alışkın bir takım olmasına rağmen Galatasaray, bu gerginliğin fayda vermeyecek bir hale geldiğini görüyoruz. Maçın içerisinde hiçbir Galatasaray oyuncusu sahadaki halinden mutlu ve maça motive görünmüyor. Fatih Terim herkese bağırıyor. Hoca hiç kötü maçlardan sonra oyuncuları hakkında olumsuz yorum yapmazdı. ‘’ Fatih ilk golde hata yaptı’’ dedi, Etebo profesyonellik dışı atıldı’’ dedi. Evet bu konularda herkes aynı fikirde ama Fatih Terim’in tarzı bu değildi. Fatih Terim’in de mutsuzluğu böyle dışarı çıkıyor. Maçın teknik tarafı ayrı, pskolojik tarafı da çok kötü. Açıkçası ben dün akşam gözlerime inanamadım. Alanyaspor çok pozisyona girmemiş olmasına rağmen oyun olarak çok üstündü. Babacar’ın tam hazır olmaması onların üçüncü bölgede daha üretken olmasını zorlaştırdı. Bu kadar kötü bir maç oynarken Galatasaray, maçı berabere bitirmeyi de son dakikalarda başaramadı. Berabere bitirmeyi başaramadı cümlesi bile çok garip değil mi?

Manzara çok net ama izlerken dehşet verici. Alanyaspor ligin zaten en iyi oynayan takımı. Maçı da genel olarak bu şekilde oynadılar. Sahanın her alanında üstünlük kurarak Galatasaray’ın atak başlangıçlarını keserek, topa da hakim olarak oyunu ellerinde tuttular. Benim en çok kızdığım yere geliyorum. Alanya’ya top geçince ne oluyor? Zorlayıcı baskı yapamayan, rakibini izleyen bir Galatasaray Takımı. Özellikle Alanya’nın arka dörtlüsünün yorulduğunu zannetmiyorum. Alanyaspor’da topu alan her oyuncu kafasındaki şeyleri uygulamak adına çok rahat. Frikik golünden önceki uzun top bunun en iyi örneği. Kadrodaki oyuncu yapısı hücum pres anlamında yetersiz Galatasaray’da. Bir defa Falcao önde pres başlattı, kanada uzun bir pasla hücum seti yaptı Alanya ve üç pasla kaleye geldi. Galatasaray’ın yapması gereken her şeyi Alanyaspor yaptı. Üstelik bunları yaparken Galatasaray’da hem Taylan hem Etebo var. Direnç beklenir böyle bir ikili varken doğal olarak ama takım bütünlüğü sıkıntılı olmaya başladı. İkinci yarı bir kişi eksik iken biraz daha maçın dengeye gelmesinin sebebi 4-4-1 düzeninde Babel’in tek santrafor olarak oynamasıydı. Babel bu haliyle bile rakip savunmayı rahatsız etti ve bu performans genel olarak takımın az da olsa toparlamasını sağladı. Falcao yaşı ve fiziği itibarıyle bu baskıyı yapacak durumda değil. Falcao zaten kariyeri boyunca çok basan, pres yapan bir santrafor olmadı. Diagne zaten ayakta duramıyor. Şaka gibi. Emre Akbaba’nın hazır olmadığını Hoca da biliyordu. Ne durumda olduğunu göstermek için oynattığını düşünüyorum. Galatasaray için büyük bir şans gelmişti. Takımı maçın içine çekmeye çalışan Babel, yine elle oynayarak büyük bir fırsatın kaçmasına sebep oldu. Geçen sene de Fenerbahçe derbisinde elle oynayarak derbi galibiyetinin kaçmasına neden olmuştu. Ifab kuralları ile ilgili değişik yorumlar olsa da çok net elle oynuyor yani bu pozisyona gol veremez hiçbir hakem. Etebo çok şey yapmak istemesinin kurbanı oldu. Fatih Öztürk ile ilgili kısa bir yorum yapmak istiyorum. 2.gol daha büyük bir hata. Bazı kaleciler topu görmek için uzak direğe çok giderler. Burada Fatih bir risk aldı ve hatalı gol yedi. İkinci gol ise gerçekten inanılmaz. Bu kadar zayıf ve çok köşeye gitmeyen bir topu kalesinde görmesi Fatih Öztürk için büyük olumsuzluktu.